-Bir şey yapmalıyız. -Babam kontrol odasında ama... | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نَفعلُ شيءُ أَبّي في غرفةِ التحكمَ |
Hesaplamaları harita odasında mı yaptılar? | Open Subtitles | لقد قاموا بحساباتهم في غرفةِ الخريطة ؟ هذا الصباحِ |
Hiçbir şey. Barney'in odasına gidip çocukluk yatağında tekrar yapmak ister misin? | Open Subtitles | لا شيء، اتريد ان نذهب ونمارس الجنس في غرفةِ طفولة بارنى مجددا؟ |
Ve cesedini aşağıya saat odasına taşıdın. | Open Subtitles | وأنت حَملتَ جسمَها أسفل الدرجات إلى غرفةِ الساعةَ. |
Oda seçiminde aldatılmışım. | Open Subtitles | واو لقد خدعوني بإختيارِ غرفةِ النوم القديمِة |
Adam beni soyunma odasında işerken görmüş olmalı. | Open Subtitles | ذلك الرجلِ لا بدَّ وأن كَانَ يَنْظرُ في غرفةِ الملابس. |
Yüzbaşı Mauser seni takım odasında görmek istiyor. | Open Subtitles | النّقيب ماوسير يُريدُ رُؤيتك في غرفةِ الفرقةَ. |
Resim odasında küçük bir yangın vardı. | Open Subtitles | كان هناك نار صغيرة في غرفةِ الفَنَّون. إنتهى. |
Otopsi odasında, kimseye çaktırmadan... | Open Subtitles | ذهبت الى غرفةِ تشريحَ الجثة حتى لا يراك أحدُ. |
Ve hemen sınıfına dönmezsen, kendinide Müdür'ün odasında bulursun. | Open Subtitles | وإذا نحن لم نَصَلُ إلى غرفةِ بيتِنا، سَنَجِدُ أنفسنا في مكتبِ الرئيسَ. |
M kontrol odasında sizinle buluşacak. Size eşlik edeyim. | Open Subtitles | إم سَتقابلُك في غرفةِ العمليات سَآخذُك مباشرة اليها |
Finans komitesiyle görüşmek için toplantı odasına gidiyorum. | Open Subtitles | إسمعْ، أَنا ذاهِب إلى غرفةِ مجلس الادارة لرُؤية اللجنةِ الماليةَ. |
Bordy'e söyle, aşağı Neptun odasına insin! | Open Subtitles | أخبرْ برودي للنُزُول هنا إلى غرفةِ نبتونَ بالضِعف |
Hazırlık odasına git. Gittiğini görmek istiyorum. | Open Subtitles | اذهبْ إلى غرفةِ الاعتراف، أريد أن أراك تذهب |
Küçük palyaço odasına gitmem gerek. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ إلى غرفةِ المهرّجين الصِغارِ. |
Phillip'in odasına gidip biraz Oda spreyi sıkacağım. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبُ إلى غرفةِ فيليب، رذاذ بَعْض معطّرِ الهواء حول. |
Bu şekilde annen aptal dikiş odasını geri alır. | Open Subtitles | على الأقل بهذة الطريقِ أمِّكَ ستستعيد غرفةِ خياطتها الغبية. |
Stanford daki yurt odasından canlı yayınla... kız kardeşim, Stephanie! | Open Subtitles | بثٌ مباشر من غرفةِ نومها، في ستانفورد إنها أختي، ستيفاني |
Oturma odasındaki tablo eskiden de var mıydı? | Open Subtitles | هذه الصورةِ هنا في غرفةِ الجلوس. أنت هَلْ دائماً أَخَذتَ هذا؟ |
odada birşey unutmuşum. Benim için bakar mısın? | Open Subtitles | بالمناسبة تَركت شيءاً في غرفةِ الجلوس هَلْ يمكن لك أن تبحث لي؟ |
Yemek odasının bu görünümü... son zamanlarda Manhattan Interiors dergisinde gözükmeye başladı. | Open Subtitles | هذه واجهة غرفةِ الطعام عُرِضَ مؤخراً في مجلةِ أشياء مانهاتن الداخلية. |
- Bayanlar tuvaletine gitsek diyorum. | Open Subtitles | أعتقد انه يجب علينا الذهاب إلى غرفةِ السيدات. |
Hiç bir şeyi kaçırmamak için odadan odaya koştururdu. | Open Subtitles | هو كَانَ يَرْكضُ مِنْ غرفةِ إلى غرفةِ لذا هو فقط لم يفته شئ. |
Şu sandığı yatak odama taşıyarak başlayabilirsin. | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تَبْدأَ بوَضْع تلك الصَناديقِ في غرفةِ نومي. |
Ve dahası oturma odamda 40 yabancı var ve bütün istediğim siktiri boktan biraz uyku. | Open Subtitles | والحقيقة، أنا عِنْدي 40 غريبُ خارج في غرفةِ جلوسي وكُلّ ما أُريدُ أَنْ أفعله .الحصولْ على بعض النوم |
Ama hayatının geri kalanını yatak odanın zemininde iç karartıcı müzikler dinleyerek geçiremezsin. | Open Subtitles | لكن لايمكنكِ قضاءُ بقيةِ حياتكِ تجلسينَ في غرفةِ نومكِ وتستمعينَ إلى الموسيقى المحبطة |
Bu lamba yurttaki odanda çok şirin durur. | Open Subtitles | هذا المصباحِ سيكون لطيف جداً في غرفةِ مسكنِكِ. |
2. takım hatta, motor kabinine doğru ilerliyoruz. | Open Subtitles | إيواء الفريقِ 2، إنتقال نحو غرفةِ المحرّكَ. |