Bunun Florine'le hiçbir ilgisi yok. Burada iş yapmaya devam etmeliyim. | Open Subtitles | ليس لـفلورين أي علاقة بهذا لازلت أحتاج العمل في هذه القرية |
Onları silahlarla yakalatmalıyız, ...ve onları yakalatırken de senle ilgisi olmamalı yani bu işte parmağın yokmuş gibi görünmeli. | Open Subtitles | نريدهم معتقلين ومعهم الأسلحةِ، وهم يريدون الذهاب في طريق غير مرتبطُ فيك لذا يَبْدو أنه ليس لك علاقة بهذا. |
Bunun yatağının altında sakladığın o kutuyla bir ilgisi var mı? | Open Subtitles | هل هذا له علاقة بهذا الصندوق؟ الذي تحتفظين به تحت السرير |
Ciğerlerin boyutunun bununla bir alakası yok. | Open Subtitles | حجم الرئتين ليس له علاقة بهذا. حجم الرئتين ليس له علاقة بهذا. |
Fakat sen bununla bir alakam olmadığını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ولكن تعرفين أن ليس لى علاقة بهذا ، صحيح؟ |
Afedersiniz ama eşimin bu olayla ilgisi olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | معذرةً، هل تقترح أن زوجي كان لديه علاقة بهذا الأمر؟ |
Bunun kıyafetinle bir ilgisi olabileceğini hiç düşündün mü? | Open Subtitles | الا تعتقدى ان ثيابك قد تكون لها علاقة بهذا ؟ |
- Tanrı isterse, majeste. - Tanrının bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | إن شاء الله ، سيدى الله ليس له علاقة بهذا |
Dahilikle bir ilgisi yok. Sadece işimin ustasıyım. | Open Subtitles | العبقرية ليس لها علاقة بهذا أنا بارعة فيما أفعل وحسب |
Belki bu ilgisi şey yoktu ki. | Open Subtitles | الذي لَرُبَّمَا هو ما كَانَ عِنْدَهُ أيّة علاقة بهذا. |
Bu savaşla hiçbir ilgisi yoktu. - Bu savaş herkesi kapsıyor. | Open Subtitles | ما كان يجب انها, ما كَانَ عِنْدَها علاقة بهذا |
Bunun yüzükle alakası yok Justin, bana herşeyi şimdi anlatsan çok daha iyi olur ve ben de elimden gelen herşeyi yaparım senin için | Open Subtitles | الخاتم ليس له علاقة بهذا أخبرنى ما حدث الآن وسأبذل جهدى كى أساعدك |
Babamın bununla alakası yok. | Open Subtitles | أبي لم يكن له علاقة بهذا أعني , نعم لقد انتحر |
Oğlumun, bu işlerle alakası olmadığını söylemenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | اريد منك ان تُخبريه ان ابني ليس له ايّ علاقة بهذا |
Benim bununla bir alakam olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تُفكّرُ بأنّني كَانَ عِنْدي أيّة علاقة بهذا. |
- Senin bu işle hiçbir ilgin olmayacak. - Ama var. | Open Subtitles | و لن يكون لك علاقة بهذا - لكن لي علاقة - |
- Benim hiçbir alâkam yok! - Götürün şunu! - Hepsi onun fikriydi! | Open Subtitles | ليس لدى علاقة بهذا كانت فكرتها اخرجوة من هنا |
Özellikle de varsayımsal olarak senin bununla bir alakan varsa. | Open Subtitles | خاصة لو من الناحية النظرية كان لديك علاقة بهذا |
Bizim yaptığımızı veya bir ilgimiz olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | سيعتقدون أننا فعلناها أو أن لنا علاقة بهذا |
Eğer gitmemizi istiyorsan, gideriz. Ama bizim bununla bir alakamız yok. | Open Subtitles | إن أردتِ منا الرحيل، سنفعل ولكننا ليس لنا علاقة بهذا |
Bakın, yemin ederim, benim bu işle bir ilgim yok. | Open Subtitles | اسمعا , أقسم بالله بأنه ليست لي علاقة بهذا الأمر |
Lütfe, dinle beni. Bununla hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | أنصت إليّ رجاءً، ليست لي أدنى علاقة بهذا. |
Bir süredir onlarla konuşmadım yani öyleyse bununla ilgili olmadıklarına eminim... | Open Subtitles | أعني، إني لم أتكلم معهم منذُ فترة.. لذا.. ـ أنا واثق بإنهم ليس لهم علاقة بهذا إن كنت تقصد ذلك. |
Tanrıların bu işte parmağı yok. | Open Subtitles | الرب ليس لهُ علاقة بهذا. |