Endişeni anlıyorum ama bu meseleyi kıdemli görevdaşlarımla görüştüm. | Open Subtitles | أتفهم قلقك لكننى ناقشت هذة المسألة مع مساعدىّ |
Endişeni takdir ediyorum, ama bunu hallettim ben. | Open Subtitles | حسنا؟ أنا أقدر قلقك ولكنني أستطيع أن أغطي المصاريف |
Sana işleri nasıl yürüttüğümüzü göstersem endişen azalır mı? | Open Subtitles | هل سيريحك ويقلّل من قلقك إذا أخبرتك عن عمليّتنا؟ |
Sonsuzluk hakkındaki endişelerini giderebilirdim ama artık çok geç. | Open Subtitles | لقد كان يمكنني أن أطهر نفسي من قلقك بشأن الخلود لكن الوقت قد فات الآن |
Endişenizi anlıyorum ama Kyle kayıpken öylece oturamam. | Open Subtitles | تعرف,تدخلك في هذه القضية قد يعتبر تضارب مصالح نعم,أقدر قلقك لكن |
Kardeşinin güvenliği konusunda çok endişeleniyorsun ve buraya gelip beni eleştiriyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | قلقك بشدة ... على سلامة أخيك يجعلك تأتي إلى هنا وتنقلب عليّ هكذا؟ |
Bunun sebebi sinirli olduğunuz için kaygılı hissetmeniz olabilir ve gözünüzde büyüyen son günü aşmaktan endişe duyuyorsunuz çünkü kaygılısınız. | TED | قد تجد أنك منزعج ببساطة لأنك قلِق، وسبب قلقك هو اقتراب موعد تسليم مشروعك. |
Eğer onu geri alamazsak, kayıp cadından daha büyük endişelerin olur. | Open Subtitles | اذا لم نستعدها سيكون لديك قلق اكبر من قلقك على ساحرتك |
Sana söyleyeceğim, ve varsayıyorum ki bunu eğer ben bir uçurumdan falan düşerim diye Endişelendiğin için soruyorsun. | Open Subtitles | سأفترض أنك تسألني بدافع قلقك من أن أسقط من على مرتفع أو ما شابه |
Endişeni anlıyoruz, ama Dünya'yı kurtarmak için o silahlar gerekli. | Open Subtitles | نفهم قلقك لكن هذه المدافع مهمة لإنقاذ الأرض |
Bir kardeş olarak Endişeni anlıyorum ama saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | حسنا، أقدر قلقك الأخوي لكن ليس لدي ما أخفيه |
Haftaya tekrar beni görmeyi kabul etmen şartıyla sana Endişeni azaltacak bir şeyler vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيك شيئا ليقضي على قلقك ولكن على شرط أن تأتِينَ لرؤيتي الاسبوع القادم |
Şimdilik tek endişen, FBI'a bunu ne zaman söyleyeceğine karar vermek olmalı. | Open Subtitles | قلقك الوحيد الآن متى أنت تذهب لإخبار مكتب التحقيقات الفدرالي. |
endişen için duygulandım, ama ikimiz de kim suçlayacağımızı biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً لقد أثر بي قلقك ولكن كلانا يعلم من هو الذي يلام |
Bak, neler yaşadığımı anladığın için çok memnunum, ama endişelerini, kaygılarını, kabul ettiğin için kolayca harcama. | Open Subtitles | إسمَع، أنا سعيدَة أنكَ تفهمّت ما أمرُ بِه لكن قلقك مخاوفك |
Bay Wright, Endişenizi anlıyorum ama sadece görünün, konuşmayın. | Open Subtitles | سيد رايت .. أنا أتفهم قلقك و لكن .. الآن |
Artık Audrey'nin seni farklı biri olarak görmesi konusunda ne kadar endişeleniyorsun? | Open Subtitles | فعلت كل هذا لرغبتك و قلقك من تفكير أودري بك و لتوضح لها بـأنك جيد ومختلف الأن ؟ |
Sadece noktaları birleştirmeye çalışıyoruz. endişe edecek bir şey yok. | Open Subtitles | نحاول ربط النقاط ببعضها فحسب لا شئ يسترعي قلقك |
Demek ki endişelerin bitmiş! Tatile mi gidiyorsun? | Open Subtitles | اذاً فقد انتهى قلقك فانت ستسافر في اجازة |
Bak, Endişelendiğin için sağ ol ama rapor edecek bir şey yok cidden. | Open Subtitles | اسمع، أنا أقدر قلقك ولكن لا يوجد شيء لتبلغ عنه |
endişelenmeni anlıyorum Harvey ama bu benim ilk anlaşmam ve ona kendi paranı vermediğin sürece o toplantıda ben de olacağım. | Open Subtitles | أقدّر قلقك ولكن هذا أول تعامل لي، مالم تدفع من مالك سأحضر الاجتماع |
Evet, kaygınızı anlıyorum, ama bence şunu unutmamalısınız ki | Open Subtitles | نعم، أفهم قلقك لكني أعتقد أنك يجب أن تتذكر |
Anladığıma göre rehberlik yaptığın kişi hakkında endişelisin. | Open Subtitles | حالياً ، أنا أتفهم قلقك بصدد زبونك |
Sen Melissa için Endişelenmeyi bırak da annene yardım etmeye odaklan. | Open Subtitles | لما تقفين عن قلقك بشأن ميليسا وتبدأين بالتركيز في مساعدة والدتك؟ |
Kademeli olarak Endişeleriniz ve paranoyanız üzerinde çalışacağız. | Open Subtitles | لذا فإننا سنعمل على قلقك وارتيابك الشديد تدريجياً. |
endişelendiğini biliyorum ama söz veriyorum ki bu işi başarabilirim. | Open Subtitles | أدرك قلقك لكني أعدك أن بوسعي التصرف بهذا |
Sizi üzmek veya endişelendirmek istemiyorum ama birisi bize yeni bir bilgi ile geldiği zaman davayı gözden geçirme mecburiyetimiz var. | Open Subtitles | لا أريد إثارة استياءك أو قلقك لكن حينما يأتينا أحدهم بمعلومات جديدة، يكون علينا مراجعة القضية |