Hesap günü geldiğinde, tıpkı benimkinin Dunkirk'te geldiği gibi sizi temin ederim, Yarbay, gerçekten de çok kötü bir gün olabilir. | Open Subtitles | عندما يأتي يوم الحساب, مثلما أتى يوم حسابي في دانكرك بإمكاني أن أؤكد لك بأنه سيكون أكثر الايام حزناً ايها المقدم |
Japonlar geldiğinde, kıçımıza kadar boka batmış, fareleri yiyor olacağız. | Open Subtitles | فسوف نلقي في القمامة أكلين الفئران عندما يأتي اليابانيين القصار. |
MacGyver içicisi etrafta bulunmasını isteyeceğiniz becerikli bir adam, özellikle iş yakmaya geldiğinde. | Open Subtitles | مدخت الماجيفر شخص بارع في أصلاح ما حوله خاصة عندما يأتي الموضوع للسيارت |
Yazın çevreden topladıklarınızla yaşamak kolaydır ama kış gelince ? | Open Subtitles | الأقتياء لا بأس به طوال الصيف، ولكن عندما يأتي الشتاء.. |
Yeni biri geldiği zaman gözünü ondan ayırmaman gerekir. | Open Subtitles | عندما يأتي مستجد لمكان كهذا، وجب مراقبته |
Ve oraya gideceği zaman geldiğinde de, orada onu bekliyor olacağız. | Open Subtitles | عندما يأتي الوقت الذي سيصل به إلى هناك سنكون في انتظاره |
Eşcinseller, normaldir, biz tamamen hedefe yönlenir... ve vakti geldiğinde seks yaparız. | Open Subtitles | الشاذ, المستقيم,كلهم لهم جنس واحد حسب الجنس عندما يأتي الأمر إلى الجنس |
Kuyrukluyıldız geldiğinde, ben ve ailem bunu yiyeceğiz, demek istediğim sandviçleri. | Open Subtitles | عندما يأتي سوف نقوم أنا مع بقية العائلة بتناوله ,أقصد الخبز |
Ama eğer kurtulursak, bedenlerimiz dirilecek İsa geldiğinde özgür ve şanlı olacak. | Open Subtitles | ولكن إذا آنقذنا أجسادنا, نحنُ سننهض مجدداً أحرار وأمجاد عندما يأتي المسيح |
Gizli müfettiş geldiğinde burayı böyle bulmasını istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | لا نريد ان تكون هكذا عندما يأتي الزبون السري, اتفقنا؟ |
geldiğinde geminin yerinde olduğundan emin olalım, anlaşıldı mı? Hadi bakalım. | Open Subtitles | يجب أن أتأكد أن السفن على الأرض عندما يأتي لهم، اتفقنا؟ |
O herif dükkâna geldiğinde, Patrick için orada olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تكوني هناك معه عندما يأتي ذلك الشخص للمتجر |
Bilirsin konu doğumun kontrolüne geldiğinde Her zaman sorumlu oldum. | Open Subtitles | تعلمين بأني كنت دائماً جاد عندما يأتي الأمر للتحكم بقضيبي |
Biz de Dan'le tanışmak isteriz belki bir dahaki sefer St. Louis'e geldiğinde. | Open Subtitles | أتعلمين، نحب أنْ نلتقي بدان، ربّما المرّة القادمة عندما يأتي إلى سانت لويس. |
Buradan sadece bir kaç mil uzaklıkta, Ulusal Çocuk Sağlık Merkezinde, hastalar doktorun ofisine geldiğinde, onlara birkaç soru sorulur. | TED | هكذا بضعة أميال من هنا في مركز طب الاطفال الوطني عندما يأتي المرضى لعيادة الطبيب, يطرح عليهم بعض الاسئلة. |
Yağmur geldiğinde, hassas duvarlarımızı yağmurdan korumak için acele ediyoruz. | TED | عندما يأتي المطر نسرع لنغطي جدراننا الهشة ضد المطر |
Ve burada hayret uyandıran bir şey de insanlar Burning Man'e ilk geldiğinde, genelde bu şeylerin nasıl yapılacağını bilmiyor. | TED | والمذهل، بصفة عامة، هو أنه عندما يأتي الناس لمهرجان الرجل المحترق، لا يعرفون كيفية صنع هذه الأعمال. |
Ama iş kaşarlı sandviçe gelince, o kadar da seçici değilim. | Open Subtitles | لكن عندما يأتي الأمر إلى الجبن المشوي أنا لست بهذا الدلع |
geldiği zaman kulağıma fısıldamayı bırak. | Open Subtitles | حسناً , عندما يأتي توقف عن الحديث في أذني |
Biri evime gelip bana ateş etse, karşılığını veririm. | Open Subtitles | انة عندما يأتي شخص ما لبيتي ويطلق على النار سأطلق علية بالمثل |
Ve bebek doğduğunda, mutluluk dolu anlar yaşarsın. | Open Subtitles | ثم عندما يأتي الطفل هناك لحظات السعادة المطلقة |
Uzun vedalara inanmam özellikle de böyle hoş bir fırsat karşına çıktığında. | Open Subtitles | أنا لا أؤمن بالتوديع لمدة طويلة خصوصاً عندما يأتي شيء جميل كهذه |
A: odaya son kullanma tarihi geçmiş bir süzme peynir gelirse çıt çıkmaz... | Open Subtitles | و أولاً، ليس هنالك مساحة كبيرة للمناورة عندما يأتي الأمر للجبنة المُنتهية الصّلاحيّة، |
Bir düşünün, ciddi kafa travmasıyla gelen bir hasta olduğunda, beyni şişiyor ve bu onun kafatası basıncını artırıyor. | TED | عليكم تخيل عندما يأتي المريض مع صدمة حادة في الرأس، يكون دماغه متورماً وهو يزيدُ من الضغط داخل جمجمته. |