- Cihazı kurcalamış olabilirler mi? | Open Subtitles | أهناك أي دلالة على وجود عبث في وحدة التكييف؟ |
Birileri bunları kurcalamış olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن لأي أحد عبث بالألعاب النارية؟ لا. |
Kimyasalları filtreye karıştırmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه عبث المواد الكيميائيّة التي في نظام الترشيح. |
Camı kırıp kaçan serseri yanlış kişiye bulaştı. | Open Subtitles | الأحمق الذي حطمه وهرب عبث مع الفتاة الخطأ بالتأكيد |
Birisi tadilatlar devam ederken alarm kabloları ile oynadı ve güvenlik ihlalinin olduğunu bildiği pencereyi kırarak içeri girdi. | Open Subtitles | شخص ما عبث بأسلاك جرس الإنذار عندما كانت الترميمات جارية وبعد ذلك إقتحم النافذة |
Tam buraya gelmeden önce birisi kafamı gerçekten karıştırdı da. | Open Subtitles | أحدهم عبث برأسي بالضبط قبل مجيئي |
Bak, Manny iyi bir çocuk. Sadece işi berbat etmiş. | Open Subtitles | اسمعي ، ماني شخص جيد ، ولكنه عبث قليلا فقط |
Hiçbirşey, benim oyun makinemi mahvetti. | Open Subtitles | لا شيء، لقد عبث بجهاز ألعاب الفيديو |
Birileri bununla uğraşırsa, Amerika Birleşik Devletleri ile uğraşıyor demektir. | Open Subtitles | إنّ عبث أحدهم بهذا، فقد عبث مع الولايات المتحدة الأمريكية |
Delillerle senin oynadığını söyleyebilecek tek kişi öldü. | Open Subtitles | الذي يمكن أن يشهد بأنّكِ كنتِ من عبث بالدليل هو ميت. |
Kuzeybatı bağlantı yolu aylardır kapalıydı ama biri girişi kurcalamış. | Open Subtitles | كنت محقا طريق الدخول الشمالى الغربى كان مغلقا لشهور لكن شخصا ما عبث بالبوابة |
Ya da frenleri tutmamıştır. Yani birisi kurcalamış olabilir. | Open Subtitles | أو ان مكابحه قد تعطلت كان من الممكن ان أحداً قد عبث بها |
Olay yerine biz gitmeden birisi av tüfeğini kurcalamış. | Open Subtitles | شخصا ما عبث بالبندقية قبل أن نذهب لمسرح الجريمة |
Bayan Hendrix'in eşyalarını karıştırmış. Ona dikkat etmelisin. | Open Subtitles | "لقد عبث بأغراض السيدة "هندريكس أظن أن عليك إيجادة وتسوية الأمر معه |
Birisi POTUS ana bilgisayarını karıştırmış. | Open Subtitles | شخص ما عبث بغرفة تحكم الكمبيوتر |
Ama bu uzaylı yaratık yanlış takıma bulaştı. | Open Subtitles | لكن هذا المخلوق الفضائي عبث مع الفريق الخطأ |
İşinize bulaştı diye kafasını kırdığınız adam gibi değil yani. | Open Subtitles | ليس مثلك تكسير رأس هذا الرجل لأنه عبث مع الاشياء الخاصة بك |
GD'de birisi onunla oynadı ve başı dertte. | Open Subtitles | أحداً ما بالمؤسسة عبث به وهو بمشكلة |
Biri düşmesi için makas köprüsüyle oynadı. | Open Subtitles | شخص ما عبث بذلك الجسر و جعله يسقط |
Kendini suçlama. Framework herkesin kafasını karıştırdı. | Open Subtitles | لا تلوم نفسك،الإطار عبث برؤوس الجميع |
- Burayı kim karıştırdı? | Open Subtitles | من عبث بصور أمي؟ |
Öyle berbat hâldesin ki kimsenin sana iyi davranmasına izin veremiyorsun. | Open Subtitles | واااو، هل انت عبث جدا لدرجه انك لن تدع اي شخص ليكون لطيفا معك؟ |
Büyükbabanın hayatını tümüyle mahvetti. | Open Subtitles | نعمة مضللة جداً هذا عبث بحياة جدك |
Oğlun canına susamış... ve benimle bir daha uğraşırsa... onu memnuniyetle öldürürüm. | Open Subtitles | ابنك لديه أمنية للموت، ما يعني أنّه إذا عبث معي مرّة أخرى فيسرّني تحقيقها له |
Belki onunla kimin oynadığını bulabilir. - Öyle umalım. | Open Subtitles | ربما يمكنة اكتشاف من عبث بة |
O pislik mongol kuzeninede söyle,... ,kız kardeşime tekrar bulaşırsa, onun sikik boğazını keserim. | Open Subtitles | أخبر إبن عمك اللعين الأحمق إذا عبث مع إبنتي مجدداً فسوف أنزع صدرة من مكانه |
Bu şeyi kim bozdu? | Open Subtitles | من عبث بهذا الشيء؟ |