ويكيبيديا

    "كان عليّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorundaydım
        
    • zorunda kaldım
        
    • gerekiyordu
        
    • gerekirdi
        
    • gerekti
        
    • Seni
        
    • gereken
        
    • Onu
        
    • Keşke
        
    • lazımdı
        
    • Sana
        
    • etmeliydim
        
    • gerektiğini
        
    • olmalıydım
        
    Güvenli ve tekrar edilebilir bir sıralama bulursam ezberlemek zorundaydım. TED حين وجدت تسلسلات بدت آمنة وقابلة للتكرار، كان عليّ حفظها.
    Az önce 48 yaşında bir kadına öleceğini söylemek zorunda kaldım. Open Subtitles كان عليّ أن اخبر امرأة في 48 من عمرها انها ستموت
    Şehrin bu tarafındaydım çünkü çok önemli uluslararası bir iş görüşmesine katılmam gerekiyordu. Open Subtitles لقد أتيت إلى هذه المنطقة لأنه كان عليّ حضور اجتماع عملٍ دوليٍّ مهم
    Düşünmem gerekirdi, o, bu evdeyken yoluna çıkmamak en akılcısı. Open Subtitles كان عليّ أن أعرف أنه في مثل هذا الوقت كان من الحكمة أن أبقى بعيدةً عنك حين يكون في المنزل
    Hayır, adamım, O' na yardım etmem gerekti. Kendimi yere serdim. Open Subtitles كلاّ يا رجل، كان عليّ مساعدتها كان عليّ جعلهم يصدّقون ذلك
    Bekleyemezdim. İmkanı yoktu... Seni orada o anda elde etmeliydim. Open Subtitles ليس من طريقة هناك كان عليّ أن أقترب منكِ حينها
    - Not bırakmamışsın. Evet , yapmam gereken şeyler vardı. Bişeyler yaptım. Open Subtitles نعم , حسناً , كان عليّ فعل شئ كان عليّ فعل شئ
    Doğru şeyi yapmakla başarılı olmak arasında seçim yapmak zorundaydım. Open Subtitles كان عليّ أن أختار بين فعل الشئ الصحيح وأن أنجح
    Ama kendi yoluna gitmek istemiştim ve bende buna izin vermek zorundaydım. Open Subtitles لكن عليك أن تكمل طريقك، و كان عليّ أن أدعك تترك المنزل
    Henry bir tuzak kurdu diye endişeleniyordum... - ...ama bu riski almak zorundaydım. Open Subtitles كُنتُ قلقة من أن هنري يعُدُ فخ ، لكن كان عليّ أن أجازف.
    Bu öğleden sonraki işimiz için bir konferansın zamanını değiştirmek zorunda kaldım. Open Subtitles كان عليّ اعادة ترتيب اجتماع دعوة بسبب ما سنقوم به هذا المساء
    Gidecek kişi sayısını azaltmak zorunda kaldım ve sen gelemiyorsun. Open Subtitles كان عليّ أن أُخفّض عدد الطلاب المسافرين وتوجّب حذف اسمك
    İncinmiş benliğimin filmini çektirmek için hastaneye gelmek zorunda kaldım. Open Subtitles كان عليّ أن أتفقد المستشفى بنفسي كيّ أرى الأمور بعيني
    Dikkat çekmek için bir şeyler yapmam gerekiyordu, değil mi efendim? Open Subtitles كان عليّ أن أفعل شيئاً لكيّ أبرز. أجل، فعلتُ ذلك، سيدي.
    Sanat ürünleri satan bir yerden bir şeyler almam gerekiyordu. Open Subtitles حسناً,كان عليّ ان اخذ بعض الاشياء من متجر مُعدات الفن
    Ama ne kadar değiştiğini öğrenmeden önce bu sabah biriyle ilgilenmem gerekiyordu. Open Subtitles قبل أن أعرف ذلك الكم، كان عليّ التعامل مع أحدهم هذا الصباح
    Zamanında burada olmam gerekirdi. Üzgünüm. Çok üzgünüm. Open Subtitles كان عليّ الحضور هنا في الوقت المحدد، آسف.
    Tanrım! Lastiği bırakıp sesizce gitmem gerekirdi. Open Subtitles يا إلهي، كان عليّ ترك الإطار عند الباب والرحيل بهدوء.
    Yıllarca terapiye gitmem gerekti ve okuldaki çocuklar bunu öğrendi. Open Subtitles كان عليّ الذهاب للعلاج النفسي لسنوات، والأطفال في المدرسة عرفوا،
    Seni daha en başta buraya getirmemeliydim. Tehlikeden başka bir şey getirmedi Sana. Open Subtitles ما كان عليّ أنْ أقودكِ إلى هنا أساساً لمْ أسبّب لكِ إلّا المتاعب
    Yapmam gereken tek şey, oltayı yemlemekti. Tamam, plan şu: Open Subtitles كل ما كان عليّ فعله هو وضع الطعم في الصنارة
    Ve Onu orada birakmak zorunda kaldim. Ne yapacagimi bilemedim. Open Subtitles و كان عليّ أن أتركها هناك لم أعرف مالذي افعله
    Keşke Seni hatıralarımdaki o güzel yerinde bıraksaymışım. Open Subtitles كان عليّ أن أدع ذاكرتي الممتلئة بالذكريات اللطيفة معك لوحدها.
    Bakın, olay şu: Altımda çalışan 130 polisin, toplumun işgalcileri olmak yerine ortakları olmaları için bir yol bulmam lazımdı. TED أترون، هذا ما أتكلم عنه: كان عليّ أن أجد طريقة لتحويل 130 شرطيا تحت قيادتي من محتلين للمجتمعات إلى شركاء لهم.
    Ari, önceki gece beni aradığında yine bunu yapmamam gerektiğini biliyordum. Open Subtitles ما كان عليّ أن أمشي معك ثانية سبق ومررنا من هذا
    Belki bir tarihçi olmalıydım ya da belki bir muhabir. TED ربما كان عليّ أن أصبح عالمة تاريخ أو ربما صحفية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد