Diğer türlü, lütfen vaktimi boşa harcama. Hey! Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | وإلا فأرجو منك عدم هدر وقتي إلى أين أنت ذاهبة؟ |
Bu yüzden lütfen biriyle buluşun ve tartışın ve bundan çok zevk alın. | TED | فأرجو أن تلتقوا بأشخاصٍ جُدد وتتناقشوا معًا وتستمتعوا بذلك جيدًا. |
Su yatağı için arıyorsanız, lütfen ayrıntılı bir mesaj bırakın. | Open Subtitles | "إن كنت متصلاً بشأن السرير المائي، فأرجو أن تترك رسالة" |
Dinle, bir daha kız kardeşimi bir yere götürdüğünde lütfen bizi ara ve orada iyi olduğunuzu bildir, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، في المرة القادمة عندما تأخذ أختي لمكان ما، فأرجو أن تتصل لتُخبرنا بأنكم وصلتم بأمان، مفهوم؟ |
Benim tek kızım. Eğer bir şey bilen var, lütfen... | Open Subtitles | انها ابنتي الوحيدة ...فأرجو من كل شخص يعرف شيئا ما |
lütfen sana yapılanı sen de bana yapma. | Open Subtitles | فأرجو ألا تتسبّبي لي فيما صنعه لكِ آخرون |
lütfen sakin olun. NasıI yapacağız? | Open Subtitles | وهذا لن يستغرق الكثير من الوقت فأرجو منكم الحفاظ على الهدوء |
Bir şey fark ederseniz lütfen ihbar hattını arayın. | Open Subtitles | حسناً، إن لاحظت أيّ شيء فأرجو أن تتصل بالخط الساخن |
Sizin ya da tanıdığınız birinin herhangi bir bilgisi varsa olağandışı bir şeyler fark eden olursa lütfen öne çıksın. | Open Subtitles | إذا كنت أنت أو شخص تعرفه يملك معلومات أو قد لاحظ أي شيء غير معتاد, فأرجو الإفصاح بذلك الآن |
Bana gelince, lütfen Gaziler Günü'nüzü kutlamayı unuttuğum için beni affedin. | Open Subtitles | بالنسبة لي، فأرجو أن تعذرني لنسيان أن أهنئك بمناسبة يوم قدامى المحاربين |
Küçük bir kutlama yaparız diye düşündüm, lütfen herkes bir dilim pasta alsın. | Open Subtitles | ونظّمنا احتفالاً صغيرًا فأرجو منكم مشاركتنا قالب الحلوى. |
Onları öldürmemi emrediyorsanız, lütfen beni şimdi burada güvenlik şefi rütbesine yükseltin ve klan kurallarına bağlı olarak efendimizin maaşıma 500 koku, zam yapması için söz vermesini sağlayın. | Open Subtitles | ،وإن أمرتني بقتلهما فأرجو أن ترقـّيني إلى رتبة شرطي مكلـّف هنا والآن وأن أحصل على وعد من مولانا لزيادة نصيب إقطاعي إلى 500 فدان |
Fakat ağzındaki yapışkan katranı tüküreceksen, bir dahaki sefer etrafa yapıştırmak yerine... lütfen bir kül tablası kullan. | Open Subtitles | لكن إن كنت تعتزمين بصق علكتك داخل المطعم، فأرجو منك استعمال منفضة السغائر، بدلاً من المائدة أو الأريكة كما فعلت المرة السابقة. |
lütfen buraya gelip ona yardım eder misin? | Open Subtitles | فأرجو أن ينزل هنا وإنقاذ لها للخروج؟ |
Burası özel bir mülkiyet! lütfen uzaklaşın! | Open Subtitles | هذه ملكية خاصة فأرجو منكم الرحيل |
Bay Matsuda, Eğer ölmekten korkuyorsanız, lütfen takımdan çıkın. | Open Subtitles | ماتسودا-سان إن كنت خائفاً من الموت فأرجو أن تترك هذا الفريق |
Bay Matsuda, Eğer ölmekten korkuyorsanız, lütfen takımdan çıkın. | Open Subtitles | ماتسودا-سان إن كنت خائفاً من الموت فأرجو أن تترك هذا الفريق |
Eğer hayatıma Tanrı'nın takdiriyle veda edeceksem Tanrı'm merhametinle karıma ve aileme lütfen iyi bak. | Open Subtitles | إن فقدت حياتي بمشيئتك، فأرجو أن تعتني بزوجتي وعائلتي" |
lütfen bana nereden alışveriş yaptığını söyler misin? | Open Subtitles | فأرجو أن تقول لي فقط أين تتسوق ؟ |
Şey, Eğer fikrini değiştirirsen, lütfen bizi bilgilendir. | Open Subtitles | حسنٌ لو غيّرت رأيك، فأرجو أن تعلمينا |
Eğer çok küstahça olmazsa Beni ailenin bir parçası olarak görmenizi isterim. | Open Subtitles | لو لم يكن بهذا وقاحة فأرجو أن تعتبرونني فرداً من العائلة |