Nadia'ya süper bir şey vermeliyim ki Afrika'dayken beni ona hatırlatsın. | Open Subtitles | يجب ان اعطي ناديا شيء جميل لتتذكرني عندما تكون في افريقيا |
California'dayken bana biraz kokain alır mısınız? Tabii, seve seve. | Open Subtitles | اسمع، عندما تكون في كاليفورنيا هل باستطاعتك أن تحضر بعض البودرة من أجلي؟ |
Morali düzgün olduğunda, yeniden sorarım. | Open Subtitles | سوف أطلبها المال مرة أخرى عندما تكون في مزاج جيد |
Şehre geldiğinde takılabilirsin bana | Open Subtitles | عندما تكون في المدينة يا فتي يمكنك أن تلتصق بي |
Hey, New York'da olduğun zaman bir akşam birlikte yemek yiyelim? | Open Subtitles | اهلا ، عندما تكون في نيويورك دعنا نحظى بوجلة عشاء سويا |
Nikahımda sağdıcım olarak bir konuşma yaptığında bu hikayeyi anlatacaksın. | Open Subtitles | عندما تكون في الزفاف وتلقي خطابا ستقول هذه القصة |
Hayır atmak yok. Sadece konuşmak istiyorum. Kulübüme gelince dinlesen iyi edersin. | Open Subtitles | لا ، لا يوجد حمقى أردت التحدث معك عندما تكون في النادي الخاص بي |
Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. | Open Subtitles | غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم |
Curitiba'da olduğunuzda gelebilir ve bir kahvemi içebilirsiniz. | TED | يمكنك الدخول عندما تكون في كوريتيبا وتناول القهوة هناك. |
Roma'dayken, Romalılar gibi çalışırsın, nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | عندما تكون في روما، تعمل بطريقه الرومان، أين تذهبين؟ |
Meksika'dayken bir süreliğine vahşi ortamlarda yaşamak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | (تعلم , عندما تكون في (المكسيك يجب أن تعيش في البراري لبعض الوقت |
- Ne? Roma'dayken... | Open Subtitles | ...عندما تكون في روما |
- Roma'dayken... | Open Subtitles | عندما تكون في روما... - بالتأكيد. |
Seni bir arkadaş gibi evime sokuyorum, insanlarla tanıştırıyorum İhtiyacın olduğunda ödünç para veriyorum. | Open Subtitles | أرحب بك في بيتي,كصديق. أقدمك للناس أقرضك المال عندما تكون في حاجته |
Bazıları diğerlerinden daha iyi yapıyor ama havada olduğunda durumu çözer ve tepki gösterirsin. | Open Subtitles | بعضهم يبلون بشكل أفضل من الآخرين لكن عندما تكون في الجو الوضع يكون: إقراً ثم استجب |
Çünkü 14 yaşında olduğunda, amcandan bira istemezsin. | Open Subtitles | لأنه عندما تكون في الرابعة عشر لا تطلب من عمّك جعّـة |
Burayı sadece Los Angeles'a iş için geldiğinde kullanır. | Open Subtitles | تستعمل هذا المكان فقط عندما تكون في لوس أنجلوس بخصوص العمل |
Haydi sadece sızlanalım ve bundan birkaç sene sonra 40 yaşına geldiğinde yaşayacağın ağır kalp krizi için bekleyelim. | Open Subtitles | نتوقف وننتظر الانسداد العظيم لشريانك التاجي ستحصل عليه بعد سنتين من الآن عندما تكون في الـ40 من عمرك |
Yalnızca sen iyi olduğun zaman çıkıyoruz. | Open Subtitles | انت تفعل ما تريده عندما تكون في حالتك المثالية |
Ama bu sette olduğun zaman, bunu temizlemen gerekir. | Open Subtitles | ولكن عندما تكون في برنامجي، اختر كلماتك يا أستاذ. |
Nikahımda sağdıcım olarak bir konuşma yaptığında bu hikayeyi anlatacaksın. | Open Subtitles | عندما تكون في الزفاف وتلقي خطابا ستقول هذه القصة |
Hayır atmak yok. Sadece konuşmak istiyorum. Kulübüme gelince dinlesen iyi edersin. | Open Subtitles | لا ، لا يوجد حمقى أردت التحدث معك عندما تكون في النادي الخاص بي |
Sanki hep en güçsüz olduğunuz, yardımlarına en çok ihtiyaç duyduğunuz anda gelirler. | Open Subtitles | غالباً ما يأتون عندما تكون في أضعف حالاتك وتكون في أمس الحاجة لمساعدتهم |
Göz önünde olduğunuzda, güzellik önemlidir. Bayanlar bilir bunu. | Open Subtitles | عندما تكون في عيون المجتمع قواعد الجمال, تعرفن ذلك يا سيدات |