Ama sonra onunla olduğum zaman ne bileyim yanında duramıyorum. | Open Subtitles | لكن .. لكن عندما أكون معها أنا فقط لا افهمها |
Gerçekten tam o anda olduğunuz zaman, ben o anda olduğum zaman, ifade kanalları açık oluyor. | TED | عندما تكون تماما في اللحظة ، عندما أكون تماما في اللحظة ، سفينة التعبير تفتح |
Ayrıca gergin olunca çenemi tutamam, bende de epey çene var hani. | Open Subtitles | أنا آسف أيضاً، أتكلم بحدة عندما أكون مرتبكة و لدي فمٌ بذيء |
Ama çok üzgün olduğum zamanlar modumu yükseltecek bir sırrım var. | Open Subtitles | لكنني أملك خدعة، عندما أكون حزينة جدا أستعملها لترفع من معنوياتي. |
Seninle birlikteyken her şey daha normal ve daha parlak. | Open Subtitles | كل شيء عادي يبدو أكبر وأكثر إشراقاً عندما أكون برفقتك |
Bir lezbiyen düşü ve o dahil olmak istiyor. | Open Subtitles | عندما أكون فى أحد أحلامى الغريبه ويحدق هو بى كما لو كان يجب أن أحتويه |
Bazen yalnızken, saat geç olduğunda ve sessizlik çöktüğünde ağlamak istiyorum. | Open Subtitles | أحيانا عندما أكون وحيده والوقت متأخر، والجو هادئ أريد البكاء فقط |
Hazır olduğum zaman çıkacağım. Asla gün ışığında olmaz. | Open Subtitles | سأخرج عندما أكون مستعدة و ليس أبدا فى ضوء الشمس |
Daha önce sunmuşlardı. Hazır olduğum zaman onları görürüm. | Open Subtitles | لقد فعل من قبل، سأراهما عندما أكون متأهبًا |
Gün boyu burada olduğum zaman, burada yokmuşum gibi davranacaksın. | Open Subtitles | عندما أكون هنا طوال النهار عليك أن تدعي بأنني لست هنا |
Sinirli olduğum zaman çok soru sorarım. | Open Subtitles | وأسأل الكثير من الأسئلة عندما أكون متوترا |
Ve orada olduğum zaman ben buna inanıyorum. | Open Subtitles | عندما أكون هناك، أصدق ما يجري هناك أيعقل ألا يكون الأمر حقيقياً؟ |
- Boş bir terminal olunca hayır. | Open Subtitles | حَسناً لَيسَ عندما أكون هناك محطة نهائية شاغرة |
Birisi ile birlikte olunca, işlerim geriye kalır. | Open Subtitles | عندما أكون مع أحد ما, فأنا أنوى ألا أتلهى هذا كل الأمر |
olduğum zamanlar ise kalabalık gelip gidiyor. | Open Subtitles | لكن عندما أكون في المنزل فهناك دوماً حشد كبير من الناس يدخلون و يخرجون |
Burada Tanrı ile birlikteyken kılıcımla olduğumdan çok daha mutlu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالراحلة عندما أكون مع الإله أكثر مما أكون مع سيفي |
Aptalca davrandığımda ve bunu bilmediğimde. Aptallığımdan haberdar olmak isterim. | Open Subtitles | أكره عندما أكون بلهاء ولا أعرف أحب أن أكون مدركة لبلاهتي |
Ed'i ihtiyacım olduğunda ararım. O aradığım tek kişi değil. | Open Subtitles | أستدعي "إد" عندما أكون بحاجته، هو ليس الوحيد الذي إستدعيته |
Santana'yla iken kendimi cennette gibi hissediyorum, ve melek kanatları bana onu hatırlatıyor. | Open Subtitles | عندما أكون بجوار سانتانا أشعر و كأنني في الجنة أجنحة الملائكة تذكرني بها |
Üzgün olduğum zamanlarda, güzel ve samimi bir şey okurum: | Open Subtitles | أتعرفين؟ عندما أكون حزينة أقرأ شيء جميل وحقيقي ، القصائد |
Baksana, Ne zaman keyfim kaçsa Antrem'in bu akşamki surat ifadesini düşüneceğim. | Open Subtitles | عندما أكون مكتئب سوف أقوم بتصوير وجه أنتريم كما لو كان الليلة |
Bisikletimin üstündeyken, İsrail'in derin güzellikleriyle bağlantı kurduğumu ve ülkemin geçmişiyle ve kutsal kitapla bir olduğumu hissediyorum. | TED | عندما أكون على دراجتي الهوائية اشعر انني متصل بجمال إسرائيل الآخاذ واشعر اني متحد مع تاريخ هذا البلد ومع الكتاب المقدس |
Umarım senin yaşına geldiğimde insanlara karşı daha nazik olurum! | Open Subtitles | أتمنى أن أكون ألطف مع الناس عندما أكون في عمرك |
Oraya gittiğimde, daha da gergin olacağım. | Open Subtitles | عندما أكون هناك، سأكون متوتراً بشكل كبير |