Tamam, anlıyorum endişelisin ama bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | من عصر النهضة أنا أتفهم أنك لديك بعض القلق و لكن عليك أن تثق بى |
Eğer sınırdan geçmeye çalışırsak, bizi düşürmeye kalkabilirler. Bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | اذا حاولنا, فسيجبروننا على الهبوط يجب عليك أن تثق بى |
Çabuk ol da doğ artık. Birilerine bir ara güvenmen gerek. | Open Subtitles | إستعجل وتحدث، عليك أن تثق بأحد في وقت ما |
Buradaki insanlar seni kandırmaya çalışacaklar ama bana güvenmelisin. | Open Subtitles | الناس هنا سيحاولون إحباط عزيمتك وسيفعلون، ولكن عليك أن تثق بي |
Bak, ailen bu olayın ortasında kaldığı için üzgünüm ama bana güvenmen lazım. | Open Subtitles | أنا متأسفٌ بأنّ عائلتك قد توّرطت بهذا الأمر ولكن، عليك أن تثق بي |
O halde sanırım bana güvenmek zorunda olduğuna güvenmelisin. | Open Subtitles | إذا أعتقد بأنه يجب أن تثق بأنه يجب عليك أن تثق بي |
Bu formüllerden faydalanabilirsiniz ama neticede, içinizden gelen sese güvenmek zorundasınız. | Open Subtitles | هذه صيغة يمكنكم استخدامها و لكن في النهاية عليك أن تثق بما لديك |
Kardeşinin ciddi bir intihar takıntısı var! Dinle beni! Ona güvenmek zorundasın, tamam mı? | Open Subtitles | يارفاق ستندمون على هذا كثيرا استمع إلي عليك أن تثق بنا أوكي |
Seni bundan kurtarabilirim, ama bana güvenmek zorundasın | Open Subtitles | يمكننيأنأخرجكمنهنا، لكن يجب عليك أن تثق بي |
Seni buradan çıkartabilirim, ama bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | يمكنني أن أخرجك من هنا لكن عليك أن تثق بي |
Hayatta kalmak istiyorsan bize güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تنجو من هذا يجب عليك أن تثق بنا |
Bir takım oyunu istiyorsan bana güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | لو أردت أن تعمل معنا كفريق يجب عليك أن تثق بِنا |
Buradan gitmek istiyorsan bana bir parçacık güvenmek zorundasın. | Open Subtitles | وإذا كنت تريد الخروج من هنا، سوف يتوجب عليك أن تثق بى قليلاً. |
Dünyada güvenmen gereken en son kişiyim, bunun için bu konuda bana güvenmen gerek. | Open Subtitles | أنا آخر شخص في العالم يجب أن نثق، وهذا هو السبب، في هذه الحالة، عليك أن تثق بي |
Senden bütün isteğimizin eve gelmen olduğuna güvenmen gerek. | Open Subtitles | عليك أن تثق بأن كل ما نريده هو أن تعود الى الوطن |
Bana güvenmen gerek Ezre, lütfen. | Open Subtitles | عليك أن تثق بي يا "عزرا"، من فضلك أثق بك؟ |
Buradaki insanlar seni kandırmaya çalışacaklar ama bana güvenmelisin. | Open Subtitles | الناس هنا سيحاولون إحباط عزيمتك وسيفعلون، ولكن عليك أن تثق بي |
Ama bana güvenmen lazım, ve tabi söylediklerimi aynen yapman lazım. | Open Subtitles | لكن يجب عليك أن تثق بي وعليك أن تفعل ما أقوله لك بالضبط |
Şey, bana güvenmek zorunda değilsin. İzle yalnızca. | Open Subtitles | حسناً ليس عليك أن تثق بي فقط شاهد |
Sizi güvenli bir şekilde ağaçların arasından geçirmesi için eşinize, ...eşinize rehberlik etmek için de kendinize güvenmek zorundasınız. | Open Subtitles | عليك أن تثق بشريكك لكي يخرجك بأمان عبر تلك الأشجار وعليك أن تثق بنفسك لتدل شريكك |
Kim bilir nereye gidiyor. Kapıdan atlayıp gitmek için güvenmen gerekiyor. | Open Subtitles | لمن يدري بحق الجحيم أين و المفروض عليك أن تثق به |
Açıklaması zor. Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | من الصعب شرحها , ولكن يجب عليك أن تثق بي |
Ciddi olmak gerekirse, uzun yıllardır birlikte çalışıyoruz ve ben sana bize güvenmen gerektiğini söylediğim zaman anlayışla karşılamanı umuyorum. | Open Subtitles | بمنتهى الجدية لقد عملنا معاَ عدة سنوات وآمل أن تفهم حين أخبرك عليك أن تثق بنا في ذلك |
Bu tip işleri yapmak için, kişiye tamamen güvenmelisiniz, çünkü bu ok kalbime doğru işaret ediyor. | TED | اذن لتقوم بهذا النوع من العمل عليك أن تثق بالشخص كليا لأن هذا السهم متجه إلى قلبي. |
Sana söylediğim zaman inanman gerekir, o topraklara ayak basmak istemezsin. | Open Subtitles | عليك أن تثق بيّ عندما أخبرك، إنّك لست مُناسب لهذه النوعية من النزالات. |
Arkadaşların haklıydı. Bana güvenmemeliydin. | Open Subtitles | أصدقائك كانوا على حق , لم يجب عليك أن تثق بي |
Bir ricam olacak ve bunu birkaç dakika sonra açıklayabileceğim ama şimdilik bir yabancıya güvenmen gerekecek. | Open Subtitles | أريد معروفًا وسأشرح لك السبب خلال دقائق قليلة، لكن الآن عليك أن تثق بغريب. |