Annem bir canavardı fakat o oğullarının akli yetersizliğini kaldıramadı. | Open Subtitles | كانت أمي فظيعة , لكنها لم تربي أولاد ناقصي عقل |
Annem bana her zaman ağlamamam gerektiğini ve büyük bir kız olmamı söylerdi. | Open Subtitles | كانت أمي تخبرني دوماَ أني لا يجب أن أن أبكي وأنني فتاة ناضجة |
Ben büyürken Annem, her akşam için yemek yapardı . | Open Subtitles | عندما كنا أطفال كانت أمي تعد لنا العشاء كل يوم |
Eğer Annem zengin veya politikacı olsaydı onu kurtarmanın bir yolunu bulurlardı. | Open Subtitles | لو كانت أمي ثرية أو من السياسيين كانوا سيعثرون على طريقة لإنقاذها. |
Sana iyi geceler öpücüğü verebilecek mi, Annemin Babama verdiği gibi? | Open Subtitles | هل ستعطيك قبلة ليلة سعيدة، مثل ما كانت أمي تعطي ابي؟ |
Yapmayacağım. Bunların hepsi sahtekârlık. Annem babamı dışarı çıkarabilmek için müdürü kullanıyormuş. | Open Subtitles | لن أذهب, الأمر برمته خدعة كانت أمي تستغل المدير حتى تهرب أبي |
- Hayır, önemli değil. Annem de... Annem öyle isterdi. | Open Subtitles | لا ,انه لامر جيد , وهذا ما كانت أمي لتريده |
Ama bir yandan da bu Annem sadece bana kaldı demekti. | Open Subtitles | ولكن من ناحية أخرى لقد كانت أمي كل شيئ بالنسبة لي |
Annem, beni bulmaları için insanları yollardı hizmetçileri ve bahçıvanları, evi temizleyenleri. | Open Subtitles | لقد كانت أمي ترسل الناس ليعثروا علي الخدم والبستانيون يأتون إلى المنزل |
Ve Annem kuliste yüzünde aynı üzgün ifade ile beni bekliyordu. | Open Subtitles | و كانت أمي في الجناح واقفة، و نظرة الأسف على محيّاها. |
Evden ayrılışımı hatırlıyorum. Kardeşlerim ve Annem ağlıyordu... O gün babam bile duygusaldı. | Open Subtitles | أذكُر عند رحيلي كانت أمي وإخوتي .يبكون حتى أبي كان عاطفِيّ ذلك اليوم |
Annem orada olursa mezunlar buluşmasında güzel vakit geçirmemin imkanı yoktu. | Open Subtitles | لم يكن ممكنا أبدا أمرح في الحفلة لو كانت أمي هناك |
Onun yerine, Annem beni arabaya bindirip uzun yolculuklar yaptırırdı. | Open Subtitles | بدلًا من هذا، كانت أمي تصحبني في تلك النزهات الطويلة |
Annem her gece çok yorgun olurdu ama yine de birbirimize günümüzün nasıl geçtiğini anlatır, büyükannemin evde dolaşırken çıkardığı sesleri dinlerdik. | TED | كانت أمي مُنهكة في كل ليلة لكننا نخبر بعضنا البعض عن يومنا ونستمع لتحركات جدتي في ارجاء المنزل |
Kokulu, lezzetli bir yemektir ve Annem soğuk bir günde beni sıcak tutacağını düşünmüştü. | TED | إنه طبق شهي ولذيذ كانت أمي تظن أنه سيوفر لي الدفء خلال اليوم البارد. |
Küçükken, çizmeyi çok severdim ve bildiğim en yetenekli ressam annemdi. Ancak Annem bir eroin bağımlısıydı. | TED | عندما كنت صغيراً، كنت أحب أن أرسم، و أكثر فنان موهوب عرفته هو كانت أمي لكن أمي كانت مدمنة على الهيروين. |
Klinik psikoterapist olan Annem, akşamları zaman zaman evde hastalarına bakardı. | TED | كانت أمي متخصصة في العلاج النفسي السريري وكانت تستقبل المرضى عادة في منزلنا في المساء |
Beni eğitmek anneme kalmıştı ve George Lamming'in dediği gibi, bana Annem babalık yapmıştı. | TED | وترك مسؤولية تعليمي لأمي وكما يقول جورج لامينغ كانت أمي هي أبي |
Annem babamın ikinci eşiydi, babamla on altı yaşında evlenmişti. | TED | كانت أمي الزوجة الثانية. تزوجته في عمر 16. |
Tüm hayatım boyunca Annemin eleştirilerine, incitmesine ve kaybedilmeye mâruz kaldım. | Open Subtitles | طوال حياتي كانت أمي خائفة أن أمرض أو أتأذي أو أضيع |