ويكيبيديا

    "في الكنيسة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kiliseye
        
    • Kilisedeki
        
    • Kilisede bir
        
    • bir kilisede
        
    • - Kilisede
        
    • Kilisede mi
        
    • de kilisede
        
    • kilise
        
    • kiliseden
        
    • kilisedeyken
        
    • kilisenin
        
    Rahibeler küçük kiliseye sığınıp, sürü gibi sunağın etrafında toplanmıştı. Open Subtitles كانت الراهبات ملتجآت في الكنيسة وقد تجمعن حول المذبح
    Diğer bir tarafta da kara ayinlerde uygulanan yöntemlerle kiliseye saldırı. Open Subtitles ومن الناحية الأخرى, تدنيس بأستخدام القداس الأسود في الكنيسة
    Babam Kilisedeki arkadaşlarının onun dönüşümünü kabullenebileceğine inandı ama onlar kabullenmediler. TED ظن والدي أن زملاءها في الكنيسة سوف يساندونها في عملية تحولها الجنسي، لكنهم لم يفعلوا ذلك.
    Saçmalık değil mi? Ben... Kilisede bir sürü insan gördüm. Open Subtitles أليس هذا كلام غير معقول؟ رأيت دميع الفصائل في الكنيسة
    Dört. Bütün ruhlar için yapılan ayinden sonra bir kilisede bulunmuş. Open Subtitles أربعة, شخص ما وجد واحد أخر في الكنيسة بعد كل الأرواح
    - Yapma, Tess! Yarın Pazar. - Kilisede uyuyabilirsin! Open Subtitles هيا تس ,غداً يوم الأحد تستطيعين النوم في الكنيسة
    Bir erkek arkadaşın varsa sabahın 2.00'sinde bir kilisede mi olurdun? Open Subtitles هل كنتِ ستتواجدين في الكنيسة الساعة الثانية صباحاً إن كان لديك صديق؟
    Ben de kilisede olanlardan sonra burada olmak istemezsin diye düşündüm. Open Subtitles اعتقدتُ أنه بعد ما حدث في الكنيسة قد لا ترغب بالتواجد هنا
    - Garvey'de bir kiliseye gidiyor. Open Subtitles إنها تمضي وقتها في الكنيسة الصغيرة في جارفي
    Bu sabah kiliseye gelmemeliydim. Üzgünüm. Open Subtitles ما وجب أن أحضر في الكنيسة اليوم، أنا آسفة
    kiliseye gittiler mi? Open Subtitles إذا فقد تم تطهيرهم في الكنيسة ؟ أعتقد ذلك
    Kadınlardan biri, “Küçük bir kız olarak, Kilisedeki güzel şapkalı kadınlara hayranlık duyardım. TED وهناك اقتباس من أحدى تلك النساء وهي تتكلم عن، كطفلة صغيرة, كنت لأعجب بالنساء في الكنيسة مع قبعاتهن الجميلة
    Yardımcım Kilisedeki gibi bağışlarınızı toplayacak. Open Subtitles مساعدي سيجمعون التبرعات كما يحدث في الكنيسة
    Bu yaz bizimle kalacak... ve Kilisedeki gençlerin tüm etkinliklerinden o sorumlu olacak. Open Subtitles وستكون مسؤلة عن جميع نشاطات الاولاد في الكنيسة
    Sanırım Kilisede bir parça yalnız kalmaya hakkım var. Open Subtitles أظن أنه لديّ الحق في البقاء لوحدي في الكنيسة
    Kilisede bir saat falan kalacaklardir. Open Subtitles ليس لدينا النهار بطوله لن يبقيا في الكنيسة أكثر من ساعة ونصف كحدّ أقصى
    Ben hep büyük bir kilisede evlenmeyi hayal etmiştim... nedimelerim, bir pasta ve gazetede fotoğrafımla. Open Subtitles لطالما حلمت بزفاف كبير في الكنيسة.. مع وصيفات وكعكة وصورتي في الصحيفة.
    - Kilisede büyük bir düğün yerine bunu tercih edeceğine emin misin? Open Subtitles أنت مجنون هل أنت متأكد أنك لا تفضل ...زواج كبير في الكنيسة أو
    Senden İncil'i almanı isteyen adamla Kilisede mi tanıştın? Open Subtitles الرجل الذي طلب منك أخذ الكتاب المقدس هل قابلته في الكنيسة ؟
    Ama bizim de kilisede uyumamıza izin verdiler. Open Subtitles : ترجمة : أبو عيسى : لكنهم تركونا ننام في الكنيسة
    Sesimi geliştimeye çalışıyorum. Hatta kilise korosuna bile tekrar girdim. Open Subtitles لقد كنت أتدرب على الغناء والتحقت أيضاً بالكورس في الكنيسة
    Sandra kiliseden aldığı günü değiştirmek zorunda kalmadı. Open Subtitles كما ظهر، ساندرا كانت قادرة على الحفاظ علي ميعادها نفسه في الكنيسة
    İyi, Sen ve Rita kilisedeyken Rocky ve ben Wally ile konuşuyorduk. Open Subtitles انا وروكي كنا نتحدث مع والي عندما كنت مع ريتا في الكنيسة
    Bunun anlamı, kilisenin bir kısmı 2000 yıldır gizlice bu dili kullanıyormuş. Open Subtitles مما يعني إن جناحاً في الكنيسة إستمر بإستخدامها سراً ل 2000 عام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد