ويكيبيديا

    "في الصباح" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sabah
        
    • Sabaha
        
    • Sabahleyin
        
    • sabahları
        
    • sabahki
        
    • Sabahın
        
    Sonraki Sabah, babam yatağım yanında beni durağa bırakmak için bekliyordu. TED في الصباح التالي ابي كان واقفا بجانبي ليأخذني الى موقف الباصات
    Bir doktor olsaydım, iki asprin almanızı ve beni Sabah aramanızı söylerdim. TED لو كنت طبيبة، فسأنصحك بتناول قرصين من الاسبيرين، والإتصال بي في الصباح.
    Sabah ara beni, bir doz aldıktan sonra bu steel gitar blues'undan. TED إتصل بي في الصباح بعد جرعة من البلوز بواسطة الجيتار المعدني وسترى
    Ertesi Sabah, o gitti ve ben buradayım, onu bekliyorum. Open Subtitles . لقد غادر في الصباح التالي . وأنا هنا بإنتظاره
    Ve bütün dünyada anne babaları onlara Sabaha her şeyin düzeleceğini söyler. Open Subtitles وفي كل أنحاء العالم ، الآباء يخبرونهم أنهم سيكونون بخير في الصباح
    Benim bir karım var. Ne olduğunu bilirim. Sabahleyin habersiz geliyorsun... Open Subtitles لدي زوجة وأعرف ما يعني هذا وصولك في الصباح بلا إعلان
    Bırak onu ve yat uyu. Sabah erken kalkmak istiyorum. Open Subtitles ضعه ارضاً واذهب للنوم يجب ان نستيقظ مبكراً في الصباح
    Sabah bir inşaatçıyı ararım ve ihtiyarın varlığını bile unuturuz. Open Subtitles سوف نهاتف المقاول في الصباح وسننسى أن العجوز له وجود.
    Zavallı kuzucuk, üşümüş sürüsü Sabah bir başına açmış gözünü Open Subtitles الحمل الصَغير المسكين الآن صوفه سيبَردَ يستيقظ وحيداً في الصباح
    Pekala, iki kez Hail Mary ilahisi söyle tatlım, Sabah beni ara. Open Subtitles حسناً، قولي فلتحيا مريم العذراء مرَتين يا عزيزتي، وإتَصلي بي في الصباح
    - Aslında bu Sabah ki Filistinliler'le olan dövüşün hikayesini kaydediyordum. Open Subtitles في الواقع، كنت أسجل قصة قتالنا في الصباح ضد مستعمري فلسطين
    peki, ihtiyacın olan bir şey olursa, sadece işaret et, senin Sabah görüşürüz. Open Subtitles اذا احتجت اي شي فقط اشر ونحن ننفذه لك وأنا سأراك في الصباح.
    Yarın Sabah erkenden taburcu edebiliriz. Ama bu geceyi psikiyatri kliniğinde geçirmeli. Open Subtitles بامكانك اخراجها في الصباح, ولكنها يجب أن تقضي الليلة في الجناح النفسي
    Şimdi böyle söylüyorsun ama Sabah kalktığında ona geri döneceksin. Open Subtitles انت تقول لا الآن ولكنك سوف تعود اليها في الصباح
    Her Sabah işe gidiyor, ve her gece eve geri geliyor. Open Subtitles لقد ذهب الىى العمل في الصباح وعاد الى المنزل في المساء
    Bu akşam kamp yapacağız, Sabah olunca da aileni kontrol edeceğiz. Open Subtitles أذن سوف نذهب للتخيم الليلة و نطمأن على والديك في الصباح
    Müthiş fikir' Belki bana bir Sabah avına katılırsın diye düşünüyordum. Open Subtitles فكرة ممتازة، أنا كنت أتمنى أن تنضم إلي في الصباح للصيد
    Sabah biri gelip çiftliğinizi ziyaret edecek belki kuyunuzu onartarak tarlanı kurtarabiliriz. Open Subtitles سنرسل شخص ليتفحص حقلك في الصباح وربما يمكننا اصلاح البئر وانقاذ الحقل
    Motosiklet Sabah çalınmış ve o olaydan sonra terk edilmiş. Open Subtitles الدراجة كانت قد سُرقت في الصباح وتم رميها بعد الحادثة
    Ama Sabaha senden çok büyük beklentiler içinde olacağıma emin olabilirsin. Open Subtitles و لكني وعدت أن أمتلك توقعات عالية سخيفة لك في الصباح
    Biliyorum, biliyorum. Şimdiden başlasam iyi olur. Sabaha teslim etmek istiyorum. Open Subtitles أعلم ولكن عليّ أن أبدأ الآن لأني أريد تسليمه في الصباح
    Bu iş bugün olmak zorunda değil, Sabahleyin burada olacağız. Open Subtitles لاداع لذلك اليوم ، عليك أن تكون هنا في الصباح
    sabahları çantayı toplamaya hiç vakit olmuyor. Trene yetişmek için koşmam gerekir. Open Subtitles لا يوجد وقت لحزم الحقيبة في الصباح يجب أن أسرع للحاق بالقطار
    Ve ilk iş olarak yarın sabahki duruşmaya hazırlanın Open Subtitles ويكون جاهز للعرض في الدعوي اول شيء في الصباح
    Kuşlar Sabahın erken saatlerinde çağlayanı arkalarında bırakıp böcek yakalamaya gidiyor. Open Subtitles في الصباح الباكر, تترك الطيور الشلالات وراءها عندما يبدأونَ بصيد الحشرات.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد