Yaptığının yanlış, bencil ve aptalca bir şey olduğunu bilse bile artık bu vicdan azabıyla yaşamak zorunda. | Open Subtitles | لا يهم إذا عرف الآن إنه كان مخطأ وأناني وغبي إنه فقط شيئ سيكون عليه التعايش معه |
Hadi yapalım, yapabiliriz. - bişey diyeceğim, tek bir şey | Open Subtitles | ــ لنقم بذلك, نستطيع فعل ذلك ــ فقط شيئ واحد, شيئ واحد |
Gece kulübüne giden insanların rahatlamak için aldığı bir şey. | Open Subtitles | ما هذا بحق الجحيم ؟ إنه فقط شيئ يتناوله بعض الأشخاص في النوادي لـ ، تعلم ، الإسترخاء |
Ben küçükken annemin bana söylediğini hatırladığım bir şey. | Open Subtitles | إنه فقط شيئ أتذكره من كلام أمي عندما كنت صغيرة |
Sadece annemin ve diğer kurtuluş örgütündekilerin pazartesi toplantılarında söyledikleri bir şey. | Open Subtitles | فقط شيئ ما امي والبقية تحدثو عنه بأجتماع الاثنين |
Sana sadece onur kazandıracak bir şey. | Open Subtitles | ولا هي إقتراح إنه فقط شيئ تفكر فيه |
Sadece seni biraz daha arkadaş canlısı yapacak bir şey. | Open Subtitles | اوه فقط شيئ بسيط لكي يجعلك اكثر لطفاً |
Kafamı karıştıran tek bir şey var. | Open Subtitles | هناك فقط شيئ واحد يحيّرني |
Kafamı karıştıran tek bir şey var. | Open Subtitles | هناك فقط شيئ واحد يحيّرني |
Satın aldığım bir şey. | Open Subtitles | إنه فقط شيئ اشتريتهُ. |
Bu sadece Calvin ile benim size şaka yapmak için uydurduğumuz bir şey! | Open Subtitles | إنّه فقط شيئ اخترعناه أنا و (كالفن) لكي نمازحك! |
Bu sadece bir şey beni sinirlendirmek. | Open Subtitles | أنها فقط شيئ ما يتجاهلني |
- Bugüne kadar görmediğimiz bir şey. | Open Subtitles | -إنه فقط شيئ مُفاجئ |
- Gözüme bir şey kaçmış o kadar. | Open Subtitles | -يوجد فقط شيئ في عيني . |
- Ufak bir şey. | Open Subtitles | فقط شيئ بسيط - |