Bugün harika bir iş çıkarmışsın, Çaylak, seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد عملت عملاً استثنائياً اليوم، أيها المستجد، وأنا فخورٌ بك. |
Dürüst olayım. Ben İsrail taraftarıyım ve bununla gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لأكونَ صريحاً ؛ أنا مؤيد لإسرائيل و أنا فخورٌ بذلك |
Bizim birşeyler hissetmemize neden olabilecek hiçkimsenin söyleceği birşey yok ama seninle son derece gurur duyuyoruz. | Open Subtitles | ليس هناك شيء يمكن أن يقوله أي شخص كي نشعر بأي شيء لكن بكل صدق أنا فخورٌ بك |
Ve bundan gurur duyuyorum. Benim kızlarım sokaktaki en güzelleridir. | Open Subtitles | و أنا فخورٌ بذلك يا ولَد، فتياتي أفضلُ مَن في الحي |
Arkadaşlarınla çok iyi geçiniyorsun. Seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | سمعت أنك تبلي حَسناً مَع زملاءِك الملاحين أنا فخورٌ بك |
Gözyaşlarından gurur duyuyor. Ona ağlayacak bir şeyler verelim. | Open Subtitles | إنهُ فخورٌ بدموعهِ هكذا، سنُعطيهِ شيئاً يبكي عليه |
Onu arkadaşları arasında saymaktan gurur duyanlar ellerini kaldırsın. | Open Subtitles | و هو فخورٌ كما يمكن أن يكون أن يعدّه في قائمة أصدقائه فليرفعوا أياديهم وحسب. |
Yeni sınıf arkadaşlarımın geldiğim yerle gurur duyduğumu bilmelerini istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ من زملاء الجدد أن يعلموا بأنّي فخورٌ بوطني. |
Bunu daha önce de söylediğimi biliyorum ama gerçekten seninle gurur duyuyorum ve annem de öyle. | Open Subtitles | أعرف بأني قلت ذلك مسبقًا ولكني حقًا فخورٌ بكِ ، وكذلك أمي ألهذا هي هنا ؟ |
Pekâlâ, sizlerle ne kadar gurur duyduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أودّ أن آخذ دقيقة لأخبركم كم أنا فخورٌ بكم |
Benimle Bekâret Yemini Balosu'na gelmeye karar verip seni İsa'nın istediği gibi korumama izin verdiğin için seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخورٌ بكِ جدآ لأنكِ قررتِ الذهاب الى حفله النقاء وجعلتني أحميكِ بالطريقه التي يريدها المسيح؟ |
Bu çocukla gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد اكتمل تدريبك كم أنا فخورٌ بهذا الفتى |
Elde ettiğin başarı gayet etkileyiciydi. Seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | فالإنجاز الذي حققته كان مذهلاً وأنا فخورٌ بكِ |
Özgür topraklar, cesaretin evi. Lanet amerikalı olmakla gurur duyacak. | Open Subtitles | يا أرض الأحرار وموطن الشجعان أنا فخورٌ جدّاً بكوني أمريكيّاً" |
Artık büyük bir kızsın ve seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | حسناً, أنتي فتاةٌ ناضجةٌ الآن وأنا فخورٌ بكِ |
Sen ayaklanmış, benimle gurur duyup tezahürat yapıyordun. | Open Subtitles | .أنت واقف بين الجماهير، فخورٌ بي تماماً، تشجعني |
Kızlar, ikinizle de işe tekrar döndüğünüz için gurur duyuyorum. | Open Subtitles | يا فتيات، إنّني فخورٌ بكلاكما الإثنتان، الرّجوع لركـوب الحصـان. |
Bu büyük ulusun komutanı olarak bugünkü operasyondan ne kadar gurur duyduğumu anlatamam. | Open Subtitles | كقائدٍ عام لهذه الأمّة العظيمة لا أستطيع أنْ أقول لكم كم أنا فخورٌ بعملية اليوم |
O zaman onun için mücadele et ve yaparsan senden gurur duyarım. | Open Subtitles | إذاً قاتل من أجلها. ولو فعلت ذلك سأكون فخورٌ بك. |
Tıbba girdiğin gün çekilmişti. Seninle iftihar ediyordu. Hep de etti. | Open Subtitles | التُقطتَ يوم دخلت كلية الطب لقد كان فخورٌ بك، لطالما كان كذلك |
Donna, şunlara bir bak. Bütün gece bunları yapmak için çalıştım. Oldukça gururluyum. | Open Subtitles | دونا , تفقدي هذا , انا اعمل على هذاالشئمنذالصباح,انا فخورٌ جدا. |