Bunda utanacak bir şey yok evlât. Bugünün geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | ليس هناك خزي في ذلك عَرفتُ أن هذا اليومِ سيَأتي |
Kötü bir fikir olduğunu biliyordum Zoe Hart ve diğer insanların bana geri zekalı demesi ve haklı olmaları. | Open Subtitles | عَرفتُ بأنّها ستكون فكرة سيئة، وبعد ذلك أَنْ تكون زوي هارت من بين كلّ الناس، تدْعوني بالغبية وهي محقة |
Ama ne zaman camdan bakarsam en yakın arkadaşım Carol'ı göreceğimi biliyordum. | Open Subtitles | لَكنِّي عَرفتُ دائماً بأنّني يُمْكِنُ أَنْ يُحذّرَ النافذةَ ويَرى صديقَي الأفضلَ، كارول. |
geçen yılda size söylediğim gibi, Caroline'i iş icabi tanıyordum. | Open Subtitles | كما أخبرتُك السَنَة الماضية، عَرفتُ كارولين بشكل محترف. |
Az önce dönünce kalçalarını gördüm, ve o olduğunu anladım. | Open Subtitles | عندما إلتفت الآن و رَأيتُ ساقها ، عَرفتُ بأنّها هي. |
Bir yerlerde bir tane olması gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ أنه لابد أن يكون هناك واحد في مكـــان ما هنا |
Doğru yolda olduğumu biliyordum ama böyle birşey olacağını düşünememiştim. | Open Subtitles | عَرفتُ بأنّني كُنْتُ على المسارِ الصحيحِ , لَكنِّي مَا إعتقدتُ على أيّ شئِ مثل هذا. |
biliyordum. Bu adamın bana casusluk yaptığını biliyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ.عَرف بأنّ الرجلِ كَانَ يَتجسّسُ عليّ. |
Şu şeyi kapatmamam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ بأنّني لم يَجِبُ أَنْ أغلقْ هذا الشيءِ. |
Sabredersem, bugünün geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ إذا أنا كُنْتُ صبورَ، هذا اليومِ يَجيءُ. |
En sevdiğimiz esmer aşık eve dönmüş. Döneceğini biliyordum. | Open Subtitles | حبيبَنا المفضّل رجع إلى بيـتـه عَرفتُ بأنّك سَتعود هُنا |
Bu Noel şeyinin kötü bir fikir olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ ان عيد الميلاد هذا العام شيء كَانَ فكرة سيئة. |
Bu Noel şeyinin kötü bir fikir olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ ان عيد الميلاد هذا العام شيء كَانَ فكرة سيئة. |
Bir yerlere yazdıklarını biliyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ بأنّه سَيكونُ لديهم مكتوب في مكان ما |
Borç kabul etmeyeceğini biliyordum, o yüzden böyle bir yol buldum. | Open Subtitles | عَرفتُ بأنّك لَنْ تَقْبلَ قرض، لذا أنا كان لا بُدَّ أنْ أَجيءَ بالشيءِ. |
Ben de bunu çok eğlenceli buldum... çünkü senin bildiğini biliyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّه كَانَ مسلّي أكثر بكثيرَ بهذه الطريقة أيضاً منذ أن عَرفتُ بأنّك عَرفتَ |
Bir zamanlar mesai saatinde evini boyayan bir polis tanıyordum. | Open Subtitles | عَرفتُ a شرطي مرّة الذي صَبغَ بيته بينما في الواجب. |
Bu sabah düğünü iptal ettiğinde... hayatımın en mutlu gününün içine ettiğimi anladım. | Open Subtitles | عندما ألغيتَ زفاف هذا الصباحِ، عَرفتُ بأنّني شَددتُ اليوم الأكثر سعادة مِنْ حياتِي. |
Morgan'ı, yıllar önce Port James'tan tanıyorum. | Open Subtitles | قبل فترة طويلة من ميناء جيمس. عَرفتُ مورغان. |
Bunu bilseydim, çöldeki bu kızartma tavasına... sana bunu sormak için gelmezdim. | Open Subtitles | مَنْ هو؟ إذا عَرفتُ ذلك، أنا ما كُنْتُ سأَقُودُ طول الطّريق خارج هنا إلى هذه المقلاةِ |
Gördüğümde özel olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | ومتى أنا عَمِلتُ، عَرفتُ بأنّك كُنْتَ خاصّ. |
Gail'i yıllardır tanırım, ve olanlara hala inanamıyorum. | Open Subtitles | عَرفتُ غايل العديد مِنْ السَنَواتِ، وأنا ما زِلتُ لا أَستطيعُ إعتِقاد الذي حَادِثُ. |
Yani, 9 yaşındayken bile onu tanırdım. | Open Subtitles | أَعْني، حتى في عُمرِ 9 عَرفتُ ذلك. |
Seni götünden tanıdım çünkü götün her zaman sikimi kaldırırdı. | Open Subtitles | عَرفتُ طيزكَ لأنها دائماً ما أثارَتني |
Doğru. Senden once aşkı tanıdığımı sanmıştım. | Open Subtitles | انة حقيقيُ إعتقدتُ بأنّني عَرفتُ الحبّ قبلك |
Nasıl olduğunu bilsem size daha çok yardımcı olmak isterdim. - Keşke benden bir şeyler isteseniz. | Open Subtitles | أنا أُتودد إليكِ بكثير من السُبُل السامية إذا عَرفتُ كَيفَ أَتمنّاكِ مَعي |