Bu yüzden hapse atıldı ama sözleri beynime kazılı duruyor. | TED | وتم اعتقاله بسبب ذلك. ولكن كلماته محفورة في ذهني: |
- Kendi sözleri. - Bu hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | ـ كانت تلك كلماته ـ هذا لا يعني أي شئ |
Garibaldi'nin kendi sözleri. Ama yorucuydu. | Open Subtitles | إنها كلماته الخاصة، ولا أتوقع أن هذا يخوننا أبداً |
Son kelimeleri, baba ve oğul arasındaki sevgi bağı hakkındaydı. | Open Subtitles | وكانت كلماته الأخيرة عن الرابط الذي يجمع الأب وابنه |
sözlerini duyup kendi iç gerçekliğimize dönüştürürüz. | TED | نستمع إلي كلماته ونترجمها بما يتوافق مع ما نعرفه بداخلنا. |
Ayrıca, kelimelerini telaffuz edebilmesi için anlaşılır bir dil yaratmamız gerekiyordu. | TED | وكان علينا خلق لسان يلفظ بسلاسة يسمح له بالتعبير عن كلماته. |
Madame Deroulard'ın dönüşünden önce son sözleri şöyleydi: | Open Subtitles | ان كلماته الاخيرة قبل دخول مدام دورولارد هى .. |
Son sözleri Billy Joel'un şarkısından mı alınmış? | Open Subtitles | كلماته الأخيرة كَانتْ مِنْ أغنية بيلي جويل؟ |
Ama sözleri o kadar dokunaklı, o kadar ihtiraslıydı ki mesajı köyden köye yayıldı. | Open Subtitles | لكن كلماته كانت بليغة وعاطفية جدا، لدرجة أنّ رسالته إنتشرت من قرية لأخرى. |
Son sözleri köyün onuru ve kendi isminin anısı için marş söylenmesini istemesi olmuş. | Open Subtitles | كانت اخر كلماته تكريما للقرية وطلب النشيد ألا تنشد باسمه |
Kuran'ın sözleri o kadar kutsaldır ki, metni, 1400 yıl boyunca değişmemiştir. | Open Subtitles | نصّ القرآن مقدّس للغاية لدرجة أنّ كلماته لم تتغيّر فيما يزيد عن ألف وأربعمائة عام |
Onun son sözleri "En iyi bağ baba ile oğul arasındakidir" oldu. | Open Subtitles | لقد كانت آخر كلماته عن محبة الأبن و الأب |
Kendi kendine konuşuyor, fakat kelimeleri hiçbir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | إنه يتحدث الى نفسه لكن كلماته ليست معقوله |
Sinirli gibi davranıyordu ve konuşurken kelimeleri karıştıryordu. | Open Subtitles | كان شديد العصبيه ثم بدأ بالتغاظي عن كلماته |
Kralın emriyle çağırıldınız. Şimdi onun sözlerini dinleyin. | Open Subtitles | لقد تم استدعائكم من قبل الملك ها هى كلماته |
Şu aralar pek sevilmediğimi biliyorum ama mahkumun son sözlerini söylemesine izin verin. | Open Subtitles | أَعْرفُ لَستُ شعبيَ جداً الآن، لكن تَركَ الرجلَ المُدانَ لَهُ كلماته الأخيرةُ. |
kelimelerini bir büküm seçiyor, ama gerçek ortada, Silver. | Open Subtitles | أنه يُلقي كلماته بتحريف ولكن هنالك حقيقة بها. |
Sakat olduğu için kendini şanslı sayan bir kızla, sözü de işi kadar sade, kalıcı ve güçlü olan bir dokumacıyla. | Open Subtitles | فتاة مشلولة اعتقدت انها محظوظة لكونها مشلولة حائك كانت كلماته مثل اعماله بسيط وثابت وقوي. |
Olumlu bir şekilde adaylığın %74 aldı, - ...onun sözlerine rağmen. | Open Subtitles | اربعه وسبعون بالمئة يرون ترشيحكِ علامة ايجابيه ، برغم كلماته |
Bunlar ölenin son sözleriydi. Neden böyle bir sey söyledi ki? | Open Subtitles | كانت هذه كلماته وهو يموت فلم يقول شيئاً كهذا ؟ |
Tek bir sorun vardı. Savunmaya kendi sözleriyle başlamamıştı. | Open Subtitles | ولكن كانت هناك مشكلة واحدة، لم تكن كلماته أصلاً |
Ölü bir karanlığın kenarında dururken nihayetinde sözlerinin anlamını kavradım. | Open Subtitles | عندما كنت أقف على حافة الموت، فهمت أخيراً معنى كلماته |
Bulmaca gibi şeyler söyledi. Ne dedi? | Open Subtitles | غالبا ما أفكر بشأن كلماته الأخيرة كانت غامضة وخفية |
Beni buraya birakmadan önce agzindan çikan son sözler. | Open Subtitles | كانت كلماته الأخيرة لي قبل أن يوصلني إلى هنا |
Sen ki bir kelimesi ile dünyaları yaratmış olansın. | Open Subtitles | فليتبارك إلهنا الأبدي الذي خلقت كلماته كل شيء. |
Sözcükleri tam olarak hatırlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتذكر كلماته بالضبط الآن |
söyledikleri, o günlerde kamu tarafından bilinmemesi gereken bir konu üzerineydi. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كلماته لم تفترض أن تكون علنيّـة |