Ama Bir sabah, bu yazıyı bu Vincent Van Gogh resminin üstüne astım. | TED | ولكن في صباح يوم ما، علقت نفس العلامة الصغيرة على لوحة للفنان فنسينت فان جوخ |
Hep gitmekten söz ediyorduk ama sadece birimiz, Bir sabah kimseye haber vermeden gerçekten ayrıldı buradan. | Open Subtitles | كلنا تحدثنا عن الرحيل لكن واحد فقط منّا ، في صباح يوم ما وبدون أن يخبر أي أحد |
Bir sabah buldular onu takımlarıni kesip yakasına sokmuşlardı. | Open Subtitles | في صباح يوم ما وجدوة مستلقي تحت الشرفة وأعضاءة في جيب سترتة |
13 Ağustos Pazar sabahı Berlin halkı uyandığında bölünmüş bir şehirle karşılaştı. | Open Subtitles | في صباح يوم الأحد 13 أغسطس، استيقظ سكان برلين ليجدوا المدينة مقسمة |
İşte, Adrian, Pazar sabahları normal insanların yaptığı budur. Kalk. | Open Subtitles | الان، أدريان، هذا ما يفعله الأناس العاديون في صباح يوم الأحد، إنهض |
Dinle beni, müvekkilin bir pislik, sen de bir pisliksin ve pislikler dertlerini pazartesi sabahı hakime anlatacak. | Open Subtitles | إسمع يا صاحبي موكلك حقير وأنت حقير والحقراء يرون القاضي في صباح يوم الإثنين |
Bu bir Cumartesi sabahı kazara yanlış kıyafet giydiğim bir durum da değil. | Open Subtitles | ولم يكن هذا حادثاً ليوم واحد في صباح يوم سبت ما حين وبطريق الخطأ ترتدي ملابساً خطأ |
6 yaşındayken Bir sabah, büyük annem uyanmadı, ne o sabah ne de sonrasında. | Open Subtitles | في صباح يوم ما عندما كنت في السادسة من عمري لم تصحو جدتي من النوم لا في حينها ولا بعد ذلك أبداً |
Sonra, Bir sabah köpeğimle koşuya çıkmıştım ve köpeğim beni, yine başka bir kaçak çöp döküm alanı olduğunu düşündüğüm bir yere götürdü. Orada yabani otlar, çöp yığınları ve burada söylemeyeceğim başka şeyler vardı, | TED | وعندما كنت أركض مع كلبتي في صباح يوم ما اقتادتني إلى ما كنت أعتقد أنه مقلب آخر غير قانوني للقمامة فقد كانت هناك نباتات طفيلية وأكوام من القمامة وأشياء أخرى لن أذكرها هنا |
Bir sabah hazırlıksız yakalandık. | Open Subtitles | تم أسرنا على حين غفلة في صباح يوم ما |
Şimdilik, elimdeki yeterli değil ama böyle bir kasabada birden şansınız dönebilir ve sonra Bir sabah kalkıp tüm paramı bir ata oynamayı düşünüyorum. | Open Subtitles | في الوقت الراهن ليس لدي ما يكفي و لكن كما تعلم أنه في مدينة كهذه يمكن أن تحظى بحظ جيد و من ثم في بعض الأحيان أفكر بأن أستيقظ في صباح يوم ما و أن أخذ كل الدولارات التي لدي |
Babam haklı çıkmıştı. Bir sabah... | Open Subtitles | ابي لم يكن على ما يرام , في صباح يوم ما |
Katır Bir sabah ölü bulundu. | Open Subtitles | في صباح يوم شوهد البغل ميتاَ |
Bir baba güzel bir Pazar sabahı kızını ziyaret edemez mi? | Open Subtitles | ألا يمكن لأب أن يزور ابنته في صباح يوم أحد جميل؟ |
Şu anda psikolojik oyunlara hazır değilim. Özellikle de bir Pazar sabahı. | Open Subtitles | أنا لست في مزاج ٍ لألعاب الشعوذه خصوصاً في صباح يوم الأحد |
Pazar sabahları bekaret açık arttırmasında çok hareket olmuyor. | Open Subtitles | سوق مزايدات العذارى هادئٌ في صباح يوم الأحد |
Çünkü bunlar Pazar sabahları kütüphaneyi açmak için kütüphaneci asistanlarının sahip olması gereken şeyler. | Open Subtitles | لأنهما ضروريان لمساعدة أمين المكتبة لفتح المكتبة في صباح يوم السبت |
pazartesi sabahı onu sağlam bir şekilde bırakacağız okula bile gidebilecek. | Open Subtitles | سوف نعيده للمنزل بأمان في صباح يوم الإثنين جاهزاً للمدرسة، هل تفهم؟ |
pazartesi sabahı, çekici kamyonun sesi onu uyandırmış olmalı. | Open Subtitles | في صباح يوم الإثنين، ايقظه صوت شاحنة سحب |
Yani sen buraya bir Cumartesi sabahı gel insanlar rahatlamışken, o zaman imzalarını toplarsın. | Open Subtitles | إذا عد في صباح يوم الأحد عندمايكونالأصحابهادئين، وعندها ستحصل على إمضاءاتك. |
Bu güzel bir Cumartesi sabahı olsa bile. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك في صباح يوم سبت جميل |