"فاشل" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ezik
• başarısız
• berbat
• kötü
• zavallı
• kaybeden
• eziğin
• berbatsın
• eziğim
• beceriksiz
• salak
• eziksin
• biri
• bir fiyasko

Bir ezik gibi restoranda yalnız yemek yemekten daha iyidir.
ذلك أفضل من أن آكله لوحدي في المطعم كشخص فاشل.

Bir, Cuma akşamı Cinderhella II' yi izlemeye git, ezik.
أولا : أذهب لرؤية سيندريلا 2 في ليلة الجمعه. فاشل

Sorum şu: başarısız bir araba bombalama için neden sorumluluk üstlenilir?
سؤالي هو : لماذا تعلن مسؤوليّتك عن تفجير فاشل لسيّارة مفخّخة؟

Evet ve berbat bir öğretmensin. Kimseyi ameliyat etmeye hazır değilim.
نعم، وأنت معلم فاشل أنا لست مستعداً للتعامل مع أي أحد

En azından artık kötü huylu, düzensiz, kibirli, başarısız biri değilsin.
حسناً ، على الأقل إنك لم تعد عصبي و غير منظم و فاشل متغطرس

Senin gibi değersiz bir zavallı yerine mezarda bir kardeşim olmasını tercih ederim.
أفضل أن يكون لي أخٌ ميت, خير لي من فاشل عديم الفائدة مثلك.

Onun doğum babası Yani, whitelighter, iki kez kaybeden ve bir sarhoş?
أن والدها الحقيقي ، المرشد الأبيض هو فاشل مرتين و سكّير ؟

Sanki seni fark edemeyecek kadar çocuk kitaplarına gömülmüş eziğin biriyle takılıyormuşsun gibi.
مثل لو كنتِ تعبثين مع فاشل مهوس بكتب الأطفال أكثر من هوسه لرؤيتك

Doğrusu biraz rahat nefes aldım. Kendimi artık ezik hissetmiyorum.
وهذا بالطبع أمر مريح، أشعر براحة أكثر لعدم كوني فاشل.

Sence de ezik bir aktörden daha iyi biriyle olması gerekmiyor mu?
كنت أعتقد أنها تستطيع أن تحصل على شخص أفضل من ممثل فاشل

O değerli yadigârları ezik birinin hayatını daha yaşanılır hâle getirmek için yakmadın.
لم تقومي بحرق ذكريات عزيزة عليكي لتجعلي حياة شخص فاشل خالية من المشاكل

Bu hayatımda gördüğüm en acınası ezik rüya. Bunların hepsi kafanda.
هذا أكثر حلم مثير للشفقة و فاشل سبق و أن حدث

Demek istediğim belki bir akşam bir kaybedenin, bir ezik, benim gibi, kafası atacak.
ما أعنيه هو أنه ربما بمساء ما ,شخص فاشل, فاشل مجنون مثلي

Küçük, eski püskü bir ofisim var diye beni başarısız mı sanıyorsun?
هل تعتقد بسبب ان لدي مكتب تافه وبسيط اذا انا فاشل ؟

Hap bağımlılığı, başarısız olan bir kariyer bozulmuş evlilik, kaybedilmiş burs yaşlılık
إدمان على الحبوب المخدره مسيرة قانونية فاشله زواج فاشل فقدان منحة دراسية

Bir üründe başarısız olmuşlar ve hisse senetler dibe vurmuş.
كل ما تطلبه هو إطلاق منتج فاشل وسعر السهم يقع.

Hiç bu kadar berbat bir şey görmemiştim... Ben Heart Huckabees'im!
أنا لم أرى شيء فاشل بهذا القدر منذ فيلم أعشق هاكبيز

İşleri daha kötü yapıyor. Bir gün uyanıp kazanan olduğunu düşünüyorsun ama kaybedensin.
تستيقذ فى يوم ما و تظن أنك ناجح ولكن الحقيقة انك فاشل

Bu şehirdeki tüm tanıdıkları ne kadar zavallı olduğumu gördü.
كل شخص تعرفه في هذه البلدة اكتشفوا كم أنا فاشل.

L Yani, bir kaybeden ayrılmak isteyen bazı bayan , var
أعني ، أنه هناك سيدة تريد أن تنفصل عن فاشل

Benim gibi bir eziğin işe yaradığı tek şey dayak yemek.
الأمر الوحيد الذي يجيده فاشل مثلي هو تحمّل الضربات.

Haline bak. berbatsın. Dudaklarını oynattığını görüyorum.
إنظر إلى نفسك، أنت فاشل أستطيع أن أرى شفتيك تتحركان

- Paniğe kapıldım, hayal kırıklığıyım eziğim, hiçbir zaman bir değerim olmayacak, kimseyi de vuramayacağım.
لقد أخفقت, انا فاشل أنا لن أصل إلى شي أبدا لن أطلق النار على أحد أبدا

Belki artık ona senin bir beceriksiz olmadığını gösterme zamanın gelmiştir.
اعتقد انه حان الوقت لجلبه ليتكلم حول انك لست بعضو فاشل في العائلة

Huysuz, salak, sapık, alaycı, suçlu biri olabilir.
.أكبر فاشل على وجه الأرض ،ربما يكون أحمق منحرف ، شخصية ساخرة ،شخص ما عقله مليء بالأفكار السوداء .ربما يكون مجرماً

Sen bir eziksin.Gerçek bir ezik.
‫أنت فاشل , بروستر , فاشل جداً

Bu nedenle, haklı olarak bu ilacın bir fiyasko olduğunu düşünmüşler ve ilacın ticari üretimi durdurulmuş, ticari üretimi durdurulduğu için de bu deney hiç bir yayında çıkmamış.
حيث وجدو حقيقةً بأن هذا العقار فاشل وتم ايقاف تطويره تجارياً و بسبب توقيف تطويره التجاري، لم يعلن عن هذه التجربة