Bence Bu çok güçlü. Ve bence Bu odadaki hepimizde Bu var, tasarımı ileri götürdükçe, sadece tek şey yapmak değil. | TED | و انا اعتقد اننا كلنا في هذ الغرفة و انتم تحركون التصميم الى الامام انه ليس فقط عن عمل شيء واحد |
Bu dünyada bildigim bir sey varsa o da havayolu sirketleridir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرف عنه في هذ االعالم هو خطوط الطيران |
Bu dunyada bildigim bir sey varsa o da havayolu sirketleridir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرف عنه في هذ االعالم هو خطوط الطيران |
Bak, dostum, ben Bu işe gerçekten çok emek harcadım. | Open Subtitles | أنظر يا رجل, لقد بذلت جهداً كثيراً في هذ الشئ |
Bu dünyada hayatta kalmanın tek mantıklı yolu kural tanımamaktır. | Open Subtitles | الطريقة المنطقية الوحيدة للعيش في هذ العالم هي بدون قوانين |
Ben Bu çevrede doğdum... ve burada büyüdüğüm için... bir kere çıkmak için dua ederdim... geri dönmek için hiçbir zaman bir sebebim olmadı. | Open Subtitles | انا ولدت في هذ الحي وكبرت هُنا كنت أصلّي وأطلب ان اخرج من هُنا |
ve eger biz, Bu insanları korkutacak olursak... tüm Bu sürecte dogal olarak bir kısmı ölecek. | Open Subtitles | .. و إذا أخفنا هؤلاء الذين بالخارج وبعض الناس يقتلون في هذ العملية .. ليكن ذلك |
Bu yılda, moralini iyi tutmak için güzel bir kanarya getirmişti. | Open Subtitles | في هذ العام أحضر معه عصفور كناري جميل ليساعد على رفع روحه المعنوية |
Bu harika. Yabancı bir gezegende, bir Goa'uld piramidinde gizli gizli iş yapmak. | Open Subtitles | شئ رائع , إذا سأتسلل بالقرب منكم على متن سفينة الجائولد , في هذ الكوكب الفضائي |
Çünkü onun güvenliği Bu çok sevdiğin pis prefabrik evde seninle takılmaktan çok daha önemli. | Open Subtitles | لأن سلامته أكثر أهمية من مصاحبتك في هذ المنزل الذي أحببتَه كثيراً |
Bu siste göremiyorsunuz bile. Gece-görüşü gözlükleri işe yaramıyor. | Open Subtitles | لا يمكن حتى الرؤية في هذ الضباب الرؤية الليلة لا تعمل |
Bu arada, kılınızı kımıldatmadan beklediğinizden emin olun! | Open Subtitles | في هذ الأحيان تأكد بأنك لن تتحركوا من مكانكم |
- Bu noktada bence onu rahat bıraksak daha iyi olacak. | Open Subtitles | في هذ المرحلة، أعتقد أنّك يجب أن تتركه و شأنه. |
Bu binada yaşamanın olumsuz bir yanı olacak gibi geliyor. | Open Subtitles | شيء سلبي أدهشني عن الذين يعيشون في هذ المبنى |
Bu evde uyurken ancak Bu şekilde rahat edebilirim. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة الوحيده لكي اشعر بالامان وانا نائم في هذ البيت |
Bu tuhaf evde diğer çocuklarla kalıyorum. | Open Subtitles | أنا باقي في هذ المنزل الغريب برفقة أولاد آخرين |
Bu durumda, tek yaptığım trenleri zamanında çalıştırmak. | Open Subtitles | في هذ المرحلة , الأمر كله بشأن الحفاظ علي القطارات في الوصول في الوقت المناسب |
Bu arada, Bobby'nin rakibi Boris Spassky ise, tüm İzlanda'nın heyecanına, Reykjavik'a vardı. | Open Subtitles | في هذ الأثناء وصل بوريس سباسكي منافس بوبي فيشر إلى ريكافيك اليوم إلى الإثارة في كل أيسلندا |
Evet, kölelik uzun zaman önce Bu ülkeden kaldırılmış. | Open Subtitles | حسنا, قالو أن العبودية في هذ ا البلد ألغيت منذ وقت طويل |
Bunu yapacak insanlar Bu odada duruyorlar. | Open Subtitles | والأشخاص الوحيدون الذين يستطيعون فعل ذلك موجودون في هذ الغرفة. |