ويكيبيديا

    "لأتحدث" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • konuşmaya
        
    • konuşmak
        
    • konuşacağım
        
    • konuşacak
        
    • konuşmam
        
    • konuşmalıyım
        
    • konuşayım
        
    • konuşurum
        
    • konuşma
        
    • konuşup
        
    • Anlatacak
        
    • konuşuyorum
        
    • konuşmazdım
        
    • konuşabilmek
        
    • konuşmayacağım
        
    Hayır kaltak, dostum Horn'la konuşmaya geldim ama buraya kadar gelmişken daha sonra sana hızlıca bir posta atar öyle giderim. Open Subtitles كلا أيتها العاهرة لقد أتيت لأتحدث مع صديقى بولهورن وحيث انى سأكون هنا بعد ذلك ربما سأقوم بإستثناء فى حالتك سريعا
    İşten sonra oraya bir uğrarım. Onunla konuşmaya çalışayım bakalım. Open Subtitles حسناً ، سأذهب لأتحدث معه لأري . ما يُمكنه فعله
    Burada olup şehirlerin geleceği hakkında konuşmak, Şehirler hakkında konuşmak büyük bir onurdur. TED انه لشرف كبير أن أتواجد هنا لأتحدث عن المدن لأتحدث عن مستقبل المدن
    İlgili bir bakış açısı hakkında konuşmak için buradayım, fosil yakıt yakmaktan oluşan sera gazı emisyonlarının yiyeceklerimizin besin kalitesini nasıl azalttığı hakkında konuşacağım. TED أنا هنا لأتحدث عن أحد الجوانب المتعلقة بذلك؛ عن كيف أن انبعاثات الغازات الدفيئة الناجمة عن حرق الوقود الأحفوري تقلل من القيمة الغذائية لطعامنا.
    konuşacak biri, gidecek bir yer, yapacak bir şey yoktu. Sadece.. Open Subtitles دون أحد لأتحدث إليه لا مكان أذهب إليه و لا شئ عدا
    Evet, bu, geçen gece konuşmam için ücret aldığım yaşlı adam. Open Subtitles أجل،هذا الرجل المسن الذي تم الدفع لي لأتحدث معه الليلة الماضية
    Bugün buraya yalancılar, davalar ve kahkahalar hakkında konuşmaya geldim. TED قدمتُ اليوم لأتحدث عن الكذّابين، الدعاوي القضائية، والضحك.
    Ben buraya iş konuşmaya gelmedim. Karımla dışarı çıktım. Open Subtitles أنا لم آتي الى هنا لأتحدث عن العمل انا مع زوجتي
    Belki de adamlarla konuşmaya gitmeliyim, neler olduğunu açıklamalıyım. Open Subtitles ربما يجب أن أذهب لأتحدث مع هؤلاء القوم أشرح لهم ما حدث
    Ben polis teşkilatından geliyorum bayım. Kızınızla konuşmaya geldim. Open Subtitles سيدى ,أنا من مركز الشرطة وأنا هنا لأتحدث مع إبنتك
    İşte aynı bu davranışlar yüzünden seninle konuşmaya buraya geldim. Open Subtitles هذا بالضبط مثل الموقف الذي جئتُ لأتحدث به معكم
    Kendimle konuşmak için baya bi manyak olmam lazım değil mi? Open Subtitles عليّ أن أكون مجنونـا لأتحدث مـع نفسي ، أليس كذلك ؟
    O kadar hızlıydın ki konuşmak için fırsat bile bulamadım. Open Subtitles لقد خرجت من هناك بسرعة لم تأت فرصة لأتحدث لك
    Bugün buraya kendi kendine çalışan uçan plaj topları hakkında konuşmak için geldim. TED أنا هنا اليوم لأتحدث عن كرات الطائرة الشاطئية ذاتية التحكم.
    Geceleyin etrafta çakallar dolaşıyor konuşacağım bir komşu yok Her zaman yanımda değilsin. Open Subtitles في الليل يطُفن بنات آوى بالجوار وليس هنالك جيران لأتحدث معهم وأنت لست هنا دائما و أشعر بالاكتئاب احيانا
    Tüm lise boyunca onu izledim, onunla konuşacağım o mükemmel anı bekledim, ama o an hiç gelmedi. Open Subtitles شاهدتها في كل الثانوية منتظراً تلك اللحظة المناسبة لأتحدث معها تلك اللحظة لم تأتي ابداً
    Benimle konuşacak zamanınız var mı acaba? Open Subtitles كنت أتسائل إذا كان لديك دقيقة لأتحدث معك
    Bak, bir kadınla konuşacak durumda değilim. Open Subtitles إسمع, أنا لست في المزاج المناسب لأتحدث مع إمرأة, إتفقنا؟
    Şimdi izninle, konuşmam gereken daha mühim biri var. Open Subtitles والآن، أعذرني، ثمّة شخص أكثر أهمّية لأتحدث معه
    Bak, seninle Abed hakkında konuşmalıyım. Open Subtitles اسمع ، أنا فعلا بحاجة لأتحدث معك عن عبيد
    Babamı biraz yalnız bırakıp gelip annemle konuşayım dedim. Open Subtitles أردت أن أمنحه بعض الوقت وحده، وجئت لأتحدث مع أمي
    - Karısıyla ben konuşurum. - Hayır, o benim hastamdı. Open Subtitles سوف أذهب لأتحدث مع زوجته لا , لقد كان مريضي
    Mükemmel taktik. Ben onunla konuşma şansı bulamadan onu şutla. Open Subtitles خطة رائعة, تطرده قبل أن أحظى بفرصة لأتحدث معه حتى
    Tabii ki yalnız olduğumdan, kendimle konuşup duruyorum. Open Subtitles بالطبـع كنت لوحدي لذا كنت لأتحدث مـع نفسي
    Seni, bunu Anlatacak kadar iyi tanımıyorum. 300 dolar Iütfen. Open Subtitles لا أعرفكِ كفايةً لأتحدث معكِ في هذا, 300 دولار من فضلكِ
    En azından ben karar vermeden önce gelip seninle konuşuyorum. Open Subtitles على الأقل أنا أتيت لأتحدث معك عن هذا قبل أن أتخذ القرار
    Ben olsam savunmamın bel kemiğiyle öyle konuşmazdım. Open Subtitles ما كنت لأتحدث مع حارس طيوري بهذه الطريقة.
    Senin gibi yürümek, senin gibi konuşabilmek için her şeyi yapardım. Open Subtitles كنت لأفعل أي شيء لأسير مثلكن، لأتحدث مثلكن
    Cedric hakkında konuşmayacağım. Bunun için geldiyseniz hemen gidin. Open Subtitles أنا لم آت لأتحدث عن سيدريك، إن كان هذا هو سبب وجودكم هنا، فسأخرج الآن

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد