Genellikle öyle davranmam ama analık içgüdüsü ne kadar güçlüdür bilirsin. | Open Subtitles | لا أتصرف بهذا الشكل عادة لكن تعلمون كم غريزة الامومة قوية |
Ama dürüstçe, diğer bütün adaylardaki öldürme içgüdüsü seninkinden fazlaydı. | Open Subtitles | ولكن بصراحة, كل المرشحين الآخرين, لديهم غريزة القتل اكثر منك |
Bir çeşit temel içgüdü gibi. Haline bak, tereddüt ediyorsun. | Open Subtitles | انها غريزة اساسية لديهم انظر الى نفسك , انت تتردد |
Bu gibi yüzlerce davada çalışmış olmaktan gelen bir içgüdü. | Open Subtitles | ليس شعوراً إنها غريزة مصدرها العمل على قضايا كثيرة كهذه |
Annelik içgüdüleri yüzünden anne kurt ile bir problem yaşanmayacağını biliyordum ama babaları Rama'dan pek emin değildim. | Open Subtitles | كنت أعلم أنه لا يوجد مشكلة بالنسبة للأم والحمد الله على وجود غريزة الأمومة ولكنني لم أكن واثقاً بشأن الأب راما |
Daha önce fark etmediğime şaşırdım. Gazetecilik içgüdüm işe yaramamış. | Open Subtitles | يفاجئني عدم ملاحظتي هذا من قبل يالها من غريزة صحفية |
Bu çocuk çok öfke doluydu ve öldürme içgüdüsü buradan doğmuştu. | Open Subtitles | ذالك الطفل كان يضمر الكثير من العدائية وعندما تظهر غريزة القتل |
Ayrılmamdan hemen sonraki o günlerde saklanma içgüdüsü neredeyse felç ediciydi. | TED | في تلك الأيام بعد أن غادرت بقليل، كانت غريزة التخفي مخيفةً للغاية. |
Biraz para, biraz geçmişi-ailesi ve biraz da J. Lampton'un içgüdüsü. | Open Subtitles | تعتمد في قسم منها على الثروة التي تمتلكها المرأة و في قسم آخر على خلفيتها الاجتماعية كما تعتمد أيضا على غريزة لامبتون |
Yani sende katil içgüdüsü yok. Ne fark eder ki. | Open Subtitles | إذن ، ليس لديكِ غريزة القاتل ذلك خطب جلل |
Bak işte annelik içgüdüsü yine başladı. | Open Subtitles | أرأيت ، هذهِ غريزة الأمومة تظهر مرّة أخرى. |
Şuna ikna oldum ki, sevgi bir içgüdü ve duygu olsa da daha iyi sevme yeteneği, hepimizin kazanıp zamanla geliştirebileceği bir beceri. | TED | أنا على يقين تام أنه في حين يكون الحب غريزة وعاطفة، تكون القدرة على الحب بشكل أفضل مهارة يمكننا تنميتها وتحسينها مع الوقت. |
En azından, hangi içgüdü veya veya organı hedeflediğinizi açıkça belirlemeden milyar dolarlık bir organizasyon kurabileceğinize inanmıyorum. | TED | لا أعتقد أنه يمكن إنشاء منظمة بمليارات الدولارات ما لم تعلم أي غريزة أو عضو تقوم باستهدافه. |
Şimdi Alaska'nın hayvanları hayatta kalabilmek için tüm içgüdü ve uyum kabiliyetlerini çalıştırmak zorundalar | Open Subtitles | الآن حيوانات ألاسكا يجب أن تستخدم كلّ غريزة وقدرة علي التكيف للبقاء حية في الشتاء |
65 milyon yıllık içgüdüleri yok edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكبت غريزة معدية عمرها 65 مليون سنة |
Daha önce fark etmediğime şaşırdım. Gazetecilik içgüdüm işe yaramamış. | Open Subtitles | يفاجئني عدم ملاحظتي هذا من قبل يالها من غريزة صحفية |
Tamam o zaman. İçgüdülerin öyle söylüyorsa tüm hayatım boyunca aldığım ordu eğitimini boş verelim. | Open Subtitles | حسناً,إذا كان لديك غريزة فيجب أن نتجاهل خبرتي العسكرية |
Bir babasın ve hayatta kalma içgüdün çocuklarına kadar uzanıyor. | Open Subtitles | إنّك والد الذي يملك غريزة النجاة التي تمتد إلى أطفالك. |
Kendini koruma içgüdüsünü yok etmek için aylarca eğitim alan adamlar mı? | Open Subtitles | الذين يمضون شهوراً من التدريب لإنكار غريزة حب البقاء لديهم؟ |
Boyle'un aksine de benim ilk içgüdülerim poposunu okşamak olmadı. | Open Subtitles | وعلى عكس بويل أول غريزة فكرت بها ليس عناق مؤخرتها |
Bak, katil içgüdülerini kullanman gerekiyor dostum. | Open Subtitles | اسمع، يجب أن تتعلم كيف تحرّك غريزة القتل بداخلك |
Özel hayatımı müşterilerimden gizlemeye o kadar alıştım ki... artık o detayları söylememek içgüdüsel bir durum haline geldi. | Open Subtitles | لذا أُستَعملُ لإبْقاء حياتِي الشخصيةِ مِنْ زبائنِي. هي فقط غريزة أَنْ لا تَكْشفَ تلك التفاصيلِ أكثر. |
Annesi daha fazla uzakta kalamaz. Koruma iç güdüsü. | Open Subtitles | الأم لن تكون قادرة عن الإبتعاد كثيراً إنها غريزة الأم. |
Ruhsuz bir ölüm makinesi ile uğraşıyoruz saf hayvan iç güdüleri ile bezenmiş. | Open Subtitles | إننا نتعامل مع آلة قتل عديمة الرحمة تقودها غريزة حيوانية خالصة |
Polisken bazı içgüdüler geliştirirsin. Ve içgüdülerim bu davanın çözülebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | غريزة الشرطي في تخبرني ان هذا القضيه يمكن ان تحل |
Bu eksendir, biyolojidir, doğal içgüdüdür. | TED | إنها محور، انها علم الأحياء، انها غريزة طبيعية. |
Ve içinizden herhangi biri katil içgüdüsüne sahip olmadığını düşünüyorsa, yanılıyor. | Open Subtitles | وكل من يحسب نفسه لا يمتلك غريزة القاتل يكون علي خطأ |