"كتلك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Böyle
• öyle
• tür
• benzer
• Öyle bir
• tarz
• Bunun gibi
• Tıpkı
• aynı
• gibi bir
• Böylesi
• Onun gibi

Böyle bir yerde yaşamanın ne demek olduğundan haberin bile yok.
أنتِ لا تعرفين حتى ما معنى أن تكوني في أماكن كتلك

Doktor, buralarda Böyle güzel bir eti bulmak ne kadar zor, biliyor musunuz?
دكتور، أتعلم كم من الصعب الحصول على شريحة لحم كتلك في هذه الأرجاء؟

Misaki'nin Böyle deli saçması bir lanet yüzünden öldüğüne inanmak istemedim.
لم أرغب في تصديق أن ميساكي ماتت بسبب لعنة عبثية كتلك

öyle bir hayat tarzında bir evliliğin nasıl sürebileceğini aklım almıyor.
نعم لا أرى كيف يمكن لزواج أن ينجو في حياة كتلك

Bu tür durumlarda bu beklenmedik bir şey. bu tür şeylerin evraklarda olmaması.
ليس من غير المألوف ألا تُسجَّل أشياء كتلك على الورق

Aslında deri değil. Sakıza benzer protoplazma polimeri.
أنه نوع من البوليمرات البروتينية كتلك المستخدمه في بطاقات البيسبول

Böyle şeylerle itham edilen biri tarafından zâlimlikle suçlanmak ne kadar ironik.
أي مفارقة عندما يصفك رجُلاً كهذا بالقسوة رجُل مُتّهم بارتكاب فظائع كتلك

Eğer temelini atacak kadar zaman geçtiyse Böyle bir büyüyü bozamayız.
شعوذة كتلك إن استغرقت وقتًا لتثبت لها جذور، فلا إبطال لها.

Bazı erkekler, Böyle bir zevk için çok para verebilir.
بعض الرجال يدفعون الكثير من المال في سبيل مُتع كتلك

Her şeyin Böyle hesaplandığı bir hayat güzel olsa gerek.
لابُد أنه من اللطيف أن تحظى بحياة واضحة المعالم كتلك

Ve bazı yıldızlar bir süpernova patlamasında muhteşem biçimde ölerek geriye Böyle artıklar bırakacaklar.
وتموت بعض النجوم في منظر مبهر في انفجار سوبرنوفا وتترك بقايا كتلك

Parma, Bologna ya da Modena'nın Böyle bir vuruş gördüğünü sanmıyorum.
لا أعتقد أنّ "بارما"، "بولونيا" أو "مودينا" سبق ورأوا ضربة كتلك.

öyle bir arabaya karşı geri kalanımızın hiç şansı yoktu, değil mi?
مع سيارة كتلك. بقيتنا لن يحصل على فرصة , أليس كذلك ؟

Seni öz kızınmışçasına seven biri hakkında nasıl öyle dersin anne?
أمي، أنّى يمكنك استخدام كلمة كتلك تجاه فتاة أحبّتك كابنة دومًا؟

öyle bir yolculuk en aşağı 1.000 dolara patlardı.
رحلة كتلك تكلفك 1000 دولار و من الممكن أكثر

BU tür ŞEYLER YAPAN BİRİNİ SEVEMEYECEĞİNİ BİLİYORDUM.
لأنني كنت أعرف أنكِ لن تحبي شخصاً يفعل أشياء كتلك

Elinden gelenin en iyisini yapacaktır. Ama buna benzer davaların çözümü çok ama çok zordur.
لكن قضايـا كتلك القضيـة من الصعب للغايـة أن يتم حلهـا

aynı zamanda birbirine sıkı bağlanmış bir ailem var ve kız kardeşime çok ama çok yakınım, sonuç olarak, içinde büyüdüğüm aileyle aynı tarz bir aileye sahip olmak istedim.
إضافة إلى ذلك فأنا من عائلة متماسكة، و أنا قريبة جدا من أختي، و بالتالي، تمنيت أن تكون لي عائلة كتلك التي ترعرعت فيها.

Son 200 yıldır Bunun gibi sadece 20 olay görülmüş.
هناك فقط 20 حالة كتلك خلال الــ 200 عام الماضية

O kasabadan ayrılmanın ve Tıpkı o gemiler gibi bir kere denize açıldıktan sonra geri dönmemenin hayalini kurdum.
حلمت بأني سأغادر هذه البلدة، بالضبط كتلك السفن، في حال تم إطلاقها، لن أعودَ مجددا.

Kozmetik amaçlı kullanılan diğer implantlar da 10 yıl sonra aynı kaderi paylaşır.
إنّ أجهزةً أخرى، كتلك المستخدمة لأغراضٍ تجميليّة، قد تلاقي نفس المصير خلال 10.

Bu adamın Böylesi önemli bir belgeyi gelişigüzel bir şekilde hazırlamış olması tuhaf değil mi?
نعم , ولكن من الفضول, ان يكتب رجلا وثيقة هامة كتلك بهذه الطريقة العشوائية ؟

Ailemin öldüğünü söylemiştin, Onun gibi birşey mi bu?
هل هذه كتلك المرة التي قلت فيها ان والديك توفيا ؟