İçeri girdiğinde muhtemelen ölüydü veya bilinci yerinde değildi. | Open Subtitles | وكان ربما مات أو فاقدا للوعي عندما ذهب في. |
Yaşarken su kulesine atmak zor olmalı, tabi bilinci yerinde değilse. | Open Subtitles | من الصعب أن تأخذ المرأة الحية حتى من جانب خزان المياه، إلا أن تكون فاقدا للوعي. |
Demek istediğim hâlâ bilinci yerinde değil ama doktor en kötüsünü atlattığını söyledi. | Open Subtitles | اعني , هو مازال فاقدا للوعي لكن الفيزيائي قال : انه تجاوز المرحله الاسوأ |
Bakıcılarımızdan birkaçı sizi buldu, ahırların hemen altında. baygın bir halde. Evet. | Open Subtitles | لقد وجدك العمال، قرب المناحل كنت فاقدا الوعي |
Bakıcılarımızdan birkaçı sizi buldu, ahırların hemen altında. baygın bir halde. | Open Subtitles | لقد وجدك العمال، قرب المناحل كنت فاقدا الوعي |
bilinci kapalı bulundu, geçici körlük. | Open Subtitles | ,ام, وجد فاقدا للوعي العمى على فترات متقطعة |
Süpermarkette bilinci kapalı hâlde bulunmuş. | Open Subtitles | وجد فاقدا للوعي في السوبر ماركت. |
Nöbetçi uyuşturulmuş ve bilinci kayıp halde bırakılmış. | Open Subtitles | تم تخديره الحارس وترك فاقدا للوعي. |
- bilinci yerinde değilken onu çekemem. | Open Subtitles | أنا لا يمكن سحب لها من فاقدا للوعي. |
- bilinci hep kapalı mıydı? | Open Subtitles | -هل كان فاقدا للوعي منذ ذلك الحين؟ |
Ne kadardır bilinci yerinde değil? | Open Subtitles | كم مضى عليه فاقدا للوعي؟ |
Ne kadardır bilinci yerinde değil? | Open Subtitles | كم صار له فاقدا للوعي؟ |
Şu an bilinci kapalı. | Open Subtitles | لازال فاقدا للوعي. |
Başkan'ın bilinci kapandı. | Open Subtitles | الرئيس فاقدا للوعي |
- bilinci açık değil sadece. | Open Subtitles | فقط فاقدا للوعي. مم-هم. |
Dosyalara ulaşıp gidelim. - Uzun süre baygın kalmaz. | Open Subtitles | علينا أن نأخذ الملفات و نتحرك، لن يبقى فاقدا للوعي فترة طويلة |
Senin fikrini almak için vaktimiz yoktu. Sen baygın, ölüm döşeğinde olunca tabii. | Open Subtitles | لم يكن لدينا وقت لنأخذ رأيك فقد كنت فاقدا للوعي وتحتضر |
İki saat daha baygın kalacak, hepsi bu. | Open Subtitles | سيبقى فاقدا للوعي لمدة ساعتين. هذا هو الامر |