Alabama'da şimdi zenci erkeklerin yüzde 34'u oy verme haklarını ölene kadar kaybetti. | TED | الآن في آلاباما ٣٤ بالمائة من السكان الذكور السود فقدوا حقهم في الإنتخاب إلى الأبد. |
Hepsi 80'ler ve 90'lar da çöktü. 35.000 kişi işini kaybetti. | TED | دمر كليا في الثمانينات والتسعينيات 35 الف شخص فقدوا وظائفهم |
Savcılığın beceriksiz avukatları bana karşı topladıkları delilleri bir şekilde kaybetmişler. | Open Subtitles | المحامون المنحرفون من النيابة العامة بطريقة ما فقدوا كل الادلة ضدي |
Piyasanın ani çöküşünün getirdiği şoku takip eden artçı sarsıntılarla, her şeyini kaybeden milyonlarca insan açlık sınırına itildi. | TED | فكان هناك الصدمة من انهيار سوق الأسهم فجأة والتي تبعها العديد من الصدمات، بينما أصبح الناس الذين فقدوا كل شيء فقراء. |
Önce, sevdikleri hala kayıp olan ailelere seslenmek istiyorum. | Open Subtitles | اولا اود ان اقول شيئا للعوائل الذين فقدوا اولادهم |
Belki iki kişi. Peki şu son altı ayda kaç kişi kayboldu? | Open Subtitles | لكن هل تعلم كم عدد الذين فقدوا فقط خلال الستة أشهر المنصرمة؟ |
30.000 insan evlerini kaybetmişti, ve çok daha fazlası, çok daha fazlasını kaybetti. | Open Subtitles | ثلاثون ألف فقدوا منازلهم وكثيرين فقدوا ما هو أكثر قيمه |
Bir düzinenin üstünde adam hayatını kaybetti ve siz benden kurallara saygı göstermemi mi bekliyorsunuz ? | Open Subtitles | أكثر من دستة رجال فقدوا أرواحهم و أنتم تريدوننى أن أرد على بعض الشكليات ؟ |
Depremde bir çok kadın kocasını, birçok erkekte hanımını kaybetti. | Open Subtitles | هنا ، كثير من النساء فقدن أزواجهن ، وكثير من الأزواج فقدوا زوجاتهم |
70 kişi işini kaybetti ama sen paranı aldın. | Open Subtitles | سبعون رجل فقدوا وظائفهم لكنك حصلت على عائداتك |
Derler ki, zavallıların yaklaşık yarısını kaybetmişler. | Open Subtitles | وقيل انهم فقدوا ما يقارب نصف المتسولين الفقراء |
Gece olmuş. Büyük olasılıkla fırtınada yolu kaybetmişler. Toprak sete geçmişler. | Open Subtitles | فى وقتٍ ما من الليل، ربّما فقدوا الطريق أثناء العاصفة تعال أسفل السدّ، حيث حدثت الحادثة |
Budapeşteliler ama savaşta her şeylerini kaybetmişler. | Open Subtitles | هم كلتا من بودابست لكنّهم فقدوا كلّ شيء في الحرب. |
Bu protezler ellerini kısa süre önce kaybeden insanlarda düzgün çalışıyor, çünkü el kasları hala orada. | TED | وهي تعمل بشكلِ ممتاز للأشخاص الذين فقدوا للتو أيديهم ، لأن عضلات اليدين لاتزال تعمل. |
işlerini kaybeden insanları ifade ediyor. Çin'de 1998 ile 2000 yılları arasında 21,37 milyon insan işinden oldu. | TED | من سنة 1998 إلى 2000، 21.37 مليون شخص فقدوا وظائفهم بالصين. |
Dinle Polly altı bilimadamı kayıp, belki de öldüler. | Open Subtitles | فلتستمعى لى يا بولى . ست علماء قد فقدوا والاحتمالالأكبرانهمقدماتوا. |
Çılgın Çocuklarımızdan iki tanesi Ukata görevi sırasında kayboldu. | Open Subtitles | إثنان من جواسيسنا الاطفال فقدوا فى مهمة اوكاتا |
Geçen hafta kaybolan beş ponpon kızdan biri. | Open Subtitles | واحدة من المشجعات الذين فقدوا الأسبوع الماضى |
Hayır! Köpeği kaybedenler tuttu beni. Büyük bir iş gibi. | Open Subtitles | لا الناس الذين فقدوا الكلب هم من أستأجروني |
Dördü de son üç yılda kaybolmuş. | Open Subtitles | كل الأربعة فقدوا خلال الثلاث سنوات الماضية |
Komşularımdan, oğullarını, eşlerini, çocuklarını kaybettiklerini duydum. | TED | سمعت من الجيران أنهم فقدوا أبناءهم وأزواجهم وأطفالهم. |
Evet, yargıç Reilly ve kurbanlar bize olan güvenlerini yitirmiş görünüyorlar. | Open Subtitles | نعم ، يبدو ان القاضي رايلي والضحايا قد فقدوا الثقة بنا |
Her neyse benim gördüğüm ise sahip oldukları kabiliyetleri kaybettikleri. | Open Subtitles | على اية حال، من رأيي أعتقد بأنهم فقدوا موهبتهم بالكامل. |
Size söylüyorum, bazılarınız aklını kaçırmış olmalı. | Open Subtitles | يبدو أن بعض الأشخاص هنا قد فقدوا عقولهم. |
Diğer bir deyişle, araba bağımlıları sahip olma arzularını kaybetmişlerdi. | TED | بمعني اخر ان مهووسي السيارات فقدوا حاجتهم للتملك |
Bir aile ferdini, sevdikleri birini, genelde çok korkunç bir şekilde kaybetmiş oluyorlar. | Open Subtitles | فقدوا توا احد افردا العائلة. شخص ما احبوه, دائما ماكان فى مهب الخطر. |