Pek çok insan Hub'ın Kuzey Afrika'daki en iyi binici olduğunu söyler. | Open Subtitles | معظم الناس كانت تقول أن هب كان أفضل فارس فى شمال أفريقيا |
Şey, neredeyse vuruluyordun. Ama, çalışmam için yazılan en iyi yazıydı. | Open Subtitles | أنت كنت على وشك لكنه كان أفضل مقال كتب عن أعمالي |
Buraya habersiz damlamanın bunu bildirmenin en iyi yolu olduğunu mu düşündün? | Open Subtitles | وانت شعرت بظهورك هنا بدون سابق انذار كان أفضل وسيله لنقل ذلك؟ |
Bir yer bulup kazmalıyız. Ne kadar çabuk o kadar iyi. | Open Subtitles | يجب أن نجد مكانا لنحفره و كلما كان أبكر كان أفضل |
Yapmayın ama! Bu seferki "çöp" şakasından çok daha iyiydi. | Open Subtitles | هيا هذا كان أفضل بكثير من المزحة التي قلتها مٌسبقًا |
Ama deniz piyadelere katılmak başıma gelen en güzel şeydi. | Open Subtitles | ان الالتحاق بالبحرية كان أفضل شـيء لي حدث في حياتي |
Mümkün olduğunca çabuk, hayır, en kısa sürede daha iyi. | Open Subtitles | كلما كان أقرَب كان أفضل كلا, بل في أول فرصة |
Babanı bir yalan makinesine bağlasan, ve dünyada yaşayan en iyi baba olduğunu söylese, uçuşan renklerle geçerdi bunu. | Open Subtitles | تعرف، إذا علّقت أبوك فوق إلى إختبار كشف كذب وسألت إذا هو كان أفضل أبّ هو يعبر بنجاح باهر |
Baba, annemle evlendiğiniz gün hayatının en iyi günü müydü? | Open Subtitles | أبي، عندما تزوجت بأمي هل كان أفضل يوم في حياتك؟ |
Dış işleri bakanıyla olan röportajınız geçen sene okuduğum en iyi yazıydı. | Open Subtitles | مقابلتك مع وزير الخارجية . كان أفضل ما قرأت في العام الماضي |
O benim başıma gelen en iyi şeydi. Beni tüm bu saçmalıklardan kurtaracaktı. | Open Subtitles | كان أفضل شيءٍ حدث لي على الإطلاق، فقد كان سيُبعدني عن كلّ هذا. |
O yaşlı keçiye karşı durmak yaptığım en iyi şeydi. | Open Subtitles | مواجهة ذاك التيس العجوز, كان أفضل شيء فعلته على الإطلاق |
O yaşlı keçiye karşı durmak yaptığım en iyi şeydi. | Open Subtitles | مواجهة ذاك التيس العجوز, كان أفضل شيء فعلته على الإطلاق |
Demem o ki, demem gerekiyor ki seni benimle evlenmen için razı etmek Kate, yaptığım en iyi şeydi. | Open Subtitles | يجب ان اقول , واريد ان اقول ان اقناعكِ بالزواج مني , كيت كان أفضل شيء فعلته في حياتي |
Yaşla pek ilgisi yok. Hatta, ne kadar gençse o kadar iyi oluyor. | Open Subtitles | الأمر ليس على هذا الحال في الواقع كلما كانت شابة كلما كان أفضل |
Bizi ne kadar sıkarsa o kadar iyi. Başına geleceklerden haberi yok. | Open Subtitles | كلما كانوا مملين اكثر كان أفضل إنها لا تعلم مع من تلعب |
Kazayı akşam haberlerinden ne kadar uzak tutarsak, o kadar iyi. | Open Subtitles | كلما أسرعنا في الإنتهاء من القضية خارج الاخبار كلما كان أفضل. |
Seni insan içinde rezil etmek iki kuruşluk kulübünde rezil etmekten daha iyiydi. | Open Subtitles | إحراجك على الملأ كان أفضل بكثير من فعله في الخفاء في ناديك الرخيص. |
Daha önce nasıl olduğu değil, ki çok daha iyiydi, ya da kilise insanlarının, onun nasıl olacağını söylemesi de değil. | TED | وهو ليس كما كان من قبل، عندما كان أفضل بكثير، ولا يشبه وجوده الطريقة التي يصفها لي المتُدينون. |
Bazen insanlar kovulmalarının başlarına gelen en güzel şey olduğunu söylerler ya? | Open Subtitles | تعلمون حين يقول الناس بأن طردهم كان أفضل شيء حدث لهم أبدا؟ |
Pekala, benden daha iyi olsaydı, seni bulamazdım, değil mi? | Open Subtitles | حسناً،لو كان أفضل منيّ، هل كان ليّ أن أتوصل إليك؟ |
Yaptığım şeyin ikimiz içinde en iyisi olduğunu anlamak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تدركي أن ما فعلته كان أفضل شيء لكلانا |
Muhtemelen boyayı da çıkarır ama şimdiki durumundan daha iyi olur. | Open Subtitles | ربما أزلت بعض الدهان لكنه كان أفضل مما هو عليه إلان |
"Çağların en iyisiydi, çağların en kötüsüydü," | Open Subtitles | هو كان أفضل الآوقات هو كـان أسوأ الآوقات |
askeri değildi, aynı zamanda sosyal ve politik yönleri de vardı ve bize farklı bir gözle bakarak sosyal yapımızın daha iyi olduğunu anlama imkanı sağladı. | TED | تلك المنافسة لم قاصرة على العسكرية لقد تضمنت منافسة ثقافية ومنافسة سياسية أيضاً أتاحت لنا بالنظر للفضاء كأحد تلك المنصات لاثبات أن نظامنا الاجتماعي كان أفضل |
Roy Thomson bir gazeteci değildi fakat gazeteciliğin sahip olduğu En yakın arkadaşı oldu. | Open Subtitles | لم يكن تومسون صحفيا ولكنه كان أفضل صديق للصحافة |