Huzur içinde yatsın ama şimdi bizim iş Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | لترقد روحه بسلام. لكن الآن علينا أن نتحدث عن مصالحنا. |
Bunun hakkında Konuşmamız gerek. Ne istediğini bilmiyorsan sana yardım edemem. | Open Subtitles | علينا أن نتحدث عن هذا لا يمكنني مساعدتك حتى تخبرني بما تريده |
İşler hakkında Konuşmamız gerek, seni geri yetiştirmemiz gerek. | Open Subtitles | , علينا أن نتحدث عن العمل نعيدك إلى الحياة العملية |
Yanılıyorsam da, ne tür bir ilişkimiz olduğu hakkında konuşmamız lazım bence. | Open Subtitles | إذا كنت مخطئًا، عندئذٍ فربما علينا أن نتحدث بشأن نوع علاقتنا الحالية. |
Yüzünü yıka." İşte en zor kısım geliyor: "Ailesi ile konuşmamız lazım." | TED | حان الآن الجزء الأصعب، يجب علينا أن نتحدث مع والديها. |
Bence bunu yapmadan önce bu konu üzerinde biraz daha konuşmalıyız. | Open Subtitles | أظن أنه يجب علينا أن نتحدث عنه أكثر قبل أن تفعل. |
Britanya Hükümeti'nin bizi ileride ne gibi engellerin beklediği hakkındaki tutumunu Konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أن نتحدث عن مزاج البرلمان البريطاني, والصعاب التي في الطريق |
Bak Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | اسمعي علينا أن نتحدث من حقك أن تغضب جوناه |
Çantada keklik gibi düşünemeyiz. Mahalledeki herkesle Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | لا نستطيع الوثوق في الجميع ينبغي علينا أن نتحدث إلى جميع سكّان الشارع |
Şef, seninle benim şu kusursuz küçük planına dair biraz Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | هيي ، أيها الرئيس ، أنا و أنت يجب علينا أن نتحدث عن خطتك الصغيرة المثالية |
Bugün büyük gün ancak Olivia hakkında Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | إنه كامل يا سيدي، واليوم يوم عظيم ولكن علينا أن نتحدث عن أوليفيا |
Dinle, geçen akşam aramızda geçenleri Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | اسمع، علينا أن نتحدث بشأن ماحصل بيننا الليلة الماضية، |
Senle bana gelince, dostum en kısa sürede iş Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | أنا و أنت أيها الشاب ؟ علينا أن نتحدث بشأن العمل قريبا. |
konuşmamız lazım sanatınla alıp veremediğin şey hakkında. | Open Subtitles | علينا أن نتحدث حول هذا الشيء الذي لديك في فنك أقصد أنه غريب |
Bütün gün seni aradım arkadaşım. konuşmamız lazım. Olmaz, George. | Open Subtitles | لقد كنت أبحث عنكما طوال اليوم , أصدقائي علينا أن نتحدث |
Yatak Dünyası'na gelin. Koç Sylvester, konuşmamız lazım. | Open Subtitles | تعالوا إلى أرض المفارش مدربة سيلفستر , علينا أن نتحدث |
Ama yine de onlarla konuşmamız lazım. | Open Subtitles | لكن لا يزال علينا أن نتحدث إليهم سأتحدث إليهم |
Benim de sana anlatacak bir şeyim var. Ama yalnız konuşmalıyız. | Open Subtitles | و أنا أيضاً و لكن علينا أن نتحدث على انفراد |
konuşmalıyız diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا فقط أعتقدت أنه يجب علينا أن نتحدث عنه |
Ross, bana çok kızdığını biliyorum ama konuşmalıyız. | Open Subtitles | أنا أعلم وأنت سكران في وجهي، ولكن علينا أن نتحدث حول هذا الموضوع. |
Konuşmamız gerekiyor mu? | Open Subtitles | أنا تعب هل علينا أن نتحدث بالموضوع؟ |
Dinle Katherine Konuşmamız gerekiyor. Bir karım ve bir çocuğum var. | Open Subtitles | "كاترين" علينا أن نتحدث لديّ زوجة وأطفال |
Bunu yüz yüze konuşmamız gerektiğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت أعتقد بأنه علينا أن نتحدث عن هذا الشخص |
Habersiz geldiğimiz için özür dilerim ama sizinle konuşmamız gereken bir konu var. | Open Subtitles | أنا آسفة لزيارتنا هكذا لكن علينا أن نتحدث بخصوص شيء |