Dedi ki, "suyun içinde bekleyen 10 bin kocan var. " | Open Subtitles | في القناة، قالت أن هناك 10 آلاف زوج ينتظرون في الماء |
Sonrasında bildiğim tek şey bu şekilde suyun içinde olduğum. | Open Subtitles | بعد ان أستيقظت وجدت نفسي في الماء و أبدو هكذا |
Genellikle suyla temasta olur ve Sudaki doğumlarda da sıklıkla görülür. | Open Subtitles | هي عادة تتلقص في الماء و تحدث غالباً في ولادات الماء |
Bir kez kurudu mu suda çözülmeyen polivinil asetat emülsiyonu. | TED | ومستحلب خلات البولي التي لا تذوب في الماء بعد جفافها. |
Sonra da dağılsınlar diye 30-40 dakika arası suya yatırıyorum. | Open Subtitles | ولكي تبدو كالوردة انقعها في الماء لـ30 : 40 دقيقة. |
Sudayken yunusların kurallarına uymaya çalışıyoruz, çünkü onları gerçekten, fiziksel olarak gözlemliyoruz. | TED | نحاول أن نتّبع آداب سلوك الدلافين عندما نكون في الماء، في الواقع لأننا نراقبها بدنياً في الماء |
suyun içinde ilerledikçe besinler içeri girer ve böylece atık ürünler dışarı çıkar. | TED | يتحرك في الماء كي يدخل الطعام كما تخرج المخلفات. |
suyun içinde bu üç saatte çok şey öğrendik. | TED | لقد تعلمنا كثيرا خلال ثلاث ساعات فقط هناك في الماء. |
Nehre yaklaştım bir ağacın önünde suyun içinde gördüğüm şey, bana doğru gelen altı motorsiklet farı gibiydi. | Open Subtitles | وبينما أقترب من النهر. كان أمام الشجرة. في الماء. |
Dün 24 saatlik nöbetim vardı, hem de, dört saatlik aşımla, ve 60 santim suyun içinde. | Open Subtitles | كانت لدي نوبة حراسة أمس لمدة 24 ساعة، مع أربع ساعات إضافية، قضيتها وكأن قدماي في الماء. |
Buz çekirdeğinden aldığım suyun içinde yüksek oranda amonyak buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت نسبة عالية من الامونيا في الماء في داخل الثلج |
Mesquite'nin sırrı onları 10 dakika boyunca suyun içinde tutmaktır. | Open Subtitles | و سر المسكيت هو أن تنقعه في الماء لمدة 10 دقائق |
Bakır ve çinko kaplı metal kullanılan binalar Sudaki iyon hareketliliğinin yol açacağı deliklere ve paslanmalara karşı hassastır. | Open Subtitles | المباني التي تستخدم مواسير النحاس الممزوجة بالحديد المجلف هي أكثر عرضة للثقوب والتآكل الناجمة عن حركة الأيونات في الماء |
Nedenini gerçekten bilmiyoruz, ama besin kaynağı ve belki de Sudaki oksijenle bir ilgisi olduğunu düşünüyoruz. | TED | لا نعرف السبب بالتحديد، لكننا نظن أن له علاقة بمصدر الغذاء و ربما الأوكسيجين في الماء. |
Karadaki bir çocuk kolaylıkla Sudaki Michael Phelps'i geçebilir, ama niye böyle? | TED | طفل فوق الأرض يمكنه بسهولة تجاوز "مايكل فلبس" في الماء لكن لماذا؟ |
Deniz kaplumbağalarının suda kayması için daha düz ve hafif kabukları vardır. | TED | سلاحف البحار ذات أصداف ملساء ولامعة؛ من أجل حركة سلِسة في الماء. |
Balıklar sekse ihtiyaç duymazlar çünkü sadece yumurtalarını yayarlar ve suda döllerler. | Open Subtitles | السمكة لا تحتاج إلى الجنس، لأنها تضع بيضها ويتم تلقيحها في الماء. |
Yani cesetler 25 Kasım'la 9 Aralık arasında suya atılmış. | Open Subtitles | الجثث غمرت في الماء بين 25 نوفمبر و 9 ديسمبر |
Yakında bir gün tekneni suya indirip sonsuza dek ortadan yok olacağız. | Open Subtitles | يوماً ما ، سنقوم بإلقاء قارب النجاة خاصتكِ في الماء ونختفي للأبد |
Size gölden uzak durmanızı söylemiştim. Sadece Sudayken öldürür. | Open Subtitles | لقد أخبرتكم بأن تبتعدوا عن البحيرة فهو يقتل في الماء فقط |
O atlar kaçmayı bıraktıysa, su aramaya başlar ve nehre doğru giderler. | Open Subtitles | إذا وقفت تلك الخيول أنها ستبدأ التفكير في الماء ستتجه لذلك النهر |
Maldivler'e ilk gittiğimde, dalış hastasıydım, neredeyse tüm zamanım suyun altında geçiyordu. | TED | حين ذهبت إلى الملاديف أول مرة، عاقداً العزم على الغوص، قاضياً معظم وقتي في الماء وتحت سطحه. |
Yani bugün denizde kesinlikle cesamet var... ve bize doğru yaklaşıyor. | Open Subtitles | ومن الواضح أنه هناك بعض الأرتفاع في الماء وهو يتجه إلينا |
Ben de suyun üzerinde sıçrayan kambur balinaları ve yunusları düşündüm. | TED | وكنت أفكر قي وثبة الحيتان الحدباء في الماء والدلافين |
Ve sonra da senin cesedini Denize atarız. Evet, çok eğlenceliymiş. | Open Subtitles | وبعد ذلك نَرْمي جسمَكَ في الماء اوه ,هذا لا يبدو مرحا |
Okulunuzda kızların daha seksi olması için sulara bir şey mi katılıyor acaba? | Open Subtitles | اللعنة، هل تضع مدرستكم شيء في الماء كي تجعل جميع الفتيات هنا مثيرات؟ |
Çalışmalar suyun içine dalmanın veya sadece duruşu değiştirmenin etkilerini büyük oranda azaltabileceğini göstermiştir. | TED | أظهرت الدراسات أن الغمر في الماء أو فقط تغيير موقعك يمكن أن يقوم بخفض آثار دوار الحركة بشكل كبير. |
suyun içerisinde rahat olmakla ilgilidir. | TED | غوص الأعماق هو أن تكون بخير في الماء. |