Bir çok konuda yanıldı, ama kararlarını, ataları gibi verirdi. | Open Subtitles | لقدكانمخطئاًفيأموراًكثيره ... لكنه جعل قراراته متفقه ... مع منهج أجداده. |
Bence Tre kendi kararlarını verecek yaşta, Reva. | Open Subtitles | أعتقد أن تـيري ناضع بما يكفي ليتخذ قراراته بنفسه يـا ريفا. |
Yani Stewie azıcık tüttürmüş. Kendi kararlarını verecek yaşta. | Open Subtitles | واذا ستوي دخن لقد بلغ من العمر مايكفي ليتخذ قراراته |
Oğlunuz komadayken onun hakkındaki medikal kararları siz vereceksiniz. | Open Subtitles | و ابنك في غيبوبة أنت من سيتخذ قراراته الطبية |
Robert Morgenthau'ya inancım o kadar fazladır ki kararlarına karşı çıkmam. | Open Subtitles | ثقتي في روبيرت مورجنثاو كبيرة إلى درجة أنني لا أختلف مع قراراته |
1943'te, kimsenin aklına ihtiyacı olmadığı konusunda iyiden iyiye kendini inandırmış ve kimseyi dinlemeden, kararlarını tek başına almaya başlamıştı. | Open Subtitles | بحلول عام 1943 كان قد أصبح على قناعة تامه بأنـه فى غنـى عن أى مشوره تقدم لـه وصاغ قراراته كلها دون الأستماع لأحد |
kararlarını tüm hastanenin iyiliği için almalı. | Open Subtitles | عليه ان يكون محترفا عليه ان يتخذ قراراته |
Tekrar birlikte olacaksak özür dileyecek ve kendi kararlarını verebilen yetişkin bir erkek olduğumu kabullenecek. | Open Subtitles | فعليها أن تعتذر، وأن تتقبل حقيقة أنني رجلٌ ناضج يمكنه أن يتخذ قراراته بنفسه |
Baban bir yetişkin. Kendi kararlarını kendisi verebilir sonuçta. | Open Subtitles | إن والدك رجل بالغ، وهو قادر على إتخاذ قراراته بنفسه. |
Senin belirttiğin gibi kararlarını kişisel saçmalıklarına göre veren bir ortağım olmuştu ve buna bir daha izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | و مثلما أشرت مسبقاً، كان لدي شريك الذي يتخذ قراراته وفقاً لأموره الشخصيه وأنا لن أسمح بأن يحدث هذا مجدداً |
Kendi kararlarını verebilir. Beyin takımında da bana destek olur. | Open Subtitles | يصنع قراراته بنفسه، وتأتني منه استخبارات جيّدة. |
Kendi kararlarını verecek yaşa gelene dek. | Open Subtitles | حتى يبلغ سن الرشد ليستطيع اتخاذ قراراته بنفسه |
Mark, ne zaman kararları sorgulansa onlara kendilerini becermelerini söylüyor. | Open Subtitles | أجل، تعتريه نزعة لإخبارهم أن يضاجعوا أنفسهم كلما شككوا بأحد قراراته |
kararları kendi vermiyor. Biri onu parmağında oynatıyor. | Open Subtitles | إنه لا يتخذ أي من قراراته الخاصة إنه شخص يتم التلاعب به |
Bir tiyatro gösterisi, roman veya filmde ise yazar, karakterler için önceden tüm kararları verir ve biz de izleyici olarak sadece pasif bir şekilde yazarın kararlarının sonuçlarını izliyoruz. | TED | ولكن في مسرحية أو رواية أو فيلم، فالكاتب يتخذ مُقدمًا جميع القرارات نيابة عن الشخصيات، وكجمهور، لا يمكننا مُشاهدة عواقب قراراته إلا بشكل سلبي. |
Ya da bu adamın kararlarına duyguları yön veriyordur. | Open Subtitles | أو ربما يترك عواطفه تقود قراراته |
Dün gece ona kararlarına arka çıkacağımı söylemiştim. | Open Subtitles | وأخبرته ليلة أمس أنني سأدعم قراراته |
-Bırak da adam kararını kendi versin. | Open Subtitles | لماذا لا تتركني فقط الرجل جعل قراراته الخاصة؟ |
Hastalarının seçimlerinden hoşlanmayabilirsin ama aklı başında ve karar verme yetisine sahip biri. | Open Subtitles | ربّما لا تحب خيارات المريض لكّنه سليم العقل و قادر على اتخاذ قراراته |