ويكيبيديا

    "قادرة على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bile
        
    • edebilir
        
    • muktedir
        
    • sayede
        
    • bunu
        
    • kapasitede
        
    • şeyi
        
    • miyim
        
    • mümkün
        
    • durumda
        
    • edebilirim
        
    • yapabileceğini
        
    • duruma
        
    • Böylece
        
    • yapabiliyor
        
    Geri dönemeden 100 yıl uzak kalacaksın, beni özlesen bile. Open Subtitles أنت ستختفي لـ100 عام بدون أن تكوني قادرة على الرجوع
    Ve bu beni, değişimle baş edebilir, hatta değişimi kucaklayabilir biri yaptı. Gerçi hâlâ çok inatçı olduğum da söyleniyor. TED وهذا جعلني قادرة على مواجهة التغيير، بل الترحيب في النهاية بالتغيير، ومع ذلك فقد أخبرت بأني ما زلت صعبة المراس.
    Ve şempanzelerin gerçek şefkat ve fedakarlığa muktedir olduklarını keşfediyoruz. TED وتوصلنا إلى أن حيوانات الشمبانزي قادرة على الرحمة والإيثار الحقيقي.
    Bu sayede onu laboratuvarımdan alıp arabanın sürücü koltuğuna oturtabildin. Open Subtitles لهذا كنت قادرة على نقله خارج مختبري وتضعيه في مقعد السائق
    Ben bunu yapabildim; inkârımı kıran son sadistçe bir dayak sayesinde. TED كنت قادرة على الرحيل بسبب ضربة اخيرة سادية كسرت حالة انكاري.
    Evet, fakat malesef Goa'uld ana gemisinin kalkanını delecek kapasitede silahımız yok. Open Subtitles نعم.. لكن ليس لدينا أسلحة قادرة على إختراق الحقل الواقى لسفينة جواؤلد رئيسية
    Bilirsiniz, benim alanımda mimarinin sosyal ilişkileri ilerletmek için her şeyi yapıp yapamayacağı hakkında bir tartışma söz konusu. TED كما تعلمون، في مجالي، هناك مناظرة حول إن كانت هندسة العمارة قادرة على فعل أي شيء لتحسين العلاقات الإجتماعيّة.
    Ama yanımda olduğunu bildiğim halde onsuz yapabilir miyim bilmiyorum. Open Subtitles لكن لا اعلم ان كنت قادرة على عدم الالتصاق به عندما يكون بقربي
    Ama sen onun yerini anlamda mümkün olması gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles لكنهم يعتقدون أنك يجب أن تكوني قادرة على الشعور به
    Bu durumda iki farklı türde süt üretebilir. Bir tanesi yeni doğmuş için diğeriyse daha büyük yavrusu için. TED عند حدوث ذلك، تكون قادرة على أن تدر نوعين مختلفين من الحليب، نوع لصغيرها حديث الولادة، وآخر لصغيرها الأكبر.
    O şişkoyu beni onlara götürmesi için ikna edebilirim. Open Subtitles أنا واثقة من أنني قادرة على إقناعهم بأن يقودونا إلى المومياوات
    Gelecekte neler yapabileceğini ya da sağlayabileceğini ya da kurtarabilecekleri hayatları düşünün. TED فكرو في المستقبل ما قد تكون قادرة على القيام به او ما ستصنعه او حياة الأشخاص التي ستتمكن من انقاذها.
    Yani, temel olarak, işler çok sarpa sararsa buradan dışarda bile kendimi başımın çaresine bakabilecek durumda olmamı istedi. Open Subtitles أعني، أساساً، إذا ازدحمت الأشياء بالسكان أكثر من اللازم، حتى هناك كان يريدني أن أكون قادرة على الإعتناء بنفسي
    Beni bir daha asla bulamayacak, elinde bir isim bile yok. Open Subtitles هي لن تكون قادرة على إيجادي مجدداً ليس لديها الاسم حتى
    eski günlerde ,bu güzellikler, koskoca lise koşu takmını bile durdurabiliyordu. Open Subtitles في الماضي كنتُ قادرة على إثارة اهتمام فريق كرة قدم بالكامل
    Uyarlanabilir bir maddeden oluşuyor. Yani her türlü gücü olanı zapt edebilir. Open Subtitles إنها مصنوعة من مادة قادرة على التأقلم فيمكنها احتواء كافة أنواع القوى
    Gerçekten de sıradışı bir biyolojik çeşitliliği sürdürmeye muktedir sıradışı bir coğrafyaydı. TED كانت طبيعية جدا استثنائية وكانت قادرة على دعم تنوع بيولوجي استثنائي.
    Bu sayede okul müsameresi elbiselerinden para kazanabileceğim. Open Subtitles سأكون قادرة على تجهيزها من أجل العرض في المدرسة
    Ama ne zaman ona söylediğim zamanki halini hatırlasam... bunu yapamadım. Open Subtitles أنا فقط أتذكر وجهه. وأنا لم أكن قادرة على فعل ذلك.
    -Bu işi yapabilecek kapasitede başka silahımız... -Bir dakika bekle. Open Subtitles ليس لدينا أسلحة أخرى قادرة على صدهم أنتظر لحظة
    Bu basit teori yaşam hakkında her şeyi yaşamın güzelliğini, evrenin karmaşıklığını açıklıyor ve oldukça da tatmin edici. Open Subtitles هذه النظرية البسيطة بشكل لا يصدّق كانت حقا قادرة على تفسير كل ما يتعلق بالأحياء.. الجمال ، والتعقيد، والتنوع.
    Artık mutlu olabilir miyim, bilmiyorum. Open Subtitles لا أعلم إذا كنت قادرة على أن أكون سعيدة مجددا.
    Cazibesine kayşı koyman mümkün değil. Dünkü tatil günü iyi miydi? Open Subtitles لن تكون قادرة على مقاومة سحره . يوم راحة جيد بالأمس؟
    Bu durumda, otobüs hattının yakınında bir yerde oturuyor olması lazım. Open Subtitles في تلك الحالة، سأكون قادرة على تعقب كيرا عبر هذه الحافلة
    Bu işte sana yardım edebilirim diye düşündüm. Open Subtitles ظننت إني قد أكون قادرة على مساعدتك في هذا
    bunu yapabileceğini sanman neden? Open Subtitles لم تعتقدين أنك قادرة على فعل ذلك و هو لا ؟
    İyileşmeye devam edip... bunu yapabilecek duruma gelebilirsin. Open Subtitles حتى تتحسن صحتكِ حتى تكوني قادرة على النهوض وفعل هذا
    Böylece tüm hayatım boyunca tamamen hayal ettiğim yolu çizebildim. TED وبذلك كنت قادرة على أن أحلم أحلام اليقظة خلال حياتي.
    Bu mekanik hizmetçiler, yatağa kahvaltı getirmekten daha fazlasını yapabiliyor. Open Subtitles الشغّالة الآليّة قادرة على تقديم ما يُجاوز مجرّد إفطار بالسّرير.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد