Tamam, alışveriş merkezinin güvenliğine fotoğraflarını dağıtın. Müdahale etmemelerini söyle. | Open Subtitles | ارسل هذه الصورة لأمن السوق التجارى اخبرهم ألا يقتربوا منه |
Böyle bir şaka okul kurallarına karşı geliyor ve bunu acilen kampüs güvenliğine bildirmen gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تبلغ عن هذا لأمن الحرم الجامعي في الحال |
Eğer ülkenin güvenliğine bir tehdit söz konusuysa en ufak bir şansınız bile olamaz. | Open Subtitles | ولكن عندما يصل الامر لأمن الدولة فلن تجد الفرصة |
Kadın ülke güvenliği için bir tehdit! | Open Subtitles | وهذه المرأة هى تهديد لأمن الولايات المتحدة |
Müttefik güçlerin güvenliği için son derece hayati olduğu düşünülüyordu. | Open Subtitles | كان يُعتبر حيوياً للغاية لأمن قوّات التحالف. |
Ne düşünürsen düşün, ben ideolog değilim. Bu ülkenin güvenliğini gerçekten önemsiyorum. | Open Subtitles | مهما كان رأيك، فلستُ خبيرة إديولوجية إني أحفل فعلًا لأمن هذه البلاد |
Ve kampüs güvenliğinin bilgisine, öğretim programının hiçbir yerinde hiçbirimiz | Open Subtitles | وتنبيه لأمن الحرم الجامعي. لم يلتحق أي منا بالمنهج الدراسي |
Daha yeni $200.000'ı Topaz güvenliğe aktarmış. | Open Subtitles | وقد أجرى للتو تحويل أموال بقيمة 200 ألف دولار لأمن التوباز |
İngiliz gizli servisi MI6, Devlet Güvenliği yerine Çin Bakanlığı. | Open Subtitles | البريطاني MI6 الوزارة الصينية لأمن الولايات |
Belki de kampüs güvenliğine hırsızlık ihbarında bulunmalısın. | Open Subtitles | حسناً، ربما يجب أن تقدم بلاغاً عن السرقة لأمن الحرم الجامعي |
Çünkü yine en iyisi, kampüs güvenliğine gitmen. | Open Subtitles | لأنه مرة آخرى، أنصحك بتقديم شكوى لأمن الحرم الجامعي |
Sizi 48 saatliğine kampüs güvenliğine atıyorum. | Open Subtitles | انا هنا لأنتدابكم لأمن الحرم الجامعي لمدة 48 ساعه |
Eğer bu ön taraftaki çimlerde oyuncak bebeklerin patlaması yüzündense tüm şikayetler, kampüs güvenliğine. | Open Subtitles | لو كان الأمر يعتلق بالدمى المنسوفة على الحديقة الأمامية فوجه كل الشكاوى لأمن الحرم الجامعي |
Boy, yaklaşık 1.83. Beyaz, erkek, stadyum güvenliğine ait bir ceket giyiyor. | Open Subtitles | طوله حوالي ستة أقدام، أمريكيّ، ويرتدي معطف لأمن الستاد. |
Kampüs güvenliğine göre laboratuvara giriş kartı olan 300 öğrenci ve akademisyen varmış. | Open Subtitles | نعم, لكن وفقاً لأمن الحرم الجامعي هناك أكثر من 300 طالب وطالبة وأعضاء هيئة التدريس يحملون بطاقات الدخول للمختبر |
Ellerinde bu ülkenin güvenliği için hayati önemde, çok gizli dokümanlar var. | Open Subtitles | كما حصلت على وثائق سرّية للغاية.. مهمة لأمن هذه البلاد |
Bu, ülkenin güvenliği için hayati bir mesele ve yaptığım şeyi, barışı sağlamak için yapıyorum. | Open Subtitles | إنها حاسمة لأمن هذه الأمة وما أقوم به هو من أجل الخير الأعظم |
Teal'c'i bu yüzden izlediniz. Onu gezegenin güvenliği için bir tehdit olarak görüyorsunuz. | Open Subtitles | لهذا كنتم تراقبون " تيلك " كنتم تعتقدون أنه يشكل تهديدا كبيرا , لأمن الكواكب |
Nükleer silahların güvenliğini konuşacak zaman yok mu? | Open Subtitles | ليس هتاك وقت لأمن الأسلحة النووية؟ |
Bu konu bakanlığın güvenliğini ilgilendirdiği için bana başka seçenek bırakmıyorsun. | Open Subtitles | رغم أن هذا يعتبر خرقا لأمن الوزارة لكنك لم تترك لي... أي بديل... |
Otomobil güvenliğinin basit bir hilesi. | Open Subtitles | إنهم الصخرة الأليفة لأمن السيارات; إنهم حيلة. |
Tesis güvenliğinin her kademesine giriş hakkı lazım. | Open Subtitles | أنا سوف أريد تصريحا كامل لأمن المنشأة |
Sana bir şey söyleyeceğim ama güvenliğe ya da polise gitmeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | لو أخبرتك بشيء، عليكِ أن تعدني لن تذهبي لأمن الشركات أو الشرطة |
Devlet Güvenliği yerine Çin Bakanlığı. | Open Subtitles | الوزارة الصينية لأمن الولايات |