Ama biz bu karmaşalardan ikisi için hızlı ve etkili çözüm bulabildik. | TED | لكننا كنا قادرين على إيجاد حلول فعالة وسريعة للغاية لاثنين من المشاكل. |
Yani DNA dizisi bize etkili tedavi bulmak için yeterli bilgi vermez. | TED | فرسم شريط الحامض النووي فحسب لا يعطينا معلومات كافية لإيجاد علاجات فعالة. |
Öyle olsun Solo, eğer konuşmayacaksan çok etkili işkence yöntemlerimiz var. | Open Subtitles | حسنا، سولو، ان كنت لا ترغب بالكلام لدينا طرق فعالة للتعذيب |
Öyle dizayn edildiğini sanmam. Çok işe yarar bir strateji olduğunu söyleyemem. | Open Subtitles | أشك في أن هذا كان تصميمها الأصلي لا تبدو هذه كإستراتيجية فعالة |
Uyku, bizi iyileştiren ve bir sonraki uyanma sürecine hazırlayan çok aktif bir mekanizmadır. | TED | النوم هو طريقة فعالة جدًا للراحة والتعافي وهي تهيئنا لفترة الاستيقاظ التالية. |
Şöyle derlerdi, "Leyla, bunu teknik olarak nasıl verimli yapabilirim?" | TED | ليلا كيف تجعلي من هذه فعالة من الناحية التقنية ؟ |
Seni altetmek için her yolu dener. Boynu diktir. Çok etkilidir. | Open Subtitles | يهزمك باي طريقة يستطيعها مباشرة للوريد، فعالة جدا |
Fakat ateş okları savaşta etkili olmadığı için üretimini durdurmuştuk. | Open Subtitles | ولكنها ليست فعالة بالحروب ولذلك اوقفنا مشاريع تطويرها ن قبل. |
Hayır. Bundan daha etkili bir plan yapacağın konusunda sana güveniyorum. | Open Subtitles | كلا، لدي الإيمان بقدرتك على تشكيل خطة فعالة أكثر عن هذه. |
Ne tür politikaların etkili olabileceği hakkında düşünmemiz gerekiyor. | TED | لذا نحن بحاجة للتفكير في السياسة و نوعية السياسات التي قد تكون فعالة |
Dönüş yaparken sörf yapıyormuş gibi hissettik ve rüzgara karşı da çok etkili. | TED | حين كنا ندور، كان لدينا إحساس يشبه ركوب الأمواج، والطريقة التي يمشي بها في اتجاه الرياح كانت فعالة للغاية. |
Bu, sadece büyük bir boşluğun olduğu adaletin tecelli ettiğinin görülmesinden dolayı etkili olmadı. | TED | لم تكن فعالة فقط لأن العدالة كان لابد أن تأخذ مجراها في ظل الفساد الهائل. |
Yani bu çok etkili değil, fakat belki de şu an sahip olduğumuzun en iyisi. | TED | إذن هذه الطريقة ليست فعالة جدًا، لكنها تُعَد في الأغلب أفضل شيء لدينا في الوقت الحالي. |
Bu sadece Toyota malzeme bilimine bağlı oldukları için etkili olan bir şey değil aynı zamanda davranışsal bilime de bağlı oldukları için etkili. | TED | إنها فعالة ليس فقط لأن تويوتا استثمرت في علم المواد و لكن لأنها استثمرت في علم السلوك أيضا |
Yayılmış bir ayak gibi tekrar tekrar hareket ediyor -- çok etkili. | TED | الساق تعمل مرة أخرى وكأنها قدم بالنيابة فعالة جداً |
Fakat doğa için bu yerleri korumaya alma fikri işe yarıyor. | TED | لكن فكرة إنشاء أماكن بحرية من أجل الطبيعة فكرة فعالة. |
Bu ne demek? David Duke ve Richard Spencer'ın aktif Twitter hesapları mı olmalı? | TED | هل يعني ذلك أن ديفيد ديوك وريتشارد سبنسر يحتاجان إلى حسابات فعالة على التويتر؟ |
Sadece çok daha eğitimli ve verimli şekilde satın alma yapmakla kalmayıp aynı zamanda borsadaki tüm karmaşık finansal işlemleri yapabilecektiniz. | TED | و ليس شراء أشياءٍ أكثر بطريقة حضارية و فعالة أكثر فقط، بل الإنخراط في جميع التعاملات المالية المتقدمة في سوق الأسهم. |
Bu enerji hareketi çok etkilidir. | Open Subtitles | وحركة الطاقة هذه فعالة جداً حتى أن لها القدرة للتقدم بلا توقف |
Tıbbın ucuz ve çok etkisiz olduğu bir dönemdi. | TED | كان الوقت التي كانت الأدوية فيه رخيصة و غير فعالة أبداً |
Bu çok güçlü bir fikir, kişilerin bir araya gelebilmesi, yaratması ve varlığı paylaşması. | TED | هذه فكرة فعالة جداً، تمكّن المستخدمين معاً من خلق وتقاسم الثروة. |
Derhal geçerli olmak üzere uzun süreli bir izne çıkıyorsunuz! | Open Subtitles | أعتبري نفسك في أجازة مطولة فعالة على الفور |
Mevcut tüm hareket sensörleri ve gizli kamaralar aktif ve çalışıyor. | Open Subtitles | كُلّ كشّافات الحركة تعمل وآلات تصوير مخفية فعالة ونشطة |
Ne olursa olsun ile yarayacağına dair belirsiz bir ima değil, ne kadar etkin olduğuna dair istatistikler var. | TED | انها ليست عبارة عن معلومات تقول لك ان كل شيء على ما يرام وسوف ينجح لا محالة ولكنه نظام يُخرج المعلومات بصورة فعالة |
İşte buradalar, gösterinin yıldızları, tamamen işlevsel ilk yarı sentetik organizmalar. | TED | وها هي ذي، نجوم العرض، أوّل عضيّات نصف اصطناعيّة فعالة كلياً. |
Çünkü bunlar genelde fazla verimsiz, ulaşılamaz, yeteri kadar hızlı değil ve çok pahalıydılar. | TED | لانها في العادة لم تكن فعالة, ويصعب الوصول اليها لم تكن سريعة بما فيه الكفاية و كانت مكلفة جدا |
Çok faydalı, patentini almayı düşünüyorum. | Open Subtitles | انها فعالة تماما, افكر ان اسجل بها براءة اختراع. |