ويكيبيديا

    "فقط لكن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sadece
        
    • ama
        
    • fakat
        
    Hayır Sadece boya satmaya çalışıyorum ama madem konuyu açtın... Open Subtitles كلا، أحاول بيع الطلاء فقط لكن الآن ها أنت تذكره
    Tenimin Sadece görünümü değil dokunma hissi de çok farklı. Open Subtitles ليس المظهر فقط لكن ملمس جلدي أختلف بشكل لا يصدق
    Evet, yani, bilirsin işte, Sadece birkaç ay oldu, ama, epey ciddi. Open Subtitles نعم حسنا تعرفين لقد مرت بضع شهور فقط لكن الأمر جاد للغاية
    Dediklerine göre yalnızca portre yapabiliyormuş ama bana kalırsa yetenekli biri. Open Subtitles يقولون بأنه بأمكانهُ رسّم الرؤساء فقط لكن أظن أن لديه موهبة
    Ben yüzlerce insanın katılmasını beklemiştim, bilirsiniz, fakat binlerce insan başvurmaya başladı. TED وتوقعت أن ينضم للمشروع بضع مئات فقط لكن سجل الآلاف ضمن المشروع.
    Konu Sadece bu değil. Ben de bunu Brian'dan kaptım. Open Subtitles ليس هذا فقط لكن انا ايضا اخذت المرض من براين
    Bu andan itibaren yapacağın şeyler Sadece kariyerini değil hayatını da mahveder. Open Subtitles اي شيء بعد هذه اللحظة لن يحدد مهنتك فقط لكن حياتك ايضا
    Sayenizde Sadece özgür olmakla kalmadı bir de suç şebekesini genişletti. Open Subtitles وبفضلكم ، هو ليس طليقاً حراً فقط لكن إمبراطورية إجرامه تتوسع
    Gördüğünüz gibi, Sadece Hız Gücü'nü çekmekle kalmamış kromozomsal hasara da yol açmış. Open Subtitles كما ترون فهو لم يستنفذ قوة السرعة فقط لكن الأمر أضر بتركيبه الصبغي
    Sayenizde Sadece özgür olmakla kalmadı bir de suç şebekesini genişletti. Open Subtitles وبفضلكم ، هو ليس طليقاً حراً فقط لكن إمبراطورية إجرامه تتوسع
    Bu yaklaşımı modern diplomaside Sadece devletler arasında değil, ama devletler içinde de kuvvetlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. TED واعتقد اننا نحتاج الى تقوية هذا النهج في الدبلوماسية الحديثة, ليس بين الدول فقط لكن ايضا داخل الدول
    Biz istiyoruz ki, gelecek nesil otizmli bireyler Sadece güçlerini ifade edebilmekle kalmasınlar sözlerini sonuna kadar yerine getirebilsinler. TED لا نريد للأجيال القادمة من المصابين بالتوحد أن يعبروا عن قواهم فقط لكن أن يحققوا النجاح.
    Sadece üniversite diplomamla böbürlenmiyor bir de ilk kadındım ve ilk kadınım onu Kabil sokaklarında arbayla gezdiren. TED هو لا يتفاخر حول شهادتي الجامعيه فقط لكن يفخر أيضا بأنني كنت أول إمرأة وأنا أول إمرأة أقود به عبر شوارع كابول
    Duygusal dilimiz bize Sadece ne hissettiğimizden ziyade en çok değer verdiğimiz şeyler hakkında ne söyleyebilir? TED ما الذي قد تخبرنا به لغاتنا العاطفية، لا عما نشعر به فقط لكن عما نقّدره أكثر؟
    Muhtemelen Sadece telefonlar, ama kontrol edeceğim. Open Subtitles على الأرجح هي على الهواتف فقط لكن سأتأكد من ذلك
    Sadece bayıldığını hatırlıyor. Open Subtitles انها تتذكر النزول فقط لكن الحكم من اثر الحرق علي مؤخرتها
    Yalnızca bir çocuktum ama bütün çocuklar bunu yapmaz. TED أعني، أعرف أنني كنت طفلة فقط لكن ليس كل الأطفال يفعلون هذا.
    Aslında eğlencesine yaptığınızı ben anlarım, fakat katırım anlamaz. Open Subtitles أعرف ان رجالك كانوا يمرحون فقط لكن البغل لم يستوعب ذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد