ويكيبيديا

    "في تلك اللحظة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • O an
        
    • o anda
        
    • o zaman
        
    • şu an
        
    • Şu anda
        
    • Bu noktada
        
    • O sırada
        
    • o noktada
        
    • O esnada
        
    • bu anda
        
    • bir anda
        
    Çoğu insanın aklında bön bir düşünceydi, ve doğruydu, sadece bir tişört amblemiydi O an için geçerli olan. TED كانت فكرة بسيطة في عقول الكثير من الناس، و بالفعل، كان شعار قميص، والذي كان فعالًا في تلك اللحظة.
    Ve O an karar verdim ki ben yaşamımın geri kalanını onların imkanlarının iyileştirmek için elimden gelenleri yaparak harcamalıyım. TED فقد قررت في تلك اللحظة بأنني سأقضي بقية عمري أفعل ما بوسعي لتعزيز فرص نجاحهم.
    O an, kızların babaları ile bağ kurmak için bir yola ihtiyaç duyduklarını anlamıştım. TED في تلك اللحظة علمت ، أن الفتيات يحتاجون إيجاد طريقة للتواصل مع آبائهم.
    Ve Higgs teorisine göre, tam o anda, evrende dramatik bir an yaşandı. TED و على حسب نظرية هيقز, في تلك اللحظة, حصل حدث دراماتيكي في الكون.
    o anda, bana vurmak için tüfeği kaldırdı. Tereddüt ettiğini gördüm. TED رفع بندقيته في تلك اللحظة ليضربني، لكني رأيت أنه كان مترددًا.
    o zaman nasıl olduysa iyi bir fikir gibi göründü. TED بطريقة ما , بدت تلك فكرة رائعة في تلك اللحظة
    Tam olarak O an farkına vardım derbideki bu hanımlar akbabaların ölümle bağlantısının farkındaysa, o zaman suç mahallinde neden bu kuşlar hakkında daha fazla konuşmuyoruz. TED تبادر إلى ذهني في تلك اللحظة إنه إذا تلك السيدتين في الديربي أدركت علاقة النسور بالموت، فِلْمٌ لَا نَتَحَدث أكثرعن دور هذه الطيور في مسارح الجريمة؟
    O an aklıma binlerce soru geldi: "Nasıl olur da bir aylık bebek bu kadar talihsiz olur?" TED في تلك اللحظة تقفز آلاف الأسئلة في ذهنك. بدءً من: كيف لطفلة عمرها شهر واحد يكون حظها مؤسفًا للغاية هكذا،
    Beni o kadar incitti ki O an orada bırakmak istedim. TED آلمني لدرجة اني أردت الانسحاب في تلك اللحظة.
    Çünkü O an anladım ki kazı yaparken insanı bulmak için çalışıyoruz, eşyaları değil. TED وذلك لأنه في تلك اللحظة أدركت حينها، أنه عندما نقوم بالتنقيب، فنحن ننقب عن أشخاص، وليس أشياء.
    O an söylediği bu şey benim atladığım şeydi; nasılsa bir noktada, hayatım tekrar normale dönecekti. TED أخبرتني في تلك اللحظة عن الشيء الوحيد الذي غفلت عنه، وهي أن حياتي ستعود لطبيعتها في نقطة ما.
    İşte O an, 30.000 civarı nüfusu olan o kasabada, evrenin sonsuzluğunu gerçekten takdir ettim ve içerisinde arama yapmamız gerektiğini düşündüm. TED في تلك اللحظة في مدينة صغيرة جدا يبلغ تعداد سكانها 300 الف تقريبا حيث قدرت حقا ضخامة الكون وكمية البحث التي سنقوم بها
    Ama O an anladım ki ben hiçbir zaman sisteme değişmesini söylemiyordum. TED ولكن ما أدركته في تلك اللحظة كان أنني لم أكن أطلب أبداً من المنظومة أن تتغير،
    o anda, büyükanneme açılmamak için bilinçli bir karar verdiğimi hatırlıyorum. TED الآن، أتذكر اتخاذ قرار واع في تلك اللحظة ألا أزور جدتي.
    o anda düşündüm ki, ona kendimden daha çok saygı göstermeliyim. Open Subtitles فعلت ذلك لأنه في تلك اللحظة احترمته أكثر من احترامي لنفسي
    o anda eski sevgiliyle karşılaşmak bardağı taşıran son damla oldu. Open Subtitles أظن أن مصادفتها لصديقها السابق في تلك اللحظة كان القشة الأخيرة.
    Evet, sanki hayat o anda donmuş ve evren tüm sırlarını açıklayacakmış gibi. Open Subtitles أجل، كأنّ الحياة تجمّدت في تلك اللحظة والكون على وشك كشف كلّ أسراره.
    Eğer o zaman seninle temasa geçmiş olsaydım bana asla inanmazdın. Open Subtitles .. ما كنت ستصدقني أبداً لو اتصلت بك في تلك اللحظة
    İşler şu an düşündüğümüz gibi gitmiyor olabilir bu yüzden, biz kendi yolumuza gitsek, sen kendi yoluna gitsen daha iyi olacak. Open Subtitles هذا غير ناجح كما كنا نأمل في تلك اللحظة لذلك نعتقد أنه سيكون أفضل لو انطلقنا في طريقنا وأنت ذهبت إلى طريقك
    Şu anda gitti, er ya da geç gelmek zorunda kalacak. Open Subtitles إنه يحلق في تلك اللحظة لابد أن يهبط عاجلاً أو آجلاً
    Bu noktada anladım ki öğrencim nihayet savunmalarını elden bırakıyordu. Open Subtitles في تلك اللحظة أدركت أن طالبي, أخيراً يقوي دفاعاته
    O sırada yapacak başka şeyleri olacak. Pekâlâ, bu haritayı sana bırakacağım. Open Subtitles في تلك اللحظة سيكون لديهم ما يشغلهم حسنا ساترك الخريطة معك
    o noktada, bizim bile düzeltemeyeceğimiz bir şey yapmadan önce duruma el koymaya karar verdik. Open Subtitles في تلك اللحظة إتخذنا قراراً أن نتدخل من جديد قبل أن تسببوا شيئاً حتى نحنُ لا يمكننا إصلاحهُ
    O esnada, gizlenmekte olan düşman tepenin ardından belirdi. Open Subtitles في تلك اللحظة ، عدونا المُتخفـي برز من وراء التل
    Ve tam da bu anda aslında bu sorunu nasıl çözeceğimizi bildiğimize dair bir meydan okuma ve öfke ile doluydum. TED وكنت في تلك اللحظة مملؤة بالإستياء الغاضب والتحدي كوننا في الواقع نعرف كيف نصلح هذا الوضع.
    Belki öyle bir anda cevap verecek donanıma sahip değilizdir. TED ربما لم نكن مجهزين بالأدوات اللازمة للاستجابة في تلك اللحظة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد