ويكيبيديا

    "في الحال" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Derhal
        
    • Şimdi
        
    • hemen bir
        
    • Hemen şimdi
        
    • Hemen geliyor
        
    • anda
        
    • - Hemen
        
    • acilen
        
    • anında
        
    • bir an önce
        
    • Birazdan
        
    Eğer bugün yaşanan kargaşa yarın da tekrarlanırsa tapınağı Derhal kapattıracağım. Open Subtitles إذا اضطرابات اليوم تكررت في الغد سأقوم باغلاق المعبد في الحال
    Belediye başkanlığından yapılan son açıklama vatandaşların Derhal evlerine dönmesi yönünde. Open Subtitles أخر نصيحة من مكتب المحافظ أن يعود المواطنون لبيوتهم في الحال.
    - Emin misin? Çünkü o elleri Şimdi hâlletmezsek ölecekler. Open Subtitles لأنه إذا لم نزرع اليدين في الحال ستموت كلتا اليدين
    Bak, seni hemen bir trene bindiremezsem, burada kalabilirsin, ha? Open Subtitles إنظري.لو أنني لم أستطع أن أضعكي في قطار في الحال.فيمكنكي أن تبقي هنا.هه؟
    Ve evet, bir akıl hocası ya da öğretmen olmaya hemen Şimdi başlayabilirsiniz. TED ونعم، يمكنك ان تصبح مرشد، ومعلم وربما في الحال
    - Hemen geliyor. Open Subtitles سنوافيكم بطلباتكم في الحال انتظري, لو سمحتِ
    Alarm 3 dakikadan fazla sürerse, otomatik olarak bir sinyal gönderilir, ve polisler bir anda olay yerinde bitiverir. Open Subtitles ولو استمر الإنذار أكثر من ثلاث دقائق سيتم إرسال إشارة تلقائياً وسيتم إرسال رجال الشرطة إلى مكانكِ في الحال
    - Bizim oğlana uyuşturucu vermiş. - Hemen odasına götür onu. Open Subtitles لقد أعطى ابني المخدرات أريدك أن تمنعه من الخروج في الحال
    Fransız ve İngiliz birlikleri İskoçya'dan Derhal çekilecek böylece savaş bitecek. Open Subtitles القوات الأنجليزيه والفرنسيه تنسحب من سكوتلاندا في الحال وهذا سينهي الحرب.
    Pis mektuplarını ondan geri almalı, ve burayı Derhal terketmelisin. Open Subtitles يجب إسترداد رسائلك القذرة منه وإرحل من هنا في الحال
    Derhal gemiye koşuşturdum ve sıcak bir duşa girdim. TED و صعدت في الحال الى المركب و من ثم الى حمام ساخن.
    Hayatta kalmak istiyorsanız Derhal bizimle gelmek zorundasınız. Open Subtitles إذا لنا أن ننجو، عليكم أن تأتوا معي في الحال
    Basur belirtisi ortaya çıktığı anda tedaviye Derhal başlanmalıdır. Open Subtitles عند أول علامة لأي ألم بواسير فيجب أن يبدأ العلاج في الحال
    Birbirimizden 950 kilometre uzağız ve yarın akşam onu görecek olsam da Şimdi de görmeyi çok isterim, sadece hayal gücümün ürünü de olsa. Open Subtitles نحن نبعد 600 ميل عن بعد وعلى الرغم من ذلك سنتقابل غداً أحب حقاً أنه أراه في الحال حتى ولو كان فقط في مخليتي
    Çocuklar. hemen bir arama grubu kurmalıyız. Open Subtitles شباب، شباب، يجب أن ننظم فرقة بحث في الحال.
    Ama Hitler'e benzediğimi biliyorum, ve bunu hemen Şimdi kanıtlayacağım. Open Subtitles لكنني أعرف كيف أبدو مثل هتلر و سأثبت لك ذلك في الحال
    Hemen geliyor. Bu arada, karşı masadakiler aralarına katılmanızı istiyorlar. Open Subtitles .ثلاث علب ثقيلة من البيرة قادمة في الحال, والشباب في تلك الطاولة هناك
    Çünkü onu üzerinize giydiğinizde, eğlenceli, verimli ve işe yarar bir toplantı yapabilmek için ihtiyacınız her şeye bir anda kavuşuyorsunuz. TED لأنه عندما تلبسها، فأنك في الحال تحصل على أي شئ تريد من أجل إجتماع مرح ومنتج ومفيد.
    - Hemen yola koyulacağız. - Üzülmeye gerek yok. Bakın. Open Subtitles ـ سنبدأ في الحال ـ لا داعي لتخييب آمالكم
    Müzenin her yerini kapatmanızı ve acilen polisi aramanızı istiyorum. Open Subtitles اريدك ان تغلق المتحف بأكمله وعاود الاتصال بالشرطة في الحال
    Bazı ideologların sizi inandırdığı gibi zihinlerini anında zehirleyen ya da mecburi kullanıcılara dönüştüren bir şey değil muhtemelen. TED ومن المحتمل أنها لا تسمم عقولهم في الحال أو تحولهم إلى مدمنين، بالطريقة التي يريدك بعض العقائديين أن تصدقها.
    "Bu herifi bir an önce sepetlemek gerek çünkü budalanın teki!" Open Subtitles سوف نضطر أن نفصل هذا الاحمق في الحال لأنه غبي للغاية
    Birazdan dönerim. Tuvalete gitmem gerekiyor. Open Subtitles سوف أعود في الحال ، فقط أريد الذهاب إلى غرفة الفتيات الصغيرات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد