ويكيبيديا

    "فرصة أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olma ihtimali
        
    • olma şansı
        
    • şans
        
    • mümkün
        
    • fırsatı
        
    • şansımız
        
    • olabilir mi
        
    • olma şansını
        
    • olma olasılığı
        
    • kalabilme şansın
        
    Homoseksüel olma ihtimali düşük. Open Subtitles هل هناك أي فرصة أن يكون الفاعل مثلي الجنس؟
    Bunlardan birinin çok çok uzak bir galakside olmuş olma ihtimali var mı? Open Subtitles هل هناك فرصة أن تكون هذة الحادثة في مجرة بعيدة جدا جدا من هنا؟
    Michael'in baba olma şansı vardı ama o bundan kaçmayı tercih etti. Open Subtitles مايكل حصل على فرصة أن يكون أبًا ، لكنّه تهرّب منها
    Üzgünüm. Bir şeyler yanlış olabilir bir şans her zaman var. Open Subtitles أعتذر ، هناك دائماً فرصة أن شيئاً ممكن أن يسوء
    Bu iş bitene kadar bu adamları güvenli bir yere kapatman mümkün mü? Open Subtitles هل هناك فرصة أن تضع هؤلاء الرجال في مأمن حتى ينتهي هذا؟
    Gururunuzu kurtarma ve geçmişinizin nasıl yazılacağını kontrol etme fırsatı veriyorum. Open Subtitles أنا أعرض عليك فرصة أن تغادر مكتبك بشرف أن تتحكم فى كتابة أسطورتك
    Onun aracılığıyla Wallace'ı bulmak için daha iyi bir şansımız var. Open Subtitles ولكن لدينا فرصة أن نجد والاس عن طريقها وهي في الخارج
    Bendeki kenenin sana sıçramış olma ihtimali var. Open Subtitles هناك فرصة أن القراد الذى كان موجود بى قفز عليك ِ
    Kolunu ıskalayıp suratına yumruk atmış olma ihtimali var mı? Open Subtitles هل هناكَ أي فرصة أن تكون قد حرّكت ذراعك وضربتها في وجهها؟
    Yani, düşünsene bir, ailelerimizin birbirini tanıyor olma ihtimali bile var. Open Subtitles أعني ، عند التفكير بذلك يمكن أن يكون هنالك فرصة أن عائلاتنا يعرفون بعضهم
    Söylediğin şeyin doğru olma ihtimali var mı? Open Subtitles هل هناك أي فرصة أن يكون أياً مما قلته صحيح؟
    Cesetlerden birinin hâlâ orada olma ihtimali var. Open Subtitles هناك فرصة أن تكون احدى الجثث لم تحرق بعد
    Tüm bunda Oliver Epps'in mağdur olma şansı var mı? Open Subtitles هل هناك أي فرصة أن أوليفر إبس هو الضحية في كل هذا، أيضا؟
    İyi anlamda özel biri olma şansı var. Open Subtitles ،لديه فرصة أن يكون مميزًا بالطريقة الجيدة
    Eğer bir şans varsa bize yardım edecek Pinehearst'ta, birlikte gideceğiz. Open Subtitles لو أن هناك فرصة أن هؤلاء الناس في" باينهيرست"يمكنهممساعدتنا, سنذهب معاً
    Hazır buraya gelmişken, Seti gezmemiz mümkün mü? Biraz çekimi izlemek isterim. Open Subtitles بينما نحن هنا، هل هناك فرصة أن نرى الموقع ونشاهد التصوير؟
    Üçümüz ne zaman beraber olup konuşma fırsatı buluyoruz? Open Subtitles من الغالب أن لدينا فرصة أن نتحدث مع بعضنا, ثلاثتا فقط؟
    Öyleyse, bebeğin gerçek ailesinin kayıtlarına ulaşma şansımız var mı? Open Subtitles إذاً هل هناك فرصة أن لديك سجلات لوالدي الطفل الحقيقيين ؟
    Bunu çalan kişinin ardında ipucu bırakma ihtimali olabilir mi? Open Subtitles هل هناك فرصة أن الذي سرقه قد تركَ دليلاً ورائه
    Onun tek kurtarıcısı ve beyaz atlı prensi olma şansını gördün. Open Subtitles لقد رأيت فرصة أن تكون منقذها الوحيد، فارسها ذو الدرع المضيء.
    Kargonun kamyondan ayrılmış olma olasılığı nedir? Open Subtitles و ماذا عن فرصة أن الشاحنات قم تم تفريغها ؟
    Çünkü yarına hâlâ hayatta kalabilme şansın var ve eğer öyle olursa ve şimdi beni öldürürsen tüm intikamını almış olursun. Open Subtitles لأن ثمّة فرصة أن تبقي حيّةغدٍ،وإنتقتلينيالآن ... فستكوني قد استهلكتِ انتقامكِ كاملاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد