Kahve çekirdeklerimi yetiştiren çiftçilere teşekkür etmek için Kolombiya'ya gittim. | TED | لذلك سافرت إلى جنوب كولومبيا لأشكر الفلاحين الذين يزرعون بنّ قهوتي. |
Bu arada Bay Rance'e, yoğun iş gezilerini bölerek bizi ziyaret ettiği için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | وأود أن أنتهز هذه الفرصة لأشكر السيد رانس لغيابه عن جدول أعمال مزدحم للغاية لزيارتنا |
Babana kocam üzerinde çıkardığı güzel iş için teşekkür etmek için uğramıştım. | Open Subtitles | أتيت لأشكر والدك على العمل المتقن الذي فعله لزوجي. |
Babana kılıç için teşekkür etmeye geldim. Daha önce etmedim. | Open Subtitles | جئت لأشكر والدك على السيف أهملت فعل هذا بالسابق |
Dün benimle alay etmediğin için sana teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | جئت لأشكر لكم للا يضحك في وجهي أمس. |
Hayır, aslında teşekkür etmeye geldim... yemi yuttuğun için | Open Subtitles | لا، في الواقع لقد جئت لأشكر لك... لأخذ الطعم. |
Bu fırsatı, FBI'a teşekkür etmek için kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | اريد استغلال تلك الفرصة لأشكر الاف بى اى |
Bir dakika ayırıp bu yemek için fırtınaya teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | تعلم، أود أخذ بعض الوقت لأشكر العاصفة على هذه الوجبة |
Bill ve Virginia'ya yardımları için teşekkür etmek adına gelmiştim aynı zamanda Graham'la terapiye devam etmeyeceğimizi de söylemeye. | Open Subtitles | جئت هنا لأشكر بيل وفرجينيا لمساعدتهما، لكن لأقول لهما أنا وغراهام لن نعود للعلاج. |
Hepinizin huzurunda, Chuck'a HMM için yaptığı her şey adına teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أغتنم هذه اللحظة لأشكر تشاك عن كل شيء يتم عمله ل هم. |
Ben bu cesur memura teşekkür etmek için geldim. | Open Subtitles | لقد جئت لأشكر هذا ضابط الشرطة الشجاع |
Bu fırsattan istifade, Beşinci Ders'tekilere beni aralarına aldıkları için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أنتهز الفرصة لأشكر شباب فرقة "بيريود فايف" لسماحهم لي بالإنضمام إلى الفرقة وأيضاً. |
İsten sonra anneme teşekkür etmek için uğradım. | Open Subtitles | مريت بعد العمل لأشكر أمي |
Dün gece için komşulara teşekkür etmeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لأشكر الجيران على الليلة الماضيه |
Keşişlere tekrar teşekkür etmeye gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب لأشكر الرهبان |
Müdür Reynolds'a teşekkür etmeye gelmiştim. Bana inanılmaz bir tavsiye mektubu yazdı. | Open Subtitles | كنتُ قادمةً لأشكر المدير (رينولدز) كتب لي أفضل رسالة توصية |
Lavon'a dün gece için teşekkür etmeye gelmiştim ama bu güzel sabahta seni görmek iyi geldi, Bayan Hart. | Open Subtitles | (جأت لأشكر (لافون ،من أجل مساعدته، ليلة البارحة (و لكن من الجيد رأيتك هذا الصباح أنسة (هارت |
Buraya sana teşekkür etmeye geldim. | Open Subtitles | ) انا هنا لأشكر لك. |