ويكيبيديا

    "في لعبة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir oyunda
        
    • oynarken
        
    • bir oyuna
        
    • oyununda bir
        
    • ta
        
    • oyun
        
    • oyunu
        
    • oyununu
        
    • bir oyunun
        
    • maçında
        
    Bütün kariyerinde tutunamayan adamın biri bir oyunda 2 kere tutunuyor. Open Subtitles شاباً لم يتعثر في كامل مهنته أخفقى مرتين في لعبة واحدة
    Onu mahveden bir oyunda tutmak için elimden geleni yaptım. Open Subtitles تمكّنت من جمع شتات نفسه وإبقائه في لعبة أبقته تعيساً
    Kimse size alman usulü krep yapmayacak, ya da sizi üstü sosis suyu kokusu ve soğan kokarak karşılamayacak, ya da monopoly oynarken hapisten çıkmanıza izin vermeyecek. Open Subtitles لن تجدوا من يصنع لكم كعك ألماني أو يرحب بكم في المنزل برائحة البصل والسجق أو يجعلكم تخرجون من السجن في لعبة بنك السعادة
    Durum satranç gibi çekişmeli bir oyuna benziyor – fakat burada karşı tarafın durumunu göremiyorsun. TED هذه الحالة تشبه حالة الخصومة التي تحدث في لعبة الشطرنج ولكنّك هنا لا تستطيع رؤية موقع الخصم.
    Cinsiyet ve yaş da bu tamir mekanizmasını etkilemektedir, bu yüzden daha çok testesterona sahip genç erkekler kas geliştirme oyununda bir adım öndedir. TED يؤثر الجنس و العمر على آلية الترميم هذه، لذلك فإن الشباب ذوي معدل تستوستيرون أعلى، لديهم أفضليّة في لعبة بناء العضلات.
    Vegas'ta barbuttan kazandım. Open Subtitles من فيجاس لقد حصلت عليها بعد الفوز في لعبة التصويب
    Ben büyürken, video oyununda benden sergilemem beklenen maksimum beceri, bir oyun kolu ve ateşleme düğmesi ve basitçe el-göz koordinasyonuydu. TED عندما تربيت، كانت أقصى مهارة مطلوبة مني في لعبة فيديو هي تنسيق بسيط بين اليد والعين، قبضة التحكم وزر إطلاق النار.
    Romantiklik yapmam ve flört oyunu oynamam. - Üzgünüm. Open Subtitles أنا لا أقوم بالرومانسيات فأنا لا ألعب في لعبة رومانسية
    Hey, bir fikrim var. Öpüşme oyununu oynamak ister misiniz? Open Subtitles لقد راودتني فكرة، هل تودون المشاركة في لعبة التقبيل؟
    Marjorie, seninle ben maalesef bu ikisinin düzenlediği iğrenç bir oyunun piyonlarıyız. Open Subtitles أننا أنا وأنتِ كنّا بيادق في لعبة مريضة يقوم بها هذان الاثنان.
    Benim fikrim bir oyunda birisini geçtiğinizde kaybedebileceğinizdir. Ve yenildiğinizde kazanabilirsiniz. TED إن فكرتي هي بأنك يمكن أن تخسر عندما تحرز نقاط في لعبة ما. ويمكنك أن تفوز حينما يتفوق عليك أحد بالنقاط.
    Tamam. Seni başka bir oyunda görebilecek miyim? Open Subtitles حسنا، لكن آمل ان ارائك في لعبة اخرى ان امكن
    İyi algının çok önemli olduğu bir oyunda, insan üstü görüş sahibi olmak bir performans arttırması olmuyor mu? Open Subtitles في لعبة تعتمد على ..عمق النظر ألا يعتبر البصر الخارق منشطات؟
    Geçen hafta kağıt oynarken bana borçlandığın nakit için mi yakaladılar? Open Subtitles لقد قاموا بإمساككَ للمال الذي تدينُ به لي في لعبة البطاقات في الأسبوع الماضي؟ مال؟
    Millet golf oynarken sen savaşıyordun yani? Open Subtitles لذا فبشكل أساسي أنت تعمل علي تحسين مستواك في لعبة الغولف
    Veya "Onu bir oyuna ikna et." Veya "Parasını sana vermesi için onu kandır." Open Subtitles أو دعيه ينضمّ إلينا في لعبة. أو اغويه ليسلّمنا كل ما عنده من مال.
    O çocuk? Kazanamayacağı bir oyuna dahil olmuş bir piyondu. Open Subtitles أما الصبي, فكان بيدقاً عالقاً في لعبة لا يمكنه الفوز بها.
    Ben de "S.O.S" oyununda bir tavuğa yenilmiştim. Hoşçakalın. Open Subtitles اعرف ما تشعر به هزمتني دجاجة في لعبة سخيفة
    Satranç oyununda bir hata yaptım diye yere baktığımda hep bu olurdu Open Subtitles لو اخطأت في لعبة الشطرنج هذه سيكون اني قللت من شأنك
    Şu özürlü adamın Vegas'ta 21'de kazandığı sahneyi seviyorum. Open Subtitles أحبّ ذلك المشهد في فيجاس، عندما ربح المتخلف في لعبة البلاك جاك.
    Şimdiyse görüyorum ki, oyun gecelerinde onunla ilgili konuşup duruyorsun. Open Subtitles الآن، عرفت أنكِ ناقشتيه في لعبة الحيّ ذات ليلة ؟
    F.B.I.'ın suç laboratuarını kurma sebebi bu... bu "Remi Cin (iskambil oyunu)" tartışmalarının derinine inmek. Open Subtitles لا مشكله ياوالدي لهذا السبب المباحث الفدراليه أقامت مختبراً للتوصل إلى حقيقة النزاع الكلامي في لعبة الورق
    Bu yalan oyununu ne kadar sürdürebilirdiniz? Open Subtitles كم من الوقت تستطيع أن تستمر في لعبة الكذب
    Diğer çocukların oynayamadığı bir oyunun kazananıydım. Anatominin anlaşılmayan çocuğuydum, sorulan ama cevap verilmeyen bir soru, garip bi velet ve mahcup bir kız arasındaki ince çizgi. 12 yaşıma geldiğimde, artık erkek tarafım pek şeker sayılmazdı. TED كنت الفائزة في لعبة لا يستطيع أحد آخر أن يلعبها، كنت شيئا غامضا في عالم التشريح، سؤال لم يٌجب عليه، متأرجحة بين كوني ولدا أخرقا أو بنتا خجولة، عندما بلغت 12، لم يعد شكل الولد جذابا كما كان.
    ...hamile bir kadının hokey maçında bana bıçak çektiği zamandı. Open Subtitles عندما سحبت عي فتاة حامل سكينا علي في لعبة الهوكي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد