Neredeler? Bu kitabı okumaya başladığın andan beri bununla Bir şeyler yapabileceğimi biliyordun. | Open Subtitles | مِن اللحظة التي بدأت بقراءة هذا الكتاب تعرف بأنه يمكنني عمل شيء به |
Hayatımda olumlu Bir şeyler yapmak istediğim büyük bir sır değil. | Open Subtitles | أحاول فقط عمل شيء إيجابي في حياتي، ليس هناك غموض هنا. |
Bunun kaçınılmaz bir son olup olmadığını veya bunun için Bir şeyler yapıp yapamayacağımızı merak ettim. | TED | تساءلت لو كانت هذه نتيجة محتومة، أو هل يمكننا عمل شيء ما بشأنها. |
Bence bu çok güçlü. Ve bence bu odadaki hepimizde bu var, tasarımı ileri götürdükçe, sadece tek şey yapmak değil. | TED | و انا اعتقد اننا كلنا في هذ الغرفة و انتم تحركون التصميم الى الامام انه ليس فقط عن عمل شيء واحد |
Bütün gün hiçbir şey yapmadan duramam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أجلس طوال اليوم بدون عمل شيء |
lan, eskiden hemşireydim. Senin için yapabileceğim Bir şey var mı? | Open Subtitles | لان ، اعتدت ان اكون ممرضة هل يمكنني عمل شيء لك؟ |
Gerçekten minibüsle ilgili Bir şeyler yapmamı istiyormuşsun. | Open Subtitles | لقد أردتني حقا عمل شيء ما بهذه الشاحنة تعرفي ماذا؟ |
İyi Bir şeyler yapmak için fırsatım olabilirdi, şey gibi... | Open Subtitles | رصاصتي التي أطلقتها أملاً في عمل شيء جيد حقا.. |
Ama sana yardım etmek, CIA için bir şey yapmak yine önemli olan Bir şeyler yaptığımı hissettirdi. | Open Subtitles | ويساعدك، عمل شيء لوكالة المخابرات المركزية، ودّ المصادفة ليعمل شيء ذلك المهموم ثانية، تعرف؟ |
Bir şeyler yapmalısın değil mi? | Open Subtitles | إسمع ، أنت يجب أن تكون قادرا على عمل شيء |
Ve Moshe Tavor gibi askerler Bir şeyler yapmaya kararlıydı. | Open Subtitles | "وجنود مثل "موشيه تافور صمّمُوا على عمل شيء حول ذلك |
Eğer yanlış olduğunu düşünüyorsan Bir şeyler yapmalısın. | Open Subtitles | حسنا، إذا كنت تعتقد ذلك خاطئ، يجب عليك عمل شيء حوله. |
Ben sadece yapmaktan gurur duyduğum, insanların hoşlanacağını bildiğim bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | انظر، فقط اريد عمل شيء انا فخور به شيء اعرف بأن الناس سيحبونه. |
Senin için güzel bir şey yapmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | حسنا, اعلم انها كانت تحاول عمل شيء لطيف لك |
Ya burada durup hiçbir şey yapmadan beklersiniz ya da durdurmama yardım edersiniz. | Open Subtitles | ،يمكنك البقاء هنا وعدم عمل شيء أو يمكنك مساعدتي في أيقاف ذلك |
Bu sabah benim için Bir şey yapmanı isteyebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن أن أطلب منك عمل شيء لي هذا الصباح؟ |
Erkekler belli bir yaşa geldiğinde aniden farklı şeyler yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | عندما يصل الرجال لعمر معين فجأة يرغبون في عمل شيء مختلف |
Bir daha bir iş yapacaksan tam yap. | Open Subtitles | في المرة القادمة إذا أردت عمل شيء أعمله بأتقان |
Demem o ki bunu telafi etmek için Bir şey yapman gerektiğini düşünüyorsan sakın böyle düşünme. | Open Subtitles | إن كنت تظن أن عليك عمل شيء للتعويض عن ذلك، |
Ve bunu onaylayıp doğruladıklarında, Netflix çok basit ama çok etkili Bir şey yapmaya karar verdi. | TED | وعندما تأكدوا من ذلك قررت نتفليكس عمل شيء بسيط، ولكنه مؤثر. |
Takım yenildi. yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | انه محق، الفريق انسحب لا تستطيع عمل شيء |