Ama her ne ise kötü olacak! Bir şey diyeyim. | Open Subtitles | لكن أياً كان فسيكون شيئا سيئاً حقاً ودعنى أخبرك شيئاً |
Ama her ne ise kötü olacak! Bir şey diyeyim. | Open Subtitles | لكن أياً كان فسيكون شيئا سيئاً حقاً ودعنى أخبرك شيئاً |
Polise tehdit edildiğini söylerse, elimizde somut bir şey olur. | Open Subtitles | لو أخبر الشرطه أنه تم تهديده فسيكون لدينا شيىء ما |
Eyalet Şampiyonluğu'na kesin gözle bakılıyorsa... her zaman baskı olur, inanın. | Open Subtitles | دائماً، عندما يتوقع منك الآخرون البطولة فسيكون هناك ضغط كبير عليك |
Eğer Raheem'e bir şeyler yapacak biri varsa bu Radames olurdu. | Open Subtitles | اذا نعم احد عنده دافع انه يقتل رحيم فسيكون كون رادامز |
Eğer beni desteklersen yönetimde söz hakkın olacak ki buna ihtiyacım olacaktır. | Open Subtitles | و إن دعمتني ، فسيكون لك صوتٌ في إدارتي ببساطة لأني سأحتاجه |
Ne olursa olsun, ilk sayfadaki onun yüzü olacak. Neyin var? | Open Subtitles | أياَ ما يحدث فسيكون وجهه على الصفحة الأولى مااذ لديك ؟ |
Burada kalırsak, ailemiz için bir ev olacak ama ortada bir aile kalmayacak. | Open Subtitles | ان بقينا هنا . فسيكون لدينا منزل العائلة لكن لن يكون هناك عائلة |
Ters giden bir şey olursa her şey sana bağlı olacak, Martha. | Open Subtitles | لو أن خطأً ما قد حدث فسيكون كل شئ بيدكِ يا مارثا |
Eğer varsa Kongrede özel bir oturum kolay olur Jedi tapınağına girmemiz. | Open Subtitles | ان كان هناك جلسة خاصة بالكونجرس فسيكون من الاسهل لنا دخول المعبد |
Çünkü Eğer onlardan hoşlanırsan, şey, bu sadece stresli olur. | Open Subtitles | فقط لأنك لا تطيقهم لأنك لو أحببتهم فسيكون هناك ضغط |
Her iki ordu da oraya yönelirse, büyük bir katliam olur. | Open Subtitles | إذا كان كلا الجيشان يتجهان إلى هناك فسيكون هناك حمام دم |
Ve seni ısırdığımı unutabilirsen bu gerçekten harika olur. Çünkü ben unutacağım. | Open Subtitles | و إنّ نسيتِ أنّني عضضتكِ، فسيكون هذا عظيماً ، لأنّني سأنس ذلك. |
Asamı daha uzağa uzatabilseydim, evrenin sınırı yine o olurdu. | Open Subtitles | وبعدها إن وضعت أشيائي هناك فسيكون هذا أخر حدود الكون |
Para kazanmak istesek bura geleceğimiz son yer olurdu seni aptal. | Open Subtitles | إن أردتنا كسب المال، فسيكون هذا آخر مكان نقصده يا أحمق. |
Eğer şimdi önemliyse, kiliseden sonrada önemli olacaktır değil mi? | Open Subtitles | إذا كان مهماً الآن فسيكون مـُهمـّاً بعد الكنيسة, أليس كذلك؟ |
Hayatıma karışmandan ve sevdiğim kadına hakaret etmenden bıktım usandım artık! Bunu yapmaya devam edersen, ciddi bir sorunumuz var demektir. | Open Subtitles | معك حق ,هذا يكفي سأمت من تدخلك في حياتي وحديثك بالسوء عن المراة التي احبها واذا استمريت ,فسيكون لدينا مشكلة حقيقية |
Eğer vücudunun bir yerinde kanser varsa paraneoplastik sendrom da olabilir. | Open Subtitles | إن كان لديها سرطان بجسدها فسيكون لديها أيضاً متلازمة التنشؤ الورمي |
Yakalayacağımız Büyük Patlama olsaydı Eğer, bunun gibi ses çıkarırdı. | TED | إذا كنا لنسجل صوت الإنفجار العظيم، فسيكون شيئا مثل هذا. |
Dünyadan bir bombacının göçmesinin iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لقد قلت إن فقد العالم صانع قنابل فسيكون هذا أمراً مبهجاً. |
Bir şey bilecek biri varsa o da sensindir diye düşündüm. | Open Subtitles | وطليق في حيّك ظننتُ إن كان أحدهم لديه معلومات فسيكون أنت |
Eğer bunu tahmin etmeye razıysanız, itirazlarımı tahmin etmek de kolay olmalı. | Open Subtitles | إذا كنتَ مستعداً لتخمين ذلك يا صاحب النيافة فسيكون من الأيسر تخمين إعتراضاتىً |
Eğer birisi onu hatırlamasını sağlayabilecek olsa o kişi ben olurdum. | Open Subtitles | إذا كان بإمكان شخصاً ما أن يجعله يتذكر شيئًا فسيكون أنا |
Kaçak buradaysa izole etmiş oluruz... | Open Subtitles | إذا كان الخلل في هذا المكان فسيكون بإمكاننا أن نعزله |