| Sonra bir gün, ağaçta dururken meraklı küçük ayıcık ağacın tepesine çıkmak istemiş. | Open Subtitles | وذات يوم، أثناء وجودها بداخل الشجرة الدُبّة الصغيرة الفضوليّة رغبت بتسلّق قمّة الشجرة |
| Gaya'nın 3 bin ila 5 bin yaşlarında olduğunu düşünüyoruz. Tam olarak söyleyemiyoruz ama Tepesi gövdeden kopmuş ve çürümeye yüz tutmuş durumda. | TED | يمكن أن يصل قدم "غايا" من 3000 إلى 5000 سنة، لا أحد فعلا يعلم، ولكن تم قطع قمّة الشجرة لكنها بدأت تتحلّل الآن. |
| Bu volkanın zirvesi, deniz seviyesinden yukarı yükselerek sudan çıkıyor. | Open Subtitles | قمّة هذا الجبلِ البركانيِ الإرتفاعات فوق سطحِ البحرِ. |
| Kendimizi, gelmiş geçmiş en önemli zirve toplantısı için hazırlayalım. | Open Subtitles | ودعونا نعدّ أنفسنا لأكثر إجتماع قمّة رؤساء الدول أهميّة على الإطلاق |
| Hey geveze, yanan lastiklerin tepesinde iki tane çocuk var. | Open Subtitles | مهلا أيها الثرثاران، هناك طفلان على قمّة العجلات التي تحترق |
| Olympus Dağı günümüzde sıcak geçmişinden uzakta donmuş kalıntıdır. | Open Subtitles | قمّة "أوليمبوس" حاليًا هي أثرٌ متجمّدٌ لماضٍ سحيقٍ أكثر سخونة |
| Şimdi, Dünya'nın boyutunu elde etmek için yalnız tek bir ölçüme daha ihtiyacımız var, ve bunu almak için de, dağın zirvesine tırmanmak zorundayız. | Open Subtitles | أحتاج الآن مقياساً أخيراً لأقيس حجم الأرض، وللحصول عليه علىّ أن أصعد إلى قمّة الجبل |
| Elena Rishkov'un yanında duruyor. Genova zirvesinde kıza bas bas bağırıyordu. | Open Subtitles | هو بجانب إلينا ريشكوف وكان معها فى قمّة جنيف |
| Onu dağın tepesine zincirleyip, kartalların ciğerini parçalamasına izin veren iğrenç Zeus'un gazabına uğradı. | Open Subtitles | فقط ليتَحَمُّل غضبِ زيوس المقرف، الذي قيّدَ الرجلَ على قمّة الجبل البعيد، |
| Başlarının tepesine ilişmiş gözleri sayesinde çamur zıpzıpları dost-düşman, herkese karşı tetiktedir. | Open Subtitles | بالأعين المستقرّة على قمّة رؤوسهم، ينتبه ربّـان الطين للصّديق والعدوّ. |
| En eski geceliğim oradaydı. Köyün çocukları geceliği yel değirmeninin tepesine bağlamışlardı. | Open Subtitles | هناك كان فستاني الليليّ الأوّل ربطه الصبية على قمّة الطاحونة الهوائيّة |
| Oraya ulaşabilenler için bu dalın Tepesi, şahane bir kandırmaca oyununun sergilendiği bir tiyatro sahnesine dönüşmüştür. | Open Subtitles | لمن يستطيعون الوصول هناك، أصبحت قمّة الساق ساحة لخداع رائع. |
| Bu hikayede en çok hoşuma giden şey, bu küçük dağın Tepesi etrafında bir kaç basit ölçümle, koskoca dünyanın büyüklüğünü ortaya çıkarabilmekti. | Open Subtitles | ما أحبّه حول تلك القصّة أنه ببضعة مقاييس بسيطة حول قمّة هذا الجبل الصغيرة يمكنك حساب حجم العالم بأكمله |
| Özünde, El-Biruni, köşeleri; dağın Tepesi, ufuk ve Dünya'nın merkezi olarak üç köşeye sahip büyük bir dik açılı üçgen tasavvur etti. | Open Subtitles | تخيّل "البيروني" في الأساس مثلثاً ضخماً قائم الزاوية الذي لديه زوايا ثلاثة قمّة الجبل والأفق ومركز الأرض |
| O dağın zirvesi ile ilgili hikayeler duymuştum orada gerçekten bulutların üzerinde durabiliyor muşsun. | Open Subtitles | سمعتُ قصصاً عن قمّة جبل حيث تستطيع الوقوف فوق الغيوم |
| Onun örneğinde kokain zirvesi yok. | Open Subtitles | ليس هناك قمّة كوكائينِ في عيّنتِها. |
| Bir zirve yapılırsa işler Güney'in lehine olur. | Open Subtitles | إذاً هناك قمّة دولية الآن ستسير الأمور من صالح كوريا الجنوبية |
| Belki Eiffel Kulesi'nin tepesinde, belki Seine nehrinin dibinde. | Open Subtitles | ربّما تكون في قمّة بُرج إيفل أو في قعر نهر السين. |
| Bu malzemenin 1 santimetre küpü Everest Dağı kadar bir kütleye sahip olurdu. | Open Subtitles | سنتيمتر مكعّب واحد من تلك المادّة "ستكون ككتلة "قمّة إيفرست |
| Hem dünyanın zirvesine bayrağını dikersin... hem de ölene dek acı içinde donarsın. | Open Subtitles | إمّا تغرس علمك في قمّة العالم أو ينتهي المطاف بك متجمّدا في العذاب إلى الأبد |
| Öğlen, Corcovado'nun zirvesinde, böylece birbirimizi kaçırmayız. | Open Subtitles | ضهراً، على قمّة الـ كوركوفادو حتى لا نققد بعضنا البعض |
| Ailesi yuva için yüksek bir kayalığın tepesini seçmiş. | Open Subtitles | اختار أبواها أن يعشعشا في قمّة برج ضخم من الصخور |
| Bu senin en üst düzey radikal seçimlerinden. Başka alternatifin var mı? | Open Subtitles | إنّه في قمّة تهوّرك أنت هل لديك بدائل أخرى؟ |
| Ama bekârların lideri uçurum üstüne ulaşıyor ve yanıt olarak o da dişlerini biliyor. | Open Subtitles | لكن يصل قادة العُزْب إلى قمّة الجرف ويردّ بحزّ أسنانه |
| - En iyiyim zaten. zirveye çok yaklaştım. | Open Subtitles | إنني الآن في قمّة مجدي قريب جداً من القمه |
| Seyretmek için en mükemmel yer. İntercontinental otelinin tepesinden bile iyi. | Open Subtitles | هذه افضل بقعة لرؤيتها "افضل من قمّة " الفندق العالمي |
| Dünyanın zirvesinden Nasıl düştük bu bataklığa? | Open Subtitles | كيف وصلنا من قمّة العالم إلى قاع الحضيض؟ |
| Beslenme zincirinin en tepesindeki haklı yerimizi elde etmek için. | Open Subtitles | لنطالب بمكاننا المُستحقّ على قمّة سلسلة الغذاء. |