Güney Sudan'ın Nil nehri kıyısında bu sığır kampında yaklaşık bir hafta geçirdim. | TED | قضيت حوالي أسبوع في مخيم دينكا للماشية. على ضفاف النيل في جنوب السودان. |
Bu işi kuzeyde duvarlarla kuşatılmış nehir kıyısında bir şehirde buldu. | Open Subtitles | ،وعثر عليها في الشمال في مدينة محاطة بالأسوار على ضفاف نهر |
İki gün önce, akşam karanlığı çökerken Katsura kıyısında... | Open Subtitles | لقد كانت من يومين عند الشروق على ضفاف كاتشورا |
Erkekler, sığınaklarını nehir kıyılarında hem doğal hem de insan yapımı tenha yerlerde kurar ve burayı diğer erkeklere karşı savunur. | Open Subtitles | وتتخذ الـذكور جحـوراً لها سواء إن كانت طبيعيه أو أماكن الصرف الصناعى على ضفاف الأنهار وتدافع عنها ضد كل الـذكور الآخرين |
Endişe etmeyesiniz, annem beni göl kenarında yetiştirmişti. | Open Subtitles | لا يجب أن تقلق ربّتني والدتي على ضفاف بحيرة |
Ölmeden önce, karısı Merope'ye vücudunu şehir meydanına atmasını söyledi. Böylece sonunda Styks Nehri'nin kıyısına vurdu. | TED | فقد طلب قبل موته من زوجته ميروبي أن ترمي جثته في الساحة العامة، حيث تُغسل في النهاية على ضفاف نهر ستيكس. |
Aniden bir bataklığa, nehir kıyısında bir düzlüğe... sığ bir geçide, bir kumsala dönüşebilen bu evde. | Open Subtitles | الذي يصبح فجأة مستنقع حقل على ضفاف النهر مكان عبور، شاطئ |
Beni orada, Mississippi'nin kıyısında bıraktı... yaşamla ölüm arasında bir yerlerde. | Open Subtitles | لقد تركني هناك على ضفاف نهر المسيسبي بين الحياة والموت |
Aşıklar buluşur, Sen Nehri kıyısında ilk öpücüğü paylaşır. | Open Subtitles | لقاء عاشقين وأول قبله على ضفاف نهر السين |
Bir anda, körfezin kıyısında oturan bu gezgine birşey görünmüş, denizin ruhu. | Open Subtitles | وفجأه بعد ذلك ظهر له فجأة على ضفاف المضيق للرحاله |
Afrika'da, Nil'in kıyısında muazzam piramitler yükseliyor. | Open Subtitles | في أفريقيا، تنشأ الأهرام العظيمة على ضفاف النيل. |
Neden hâlâ nehir kıyısında olduğumuzu hissediyorum? | Open Subtitles | لماذا مازلت أشعر أننا على ضفاف النهر؟ أسرع |
karlı nehir kıyısında d aşkım d ve ben neşeyle evlendiler d biz kısacık an için keçe olarak | Open Subtitles | ♫ على ضفاف نهر ثلجي ♫ حبي و أنا كانت ميديلي ويد ♫ كما شعرنا لحظة عابرة |
Aarti töreni yıllardır her gece kutsal nehrin kıyısında yapılıyor. | Open Subtitles | يحدثُ طَقس الآرتي على ضفاف النهر المقدس كُل ليلة منذ مئات السنين. |
İl kez bu nehrin kıyısında cemaatime katılmıştınız. | Open Subtitles | ومن هنا على ضفاف هذا النهر الذى تم عليه تطهيركم روحيا إلى قطيعى |
Üç bin yıl önce medeniyet Nil nehrinin kıyılarında gelişmeye başlıyordu. Bazı köleler, bu örnekte İbrani çobanlar, muhtemelen keçi boku gibi kokarak tahtında, yükseklerde oturan Firavun'a bir beyanda bulundular "Biz, siz majesteleri ile eşitiz." | TED | منذ ثلاثة آلاف سنة نشأت الحضارة على ضفاف النيل وبعض العبيد وهم رعاة يهود في هذه الحالة وريحتهم قبيحة مثل براز الأغنام أعلنو للفرعون وهو يجلس على عرشه: نحن يا صاحب الجلالة على نفس المستوى مثلك. |
Loch Lomond'un o çok güzel kıyılarında | Open Subtitles | من الجميل من الجميل ان نلتقي على ضفاف بحيرة لوخ |
nehir kenarında piknikler, şemsiyeli hanımlar. | Open Subtitles | نزهة على ضفاف النهر .. فتيات يحملن المظلات .. |
Yaklaşık altı gün önce, borusu nehir kıyısına vurdu. | Open Subtitles | لقد وجدنا نفيره على ضفاف النهر، قبل ستة أيام |
Bununla birlikte biraz sinsiydik ve biz daha fazlasını önerdik: nehir kenarlarını yaya yoluna çevirecek, ardından bu yaya yollarını tekrar şehrin dokusuyla birleştirecektik ve sonunda nehir kenarı boyunca buraları kentsel boşluklara dönüştererek kamusal alanlar yaratacaktık, Fes Medine'sinde bu tip eksiklikler var. | TED | ولكننا كنا ماكرين وطلبنا المزيد: تحويل ضفاف النهر لمماشي وشبك هذه المماشي مع نسيج المدينة وأخيرا تحويل الفجوات المدنية على ضفاف النهر إلى مساحات عامة والتي تنقص مدينة فاس. |