o zaman onu seçemedim çünkü gözüm gür saçlı bir adam arıyordu. | Open Subtitles | لم أقم بتمّيزه في ذاك الوقت لأنني أخترت ذاك الرجل بالشعر الكثيف |
Hayır, o zaman her şeyi mahveden neydi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ما الذي حدث في ذاك اليوم اللعين ؟ |
o zaman anlayamamıştım, fakat... o zaman... İki kızımı kaybetmiştim. | Open Subtitles | لم أدرك الأمر آنذاك، لكن في ذاك اليوم، خسرتُ ابنتيْن. |
Geçen gün duşta önünü kesince kimin ağzı laf yapıyordu peki? | Open Subtitles | من الذي كان يثرثر في ذاك اليوم عندما واجهتك في الاستحمام؟ |
Diyor ki, Geçen gün biz gittikten sonra bir şey yapılması gerektiğini anlamış. | Open Subtitles | قال إنه في ذاك اليوم بعد مغادرتنا لاحظ أنه يتوجب فعل أمر ما |
Ama artık küçük olmayı reddediyor. o gün küçük olmayacak. | Open Subtitles | لكنها ترفض أن تبقى صغيرة ، ليس في ذاك اليوم |
Mesela ikinizin o evde ne halt etmeye çalışması gibi. | Open Subtitles | مثل, ماذا كنتما تفعلانه. في ذاك البيت في المقام الاول. |
o taşın içinde her ne yaşadıysan bir şekilde hâlâ sana işkence ediyor. | Open Subtitles | أيًّا يكُن ما كابدته في ذاك الحجر، فإنّه ما زال يعذّبك بطريقة ما. |
Peki, o zamanlar neden bu kadar çok oksijen vardı? | Open Subtitles | إذا لماذا كان هناك الكثير من الأكسجين في ذاك الوقت؟ |
Sana demiştim, eğer o motorcuların barında dövüşeceksen ellerini yukarıda tutman gerekir. | Open Subtitles | لقد أخبرتك إذا أردت عراكًا في ذاك البار, يجب أن تكون متيقظًا |
o zamanın en iyisi. Tanrıların takdirini kazanacak kadar iyiydik. | Open Subtitles | الأفضل في ذاك الوقت جيدين با يكفي لنحظى بنعمة الرب |
Ve şimdi de ektiğimi biçiyorum. Onu o şapelde öldürmeliydim. | Open Subtitles | والآن أحصد ما زرعت، وجب عليّ قتله في ذاك المعبد. |
o gün, şarkıda o kadar kaybolmuştum ki büyükannemin beni uyarmaya çalıştığını duymadım. | Open Subtitles | في ذاك اليوم كنت غارق في الغناء لم أسمع جدتي و هم تحذرني |
o taşın içinde her ne yaşadıysan bir şekilde hâlâ sana işkence ediyor. | Open Subtitles | أيًّا يكُن ما كابدته في ذاك الحجر، فإنّه ما زال يعذّبك بطريقة ما. |
Geçen gün senin için yazılan bu mektubu buldum. | Open Subtitles | في الحقيقة في ذاك اليوم وجدت هذه الرسالة لك |
Alise'in konuştuğu Geçen gün oyunda gördüğün adam. | Open Subtitles | هي للشخص الذي رأيته في اللعبة في ذاك اليوم |
Geçen gün o adamlar gelmeden önce bana bir şey söylemiştin. | Open Subtitles | في ذاك اليوم, عندما جاؤا اولئك الرجال, قلت شيئاً لي |
- Geçen gün sana önerdiğim gibi babama biraz sıkıntılı bir dönemden geçtiğimi söyleyebiliriz. | Open Subtitles | كما اقترحت في ذاك اليوم يمكننا إخبار والدي بأنني بدأت اتعافى قليلاً |
bir nezle salgınını hatırlıyorum, bir günde yarım düzine çocuğu kaybetmiştik. | Open Subtitles | أنذكر وباء الانفلونزا لقد فقدنا نصف دزينة اطفال في ذاك اليوم |
bir hafta sonunda sıkılmış olmasaydın bu arkadaşlık var olmayacaktı bile. | Open Subtitles | لولا أنك كنتَ تشعر بالملل في ذاك اليوم، لما كانت أصلاً |