İçgüdülerim bana doğal bir şekilde ne yapmam gerektiğini söyleyecek. | TED | كنت معتقدة أن غرائزي ستخبرني فطريًا بما ينبغي علي فعله. |
İçgüdülerim bunları sizin yaptığınızı söylüyor, ama kanıtım yok. Henüz. | Open Subtitles | الآن غرائزي تخبرني أنك الفاعل لكنّي لا أستطيع إثبات ذالك |
Görünen o ki beşinci sınıftaki içgüdülerim doğruydu. | TED | بدى لي أن غرائزي منذ الصف الخامس كانت صحيحة. |
Demek ki bir dahaki sefere ikimiz de benim içgüdülerimi dinleyeceğiz. | Open Subtitles | -صحيح" ." حسنا، في المرة القادمة على كلانا أن يتبع غرائزي. |
- Bu yöntem, zincirlenmiş içgüdülerime tam özgürlük veriyor yani. | Open Subtitles | تلك الطريقه تعطي غرائزي المتدربه الزمام الكامل.. أنت تعرف. |
Ya da çocukluk içgüdülerimin ilgisini çekeceğini sandığın en güzel ismin neyse. | Open Subtitles | أو أي اسم آخر قد تظنّ أنّه سيحرك غرائزي الطفولية. |
Elimi açtığımda iç güdülerim bana çevremdeki herkesin bana karşı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | التعاون ومشاركة أى شخص في عمل ما يُعد ضد أمراً ضد غرائزي |
İçgüdülerim bu suç dalgasının kısa sürede sona ereceğini söylüyor. | Open Subtitles | غرائزي تُخبرُني بان هناك موجةِ جريمةِ. أَوْشَكَت أَنْ تنتهي بشكل مفاجئ. |
Aniden onun benimle çalışması,nezaman benim içgüdülerim haline geldi? | Open Subtitles | فجأة عندما أصبح الموضوع يخص غرائزي تغير موقفه تماما |
İçgüdülerim beni yanıltmıyorsa bu gece kendine başka oda bulman gerekecek. | Open Subtitles | ، إن خدمتني غرائزي حقّاً فأنت على وشك على أن تبحث لنفسكَ عن غرقة أخرى |
Tüm içgüdülerim karşı olmasına rağmen tamam dedim. | Open Subtitles | لم يكن ينبغي عليّ أن أدعها تراني عارياً ،يتعارض هذا مع كلّ غرائزي لكنّي قلتُ لا بأس |
İçgüdülerim daha önce hiç böylesine yanılmamıştı. | Open Subtitles | لم تكن غرائزي بهذا الخطأ في التفكير من قبل |
Şartlı tahliye edilmiş bir suçluydum. Polisleri duyunca eski suçlu içgüdülerim devreye giriyor. | Open Subtitles | أنا مجرم على إطلاق سراح مشروط، فرجال الشرطة قد يسمعون عن عودة غرائزي السابقة |
Daha fazla böyle davranamazsın Ben destansı içgüdülerimi bastıramam | Open Subtitles | لا يمكن أن تفعل ذلك، كما أنّه لا يمكنني أن أقمع غرائزي البطولية |
Kendi içgüdülerimi kontrol edebilirim, sağ ol. | Open Subtitles | سأتحكم في غرائزي شكراً |
Haklısın, ben içgüdülerime güvenirim ve içgüdülerim bana bu adamın bir şey peşinde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وأنا أثق في غرائزي وغريزتي تقول أنه ينوي شيئاً ما |
İçgüdülerime güvenmemi söyleyen sendin. | Open Subtitles | أنت مَنْ اخبرني أن أتبع غرائزي |
İçgüdülerimin hata yaptığı tek zaman korktuğum zamandı. | Open Subtitles | المرة الوحيدة قط التي انحرفت فيها عن غرائزي عندما كُنت خائفة |
Piper, benim iç güdülerim her zaman doğrudur, onlara güvenmek zorundayım. | Open Subtitles | بايبر، إنَّ غرائزي غالباً، و دائماً ما تُصيب، لذا عليَّ الوثوق بهم |
Bütün köpekler içgüdüsel olarak yüzebilir. | Open Subtitles | جميع ذات الأنياب يمكنها السباحة بشكل غرائزي. |
Bildiğim tek şey iç güdülerime göre davranmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرفه هو أن أذهب مع غرائزي |
içgüdülerimle hareket etmemi söylemişti, ben de biraz yer fıstığı ekledim. | Open Subtitles | قالت أنه بإمكاني إتباع غرائزي, لذا وضعت القليل من |
Bir daha benim sezgilerimi sorgulamayın. | Open Subtitles | إياكم أن تشككوا في غرائزي، لأن غرائزي حادة |
Bak, savcıya gitmem için içgüdülerimden fazlası olması gerek. | Open Subtitles | انظر، لن أذهب إلى ذلك الطبيب المساعد دون شيء إلا غرائزي |