Peki ya kaybettikleri şey tam da bu çeşit bir bilgiyse? | Open Subtitles | حسناً، ماذا اذا كانت هذه نوعية المعلومات التي بالضبط ما فقدوه |
İnsanların akıllarına bütün kaybettikleri asla sahip olamadıkları aşkları kendilerini terk eden arkadaşları geliyor. | Open Subtitles | الناس يتذكرون,انا والكل ما قد فقدوه المسنين الذين تأذو من العذاب كل الاصدقاء الذين تفرقوا |
Üniformamı otelin kuru temizlemesine yollamıştım... sanırım onu kaybettiler. | Open Subtitles | أرسلت زيي لكي يتم تنظيفه في الفندق و أعتقد أنهم فقدوه |
Yada her ne için gönderdilerse, fabrikada bombayı kaybetmişler. | Open Subtitles | ستة عُملاء لإستعادة تلك القُنبلة أو أى كان ما كانوا قد فقدوه في ذلك المصنع |
Acılarını dindirmek için dünyaya geldim sanırım ama onlara sadece kaybettiklerini hatırlatmakla kaldım. | Open Subtitles | أظن أنني خُلقت لأشفي ألمهم، لكن.. ذكرتهم بما فقدوه فحسب |
İnanmıyorum. Kayıp mı etmişler? | Open Subtitles | يالهي, هل فقدوه ؟ |
Tıpkı devamlı karanlıkta oturup, kaybettiği herşey için kara kara düşünen kişiler olacağı gibi. | Open Subtitles | كما سيظل هناك الذين يفضلون البقاء في الظلام و التحسر على كل ما فقدوه |
Onu kurtaramadılar. | Open Subtitles | لقد فقدوه |
İnsanlar bazen kaybettikleri şeyleri olmadık yerlerde bulur. | Open Subtitles | ..يجد الناس أحياناً ما فقدوه بمكان غريب |
Kütüphaneci ve arkadaşları kapıyı kullanırlar, kaybettikleri yere bir yol açılır. | Open Subtitles | "{\fnAdobe Arabic}أمين المكتبة" وأصدقائه استخدموا الباب {\fnAdobe Arabic}.ليفتحوا طريقاً إلى مكانٍ قد فقدوه |
Ve yürümemiş olsa bile, hayatlarının geri kalanını kaybettikleri o kişiyi düşünerek geçirmişlerdir. | Open Subtitles | يقضون بقيّة حياتهم في التفكير بشأن حبهم الذي فقدوه. دائماً أتسائل إذا كان هذا شعورك نحو (سوزن). |
Cennet oradaydı, onlar hala cennetteydi, yalnızca güzelliği kaybettiler. | Open Subtitles | فالجنة مازالت هناك، وهم كانوا فيها ولكن ما فقدوه هو الجمال |
Ergen. Bir kazazede. Galiba 3'te de kaybettiler. | Open Subtitles | صبى صغير أعتقد أنهم فقدوه منذ قليل |
Ergen. Bir kazazede. Galiba 3'te de kaybettiler. | Open Subtitles | صبى صغير أعتقد أنهم فقدوه منذ قليل |
Kanunlara karşı gelerek o haklarını kaybetmişler. | Open Subtitles | لا. فقدوه عندما كسروا القانون. |
- 1900'lerde kaybetmişler. | Open Subtitles | -والذي فقدوه في بداية القرن التاسع عشر |
Onu da yaklaşık 100 yıl önce kaybetmişler. | Open Subtitles | و الذي فقدوه منذ 100 عام |
CIA ve NSA adamın ne kadar bildiğini ya da ne kadar kaybettiklerini asla bilmeyecek. | Open Subtitles | ما يعني أن لا وكالة الإستخبارات ولا الأمن القومي يمكنها معرفة . ما حصل عليه أو ما فقدوه كيف يمكنك تفسير ذلك للفدراليين؟ |
Bunun anlamı kaybettiklerini yerine koymak için baştan başlamaktı. | Open Subtitles | ..... سيعنى هذا أن هُناك تعويضاً لما فقدوه |
Takip ettikleri ana hedefi kaybettiklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | كانوا يتتبعون الهدف ثم فقدوه |
İnanmıyorum. Kayıp mı etmişler? | Open Subtitles | يالهي, هل فقدوه ؟ |
Sembolik olarak, çocuklukta kaybettiği şeyleri yeniden elde etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولون إستعادة ما فقدوه بالطفولة بشكلٍ رمزي. |
Onu kurtaramadılar. | Open Subtitles | لقد فقدوه |
İki kişi yeter dedi. Ama onu ellerinden kaçırdılar. | Open Subtitles | لقد قالت أن إثنان سيكونان كافيان لكنهم فقدوه |