Neden platonik bir ilişki yaşayan iki kişinin birini öldürdüğünü düşünsünler ki? | Open Subtitles | لماذا تفترض الشرطة أن الناس في علاقة أفلاطونية يريدون قتل شخص ما |
Lynn Dempsey'le aranızda romantik bir ilişki mi vardı Bay Hill? | Open Subtitles | كنت في علاقة عاطفية مع الانسة ديمبسي اليس كذلك سيد هيل؟ |
Seni işinden etmek için uygunsuz bir ilişkiye sürüklemem gerekse bile ben hazırım. | Open Subtitles | إن كنت مظطرة لإقحامك في علاقة غير ملائمة لأخلصك من عملك, فأنا مستعدة |
Ya da bir ilişkide birine kötü davranmak, sonrakinde size de kötü davranılacağının garantisi miydi? | Open Subtitles | وسوف علاج شخص سيء في علاقة واحدة ضمان ان تكونوا معاملة سيئة في المرة القادمة؟ |
Benim söylediğim, senin de kötü bir ilişkin olmuş olduğu. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أنك كنت كنت في علاقة غير ناجحة. |
Bu yüzden, hiçbir zaman uzun soluklu bir ilişkim olmadı. | Open Subtitles | لهذا لم يسبق لي وأن كنت في علاقة طويلة الأمد |
Aitlik, size siz olduğunuz için değer veren ve sizin de değer verdiğiniz insanlarla ilişki içinde olmanızdan gelir. | TED | يأتي الإنتماء من الأرتباط في علاقة شخصية حيث تكون لك قيمةٌ جوهريةٌ عند اولئك الأشخاص وحيث تقدر الآخرين كذلك. |
- Ben şu anda çok ciddi bir ilişkisi olan bir evsizim. | Open Subtitles | أنا الآن شخص بلا مأوى في علاقة جدية جدا. |
Bunca yıl sonra kızım sonunda ciddi bir ilişki yaşıyor. | Open Subtitles | بعد كل هذه السنين .. هي اخيرا في علاقة جادة |
Şimdi, bu kadın ve erkekleri karşıt bir ilişki içinde konumlandırıyor. | TED | و هذا يجعل الرجل و المراة في علاقة تعارضية. |
doğrusu, vasat bir ilişki ile sonuçlanırsınız. | TED | وينتهي بك الأمر في علاقة دون المستوى المثالي بصراحة. |
Yeni biriyle bir ilişkiye girmek için kendimi hazır hissetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست مستعدة للخوض في علاقة مع أي شخص جديد |
bir ilişkiye başlamaya hazır olup olmadığımdan emin değilim sadece. | Open Subtitles | أنا فقط لست واثق أنني مستعد أن أكون في علاقة |
Kötü bir ilişkide bulunmamış ya da rehabilitasyona gitmemişsin gibi davranmayacağız. | Open Subtitles | نحن لا ندعي أن ستعمل كنت لا في علاقة مسيئة، أو هل أن لا تذهب إلى اعادة التأهيل. |
Eminim bunlar bir ilişkide hissedilenlerdir. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا ما يحدث عندما تكون في علاقة |
Diyorum ki, bir ilişkin varken buraya geri geldi. | Open Subtitles | ما أقوله إنه قد عاد للبلدة، بينما كنتِ أنتِ في علاقة بآخر |
Neredeyse 30 yaşına geldim ve gerçek bir ilişkim bile olmadı. | Open Subtitles | عمري 30 سنةً تقريباً وأنا لم أكن أبدا في علاقة حقيقية |
Ve 60 yaşında olup, bir kadınla ciddi bir... ilişkisi olmamış kaç erkek tanıyorsun? | Open Subtitles | و كم رجل في الستينات تعرفهم كان في علاقة جادة مع سيدة؟ |
Facebook sayfasında durumunu "ilişkisi var", olarak değiştirdi. | Open Subtitles | لقد غير حالته علي الفيس بوك الى كونه في علاقة |
Çünkü senin gibi bir ezikle birlikte olma tehlikesinden kurtulmuş oldu. | Open Subtitles | لإنها الان تفادت رصاصة ان تكون في علاقة مع فاشل مثلك |
Yani seveceğin biri ile ilişkide bulunma ihtimalin binde beş. | Open Subtitles | لديكِ فرصة بنسبة نصف بالمائة أن تكوني في علاقة غرامية. |
Yetersiz cinsel ilişkinin evlilikte büyük bir sorun olduğunu düşünmüyor musunuz? . | Open Subtitles | ألا نظن أن غياب احتكاك جسدي هوّ مشكل عويص في علاقة زوجية؟ |
Besni fazlasıyla ve çok incitti ve şu anda iyi bir ilişkim var. | Open Subtitles | لقد آذى مشاعري كثيرًا وفي أغلب الأحيان أنا في علاقة سليمة الآن. |
Ben ilişki arayan biri değilim çünkü ilişkilerde iyi değilim. | Open Subtitles | أنا لا أبحث عن علاقة لأنني في علاقة ما الآن |
Okulda Noel Balosu yapıldığında, bir aydan uzun süredir filizlenmekte olan bir ilişkimiz vardı. | TED | كنّا في علاقة ناشئة لأكثر من شهر بقليل عندما أقيم حفل عيد الميلاد في مدرستنا. |
Konu şu ki, altı hafta, dört gün ve yedi saattir, yetişkin bir erkekle iyi giden bir ilişki yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا أعيش في علاقة مع ذكر بالغ، لمدة ستة أسابيع رائعة، أربع أيام رائعة، و سبع ساعات غالية. |