ويكيبيديا

    "كل شخص" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • herkes
        
    • herkesle
        
    • herkesin
        
    • herkeste
        
    • tüm
        
    • her
        
    • millet
        
    • herkese
        
    • herkesi
        
    • herkesten
        
    Nedenini biliyoruz, değil mi? Çünkü herkes büyük olanı ister. TED ونعرف لماذا, صحيح؟ لان كل شخص يريد ان يقتني الاكبر
    Tekrar birkaç sesle yaptığımız bu parçalardan birini dinleteceğim. ama bu sefer olayın herkes tarafından yansımasının oluşturduğu şairane hissi sezebiliyorsunuz. TED وسأقوم الآن بعرض مقتطف قصير لنموذج حقيقي قمنا به لهذه الأصوات، ولكن ستشعرون بذلك حقا برواية كل شخص خلال هذه الحادثة.
    Konuşabildiği herkesle konuştu. TED قامت بالتحدث إلى كل شخص استطاعت التحدث إليه.
    Ve daha da iyisi, çok büyük bir alan içerisinde, üç haftalığına herkesin bu ilacı alması durumunda neler olabileceğini hayal edin. TED و أفضل من ذلك، تخيلوا ماذا سيحدث إذا فى مساحة واسعة، كل شخص سيتناول هذه العقاقير، هذا العقار، لمدة ثلاثة أسابيع فقط.
    Belli bir zaman içinde gerçekleşmez. herkeste farklı bir seyir gösterir. Open Subtitles الأمر لا يعتمد على جدول زمني، فهو يختلف مع كل شخص
    Üzerinde çalışan tüm sistem türü, ve küçük bölümlerle yardım eden herkes. TED يساهم كل النظام في عمل شئ ما، ويساهم كل شخص بجزء صغير.
    Altı ayda bir, herkes anonim şekilde bir lider olarak değerlendirilir. TED كل ستة أشهر، يتم تقييم كل شخص و بشكل سري كقائد.
    Benim için bu daha büyük bir şeyin habercisidir: Bu da DNA teknolojisin artık herkes tarafından ulaşılabilir olduğudur. TED حسناً بالنسبة إلي، ذلك يؤشر إلى شيءٍ أضخم: بأن تقنية الحمض النووي أخيراً وصلت إلى أيدي كل شخص منكم.
    Eğer yalnızca nasıl olduğuna dair fikir sormak isterseniz biliyorsunuz, herkes kafasında canlandırabilir. TED إذا قمت فقط بالسؤال عن وجهة نظر عن كيفية تفسير كل شخص لذلك.
    tüm saçmalıklar bir yana... ve herkes adına şunu söyleyebilirim... sizi seviyoruz. Open Subtitles دعوا الهراء جانباً أتكلم نيابة عن كل شخص نُحبكم الله يُباركُ لكم
    Buradaki herkes senin yerinde olmak isterdi, Gaston Şişliklerin olduğunda bile Open Subtitles كل شخص يود أن يكون أنت جاستون حتى لو أحبط مثلك
    Bir şey var, dünyanın her yerinde tanıştığımız herkesle ilgili bildiğimiz, mesala sokakta tanıştığımız, işte her ne yapıyorlarsa ve her neye katlanıyorlarsa, ana nedeni bu, TED هناك أمر ما نعلمه عن كل شخص نلتقيه حول العالم، في الشارع، وهو الأمر الأكثر شيوعا من بين جميع الأمور التي يقومون بها والتي يتطرقون إليها،
    Ve bence birlikte çalışırsak hem açık bir yönetime hem özel hayatlara sahip oluruz. Ve ben bunun olmasını görmek için dünyada herkesle çalışmaya hazırım. TED وأعتقد من خلال العمل معًا يمكننا أن نحصل على حكومة مفتوحة وحياة خاصة و أتوق للعمل مع كل شخص حول العالم كي أرى ذلك يحدث.
    Soyutlanma, ilişkiden önceki hayatındaki herkesle ilgili şüphe tohumları ekmektir. TED العزلة تعتمد على زرع بذور الشك تجاه كل شخص في حياتك السابقة.
    herkesin benim gibi bir annesi var. Belki senin de. Open Subtitles كل شخص لديه أم مثلي انت غالبا لديك واحدة ايضا
    Çok daha fazlası olmuş olmalı. herkesin bir patlama noktası vardır. Open Subtitles ربما كان قبلها الكثير من الصفعات كل شخص لديه نقطة انفجار.
    Bana mesajları: Ruhunu ortaya çıkar ve herkeste o ruh kıvılcımını ara. TED كانت رسالتهم لي: أكشفي روحك وأبحثي عن بريق الروح ففي كل شخص آخر.
    Bugünlerde herkeste uçuk virüsü var. Open Subtitles كل شخص لديه فيروسات تصيب الأعضاء التناسليه فى هذه الأيام
    Büyük bir felaketti. Avam Kamarası'ndaki herkesi, tüm ülkeyi derinden yaraladı. Open Subtitles لقد أغضبت كل شخص فى مجلس العموم كل مواطن فى البلاد
    Oturduğumuz yere göre her birimiz bu sesi çok, çok farklı şekillerde algılayacağız. TED كل شخص منا، إعتماداً على أين يجلس، سيسمع هذا الصوت الخافت، بصورة مختلفة.
    Evet, fakat "martini"de iki "i" tane var. millet, ofisimde görüşürüz. Open Subtitles نعم ولكن يوجد اثنان فى مارتينى لذا كل شخص يرجع لمكتبه
    Ve kanımca, liderlik, siyahi hayatlara destek olan bu seyircideki herkese benziyor. TED وأعتقد أيضًا القيادة تبدو كل شخص في هذا الحضور يدعم حياة السود.
    Yani, eğer bin kişiden oluşan bir topluluğumuz varsa ve o topluluğa bir patojene karşı bağışıklık kazandırmak istiyorsak. herkesi bağışık hale getirmemiz gerekmez. TED لذا ، إذا كان لدينا سكان من ألف شخص و نريد أن نجعل السكان لديهم مناعة من مسببات المرض ليس علينا تحصين كل شخص
    Şu an en önemli şey etrafımızdaki herkesten emin olmak. Open Subtitles لذا الشيء الأكثر أهمية أن يتأكد من كل شخص حولنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد