"كما تعلم" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Biliyor musun
• Bildiğin gibi
• Bilirsin işte
• Yani
• de
• anlıyor musun
• Biliyorsunuz
• bilirsiniz
• bildiğiniz gibi
• biliyorsun

Çünkü hayatımda bu ara hiç sanatsal bir şey yok, Biliyor musun?
لأنه ليس لدي أية أنشطة فنية في حياتي الآن , كما تعلم

Biliyor musun, ben hala bunun tam olarak nasıl çalıştığını bilmiyorum.
كما تعلم.. انا لازلت لم افهم كيف يعمل هذا الشيء بالضبط

Bildiğin gibi bir söz söylemeye hakkı olmayan bir babayım.
كما تعلم انا لا املك اي حق بان اكون والدا

Kutsal baba, senin de Bildiğin gibi hayat bizim için kolay değil.
أبـانا الذي في السموات , كما تعلم , الحياة ليست سهلة علينـا

Bilirsin işte, keşfedilmemiş şehirlerde uygun fiyatlı evler falan arıyoruz.
كما تعلم.. نبحث عن المدن الغير مكتشفة ذات المنازل الرخيصة

Yani hayatımızda hiç böyle insanlar olmadı, biliyorsun. Bize yardım etmek isteyen.
لم يكن لدينا ابدا اشخاص مثلهم كما تعلم الذين يودون تقديم المساعدة

- Bilirsin belki de acılarına karışmayıp onları uzatmamak daha iyi olur.
كما تعلم, اعتقد انه من الرحمة ان لانتدخل لكي لا نكثر معاناتهم.

Biliyor musun, giyinirken içimden dedim ki, ne kadar manyakça bir şey yapıyoruz.
اذاً، كما تعلم بما انني قد تهيأت فأنني افكر بمدى جنون ما نفعله

Biliyor musun, düşünüyordum da Berkeley o kadar da kötü değil.
إذاً كما تعلم, لقد كنت أفكر وبيركلي لا تبدو بهذا السوء

Televizyondan geçen elektron ışıklarını gerçekten görebiliyorum, Biliyor musun?
كما تعلم أنني بالكاد أري شعاع المسح الإلكتروني للتلفاز

Çok şanslıydın Biliyor musun.
حسناً، لقد كنت محظوظاً جدَاً جدَاً كما تعلم

Bildiğin gibi, bir düello kabul edildiğinde geri adım atamazsın.
كما تعلم, عندما تُقبل المبارزات فإنه لا انسحاب في ذلك.

Bildiğin gibi, iki avcı aynı avın peşine düşerse, genellikle sonunda birbirlerini arkadan vururlar, oysa biz birbirimizi arkadan vurmak istemiyoruz.
كما تعلم عندما يقصد صيادان الفريسة نفسها ينتهيان باطلاق النار على بعضهما من الخلف و نحن لا نريد ذلك

Gerçekten, Bildiğin gibi, aslında, orası yabancı toprağı.
بالطبع كما تعلم فهي مدرجة كمنطقة نفوذ أجنبية

Kızımın aksine, Bilirsin işte ben portakal desem, o mandalina der.
على عكس ابنتي التي، كما تعلم إن قلت برتقالة، تقول يوسفي

Yeterince kadar olsa kafidir sanırım, birkaç sandalye devrilsin süs eşyaları kılıçtan geçse falan, Bilirsin işte.
ليس كثيراً بعض الكراسى المقلوبة بعض الأغراض المبعثرة ذلك النوع من الأشياء , كما تعلم

Hayır, bilirsin, her gün aynı yüzleri görmek. Bilirsin işte.
لا ، كما تعلم ، إنك ترى نفس الوجوه كل يوم

Yani eğer birine ihtiyacın olursa o adam benim işte.
لذا ان احتجت أي أحد, كما تعلم ليساعدك فأنا رجلك

Evet, Yani, bilirsin, hiçbir konu hakkında kesin bir karar alma.
إذاً, كما تعلم لا تجزم بأيِّ قرارٍ نهائيٍّ حيال أيَّ شئ

Ben de herkese iş ortamında, bazı davranışların hoş karşılanmadığını hatırlatmak istedim.
و كما تعلم , أردت تذكيرهم بأنه من غير اللائِق فعل ذلك

Yolcu sayısı artabilir, anlıyor musun?
لأن سياراتنا ستكون مزدحمة بعض الشيء كما تعلم ؟

Ve Biliyorsunuz ki, tüm ABD ve Kanada'ya mal gönderiyoruz.
ولدينا فروع كما تعلم في جميع أنحاء البلاد وكندا أيضا

bilirsiniz, Bir kişi sahnede, yardımcısı izleyicilerin içinde, genellikle bir fahişe,
كما تعلم شخص على خشبة المسرح ومساعد من الجمهور عادةً جميلة

bildiğiniz gibi 1. Dünya Savaşı'nda, Almanlardan tam anlamıyla nefret ediliyordu.
فى الحرب العالمية الأولى كما تعلم حظى الألمان بكراهية السلطات لهم

Sadece 6 tane arkadan görüntün var. Biz 12 istiyoruz, biliyorsun.
هناك ستة فقط لصورتك من الخلف نحتاج 12 منها, كما تعلم