ويكيبيديا

    "كبسولة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kapsülü
        
    • kapsülünü
        
    • kapsül
        
    • kapsülüne
        
    • kapsülünün
        
    • kapsülünde
        
    • mührü
        
    • kapsülün
        
    • mekiği
        
    • podunda
        
    • kapsüle
        
    • kapsülle
        
    • kapsülüyle
        
    • kapsülündeki
        
    • hap
        
    ve benzeri." 10 farklı dile tercüme edilen bu zaman kapsülü internet ortamına yaklaşık 1 ay bulundu, ve bu da onun nasıl göründüğü. TED كبسولة الزمن كانت متاحة على الإنترنت لمدة شهر، تمت ترجمتها لعشرة لغات، وهكذا كانت تبدو.
    Kulenin en üstünde, aşağıdaki aynalardan yukarı yansıtılan ışık demetleri ile ısıtılan erimiş tuz kapsülü bulunuyor. TED في قمة البرج، هناك كبسولة من الملح المذاب التي تُسخن بواسطة أشعة من الضوء المنعكسة لأعلى بفعل المرايات في الأسفل.
    İşte bu! Tek yapmamız gereken zaman kapsülünü kazıp çıkarmak. Open Subtitles هذا هو، كلّ ما علينا فعله هو استخراج كبسولة الزمن
    Bu kemoterapi ilacı içeren küçük bir kapsül. TED هي كبسولة متناهية الصغر والدقة تحتوي على عقار العلاج الكيماوي.
    Belki de ırk konspetlerimizi bir zaman kapsülüne koyup onları gömüp bin sene sonra geri çıkardıktan sonra, geleceğe ait olan, daha aydınlanmış, kendimizin ırksız haliyle bakmamız gerekiyordur. TED ربما يجدر بنا أن نضع أفكارنا حول العِرق داخل كبسولة للوقت، وأن ندفنها، ثم نعيد استخراجها بعد ألف سنة، ونحدّق إليها بذواتنا المستقبلية التي ستكون أكثر تنوّرًا، ولامبالاةً بالعِرق.
    Yüz yıl önce gömülen, bir zaman kapsülünün içinde bulmuştum. Open Subtitles وجدته في كبسولة زمن دفنت قبل أكثر من مائة سنة
    Adeta zaman kapsülü gibi. Geçmişe kültürün ışığında bakıyordum. TED كأنها كبسولة زمنية، كنت أنظر من خلال نافذة ثقافية إلى الماضي.
    Lifleri çevreleyen kuru pamuğun tohum kapsülü veya tohum kabuğu çatlar ve yumuşak bir yığında artan binlerce lif hücresi ortaya çıkarır. TED تُفتح كبسولة البذور الجافة، أو القشرة، التي تحيط بالألياف، كاشفةً عن عدة آلاف من خلايا الألياف بشكل كتلة زغبية.
    Niyeyse... onun zaman ka... kapsülü olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لماذا.. أفكر أنّ تلك لم تكن كبسولة الزمن؟
    Kargo'dan fırlatma ekibine. Nakil kapsülü dok 6'da hazır. Open Subtitles إنتباه لطاقم الإطلاق، هناك كبسولة إنتقال جاهزة الآن عند المخرج السادس
    Ne, ilk önce yaşlı adam, şimdi ise zaman kapsülü? Ne? Open Subtitles أولا الرجل العجوز الآن كبسولة الزمن لماذا؟
    Her derin uyku kapsülü bir aklı tutmak için bir matris hafıza modülüne ihtiyaç duyar. Open Subtitles كُلّ كبسولة عالية التّبريد تَحتوي على وحدة ذاكرةِ مصفوفةِ لتَحَمُّل عقلِ واحد
    Ama birkaç saniye sonra bu siyanür kapsülünü ısıracağım. Open Subtitles لكن في غضون لحظات سأعض على كبسولة السيانيد
    10 Aralık 1998'de, zaman kapsülünü gömdükleri gün, kiralık bir araba sürüyordun, değil mi? Open Subtitles ـ اوه ؟ في 10 ديسمبر 1998 اليوم الذي دفنوا فيه كبسولة الوقت
    Zaman kapsülünü çıkarmak için izninizi istiyoruz. Open Subtitles . نحن نريد موافقتك للحفر واخراج كبسولة الزمن
    Bir ucu kırmızı bir ucu sarı bir kapsül beyaz bir kapsülden daha iyi. TED كبسولة ملوّنه, صفراء من الطرف الأول وحمراء من الطرف الآخر أفضل من الكبسولة البيضاء.
    İkisi de çubuk şeklinde, ikisi de asite dayanıklı... ikisinin de ince bir gölgesi var tıpkı kapalı bir kapsül gibi. Open Subtitles كلتاهما على شكل عصويّ، مقاومات للأحماض .. كما أنّهما تملكان ظلّاً طفيفاً، تبدوان محفوظتان في كبسولة.
    Yani zaman kapsülüne, yıllığı koyan iki çocuğu ve bir cesedi mi arıyoruz? Open Subtitles حسناً، نحن نبحث عن شخصين وضعا الكتاب السنوي والجثّة في كبسولة الزمن
    Bu 10 tema ışık saçıyor ve zaman kapsülünün yörüngesinde dönüyor. TED المواضيع العشرة تشع وتدور في فلك كبسولة الزمن.
    Soyuz kapsülünde uzay istasyonundan dönerken Dünya'ya saatte 27 bin km'yle dalmıştık... Open Subtitles عندما كنت في كبسولة سويوز عودته من الفضاء محطة، تراجع نحو الأرض
    Çünkü şans eseri bulduğun bilgi mührü, özel biri hakkında bir kitaptı. Open Subtitles لان كبسولة المعلومات التي مسكتها بيدك كانت كتاب عن رجل معين
    Açık bir kapsülün önünde duran biri anında ölür. TED إذا وقف إنسان أمام كبسولة دون وقاية, قد يموت على الفور.
    İşte bu yaşam mekiği diğer tarafta. Open Subtitles هذا هو كبسولة المأوى في الجهة الأخرى
    Biliyorum ve büyük olasılıkla bir kaçış podunda tamamen savunmasız olacağım. Open Subtitles أعلم, وسأكون محتاج للحماية بشدة فى كبسولة الهروب هذه
    Bir kapsüle konup uzaya yollanacak oradaki dünya dışı varlıkları araştıracak? Open Subtitles و الذي تم وضعه في كبسولة و اطلاقه للكون بحثاً عن الحياة الخارجية
    Tek başına tamir ettiğin bir kapsülle geldin. Open Subtitles أتيتِ إلى هنا في كبسولة أعدتِ بنائها بنفسكِ
    "Kendisine merhamet edilmeyeceğini bilen azılı suçlu..." "...siyanür kapsülüyle intihar etti." Open Subtitles المجرم الكبير الذي لايُمكن أن يتوقّع أي رحمة كان عنده في فمّه كبسولة والتي مضغها
    Zaman kapsülündeki bir diskte bulduk. Open Subtitles وجدناه بداخل قرص في كبسولة الزمن
    Karnındaki sindirilmemiş mavi hap bin mikrogram folik asit içeriyordu. Open Subtitles كبسولة عسر الهضم فى معدتها يحتوى على 1,000 ميكروغرام من حمض الفوليك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد