Günümüzde, internet trafiğinin büyük bir kısmı şifrelendiği için, yapmaya çalıştıkları şey bu şifrelerin etrafından dolaşacak yeni yollar bulmak. | TED | هذا ما يحاولون القيام به و نظرا لان معظم ، جزء كبير من الانترنت يحاولون ان يجدوا طرق حول التشفيرات |
Ama ormanlar çözümün büyük bir parçası da olabilirler. Çünkü karbonu indirip, yakalamanın ve depolamanın bildiğimiz en iyi yolu bu. | TED | بالمقابل, الغابات من الممكن ان تكون جزء كبير من الحل ايضا التي تمثل افضل طريقة نعرفها لسحب, وحفظ وتخزين غاز الكربون. |
Açıkça, insanların bizi nasıl değerlendireceği kaygısı insan olmanın büyük bir parçası. | TED | كما يتضح، فقلقنا من تقييم الآخرين لنا هو جزء كبير من بشريتنا. |
Ayrıca uyumadan önce koca bir kâse dut yemeyi severim. | Open Subtitles | أيضاً,أحب أن آكل وعاء كبير من التوت قبل أن أنام |
Karnını ovalama için geliyor, çünkü bunun bana şans getireceğini düşünüyor. Parikrma'ya başladığım zaman dünyayı değiştirmek için büyük bir kibir besliyordum. | TED | يأتي لكي يفرك بطنه لأنه يؤمن بأنه سيمنحني الحظ عندما بدأت باريكرما لقد بدأت مع قدر كبير من الغطرسة ، لتغيير العالم |
Ben de hep unutamayacagim büyük bir dügün hayal ettim. Her kiz öyledir. | Open Subtitles | حلمت دائماً بأن أحظى بزفاف كبير من مدة طويلة كل البنات يتمنن ذلك |
büyük bir bok çukuru. Ne kadar karıştırırsan, o kadar çok kokar. | Open Subtitles | كرش كبير من البراز , يارجل بقدر ماتخضها , بقدر ماتطلق ريحا |
Elektrik üretim kapasitemizin büyük bir kısmını başka yönde kullanmaya ihtiyacımız olacak... | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى تحويل جزء كبير من قدرتنا على توليد الطاقة الكهربائية |
Bu büyük bir meblağ. Para olarak geçerliliği var mıydı? | Open Subtitles | ذلك مبلغ كبير من المال هل كانت الفيشة مناقصة قانونية |
Etrafı temizlemek kendi işini yönetmekten sonra büyük bir adım. | Open Subtitles | غالباً للهواتف الخليويّة إنّها انحدارٌ كبير من امتلاك شركةٍ خاصة |
Sanırım eskisi gibi olmayı özlemişim ve Aidan da geçmişimin büyük bir parçası. | Open Subtitles | أظن بأنني أفتقد من كنت حقا و آيدن كان جزء كبير من هذا |
Bu, bilim ve din arasındaki çelişkinin büyük bir parçasıdır. | Open Subtitles | هذا هو جزء كبير من التناقض بين العلم و الدين |
Her günün sonunda, hepimizin paylaştığı koca bir kase çorba yapardım. Her gece geç saate kadar çalışırdık. | TED | في نهاية كل يوم ,أقوم بعمل وعاء كبير من الحساء نتشاركه جميعنا. عملن جيداً في كل ليلة |
Kulübü zayıf düşürmek ve kapımıza kadar bir sürü bela getirmek istiyorsan anlamlı. | Open Subtitles | منطقي إذا كنت تحاول إضعاف النادي. و تأتي بكم كبير من المشاكل إليه. |
Öyleyse neden kendimizden emin bir şekilde kıta boyutlarındaki bir buz tabakasının önemli bir kısmının çöküp çökmeyeceğini söyleyemiyoruz? | TED | إذًا، لماذا لا يمكننا القول بثقة فيما إذا كان قسم كبير من صفيحة جليدية بمساحة قارة ستنهار أم لا؟ |
belki de rutin bir kan testi beyaz hücrelerinin (lökosit) sayısının çok fazla olduğunu ya da karaciğer enzimlerinin yükseldiğini gösterecektir. | TED | و ربما خلال فحص دم إعتيادي يتم إكتشاف وجود عدد كبير من خلايا الدم البيضاء أو ارتفاع ملحوظ في إنزيمات الكبد |
Ben ve arkadaşlarım... bu bankadan yüklü bir miktarda nakit çekeceğiz. | Open Subtitles | الآن أنا و أصدقائي نقوم بإجراء سحب كبير من هذا البنك |
Bir dahi yaratmak için, sevgi bileşeni, çok büyük önem taşıyan bir bölümdür. | Open Subtitles | مكون ذاك الحب هو مثل جزء كبير من إنجاز أي نوع من العبقرية |
Bunun yerine, diğer birçok insanın da hikayelerini anlatabilmelerini sağlayacak araçlar ortaya atmayla ilgileniyorum, dünya üzerindeki tüm insanlar yani. | TED | بدلاً عن ذلك، أنا مهتم ببناء أدوات تسمح لعدد كبير من الناس الآخرين ليرووا قصصهم، ناس من كل أنحاء العالم. |
Ve bu da politikada ve aynı zamanda geniş bir insan gayreti aralığında daha sığ bir izleğe yol açıyor. | TED | وقد أدى ذلك إلى نهج سطحي ليس في السياسة فقط، بل في عدد كبير من مساع البشر. |
Merak etmeyin. Önümüzdeki günlere yetecek, bolca stoğumuz mevcuttur. | Open Subtitles | لا تقلقوا ، فهناك مخزون كبير من التموين يكفينا حتى الغد |
Kalabalık bir insan topluluğuna katılıp daha güvenli bir yer bulmak için günlerce acı dolu bir yürüyüşe katıldık. | TED | انضممنا لحشد كبير من الناس، وسرنا معًا لأيام مضنية كثيرة بحثًا عن مكان آمن. |
kocaman bir kase patlamış mısırla kanepeye uzanıp arabaların korna çalmasını dinleyeceğim. | Open Subtitles | سأتكور علي الأريكة مع وعاء كبير من الفشار ,واستمع إلي تزمير السيارات؟ |
çok sayıda fok, dalgalardan korundukları bu kanalda bir araya geliyor. | Open Subtitles | داخل قناة محمية من الامواج الخارجية عدد كبير من العجول تسبح |